Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in, Libya ile varılan anlaşma kapsamında petrol arama faaliyetlerine 34 ay içerisinde başlanacağı açıklamasını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, girişimin çok önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Aybar, Türkiye'nin askeri ve diplomatik alanda olduğu gibi iktisadi alanda da Libya'nın yanında olduğunu ve bu girişimle ekonomik ilişkilerin daha da derinleşeceğini söyledi.

"GÜNDE 1,6 MİLYON VARİL KALİTELİ PETROL ÜRETLİYORDU"
Libya'da üretilen petrolün yüzde 80'inin Avrupa'ya ihraç edildiğini aktaran Prof. Dr. Aybar, "Karışıklıklar öncesinde Libya günde 1.6 milyon varil, sülfür oranı yüksek, kolay işlenen kaliteli petrol üretiyordu. Yüzde 80'i Avrupa pazarına ihraç edilen bu petrol Libya'yı, Kuzey Afrika'da önemli bir petrol üreticisi konumuna getirmişti. Küresel petrol üretiminin yüzde 3'ünü gerçekleştiren Libya Afrika kıtasındaki en büyük petrol rezervine sahip ülke durumunda. Libya her sene bu rezervin binde dördünü çıkarıyor. Çatışmalar yüzünden gerileyen hidrokarbon üretimi ve ihracatı, özellikle Covid19 salgını bağlamında düşen küresel petrol talebine bağlı olarak fiyatların aşağı yönlü hareketi Libya'nın yüzde 69'unu oluşturan petrol gelirlerini azalttı" diye konuştu.



"HAFTER'İN YENİLMESİ LİBYA'YI PİYASAYA GERİ DÖNDÜRECEK"

Suudi Arabistan ve Rusya arasında tekrar gerilim olabileceğinin sinyallerini veren Prof. Dr. Aybar, "OPEC içinde önemli bir üretici üye konumunda olan Libya'da çatışmaların yönünün belli olması, Hafter güçlerinin püskürtülmesi ve yenilmesi Libya'nın dünya petrol piyasasına tekrar dönmesini sağlayacak. Bu durum Libya'yı, küresel petrol fiyatlarını üretimi düşürerek yukarı çekmeye çalışan OPEC'in kararlarını ihlal etme pozisyonuna düşürebilir. Fiyat belirlemeleri etrafında iki önemli üretici olan Suudi ArabistanRusya arasında 2020 başındakine benzer şekilde OPEC içinde bir çatışmanın tekrar tetiklenmesini getirebilir" ifadelerini kullandı.

"TPAO'NUN LİBYA'DA 180 MİLYON DOLARI AŞAN YATIRIMI VAR"
Libya'da 180 milyon doları aşan yatırımı bulunan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) petrol arama çalışmalarına başlamasının 2000'li yılların başına denk geldiğini belirten Prof. Dr. Sedat Aybar, "Çölün derinliklerinde petrol bulan TPAO bunları işletmeye geçemeden, 2014 yılında faaliyetlerini durdurdu. TPAO, aralarında Sirte ve Murzuk'un da bulunduğu Petrol Hilali denen coğrafyada Libya ile ortak enerji projeleri geliştirerek faaliyete geçmeyi planlıyor. Kurulacak yeni petrol ve gaz işleme tesisleri Libya ve Türkiye'de ciddi bir istihdam piyasası yaratacak. Akdeniz'de yapılacak bu çalışmanın katkıları sadece Türkiye ve KKTC'nin iktisadi haklarını korumak gibi jeopolitik çıktıyla sınırlı kalmayacak, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu petrolün önemli bir bölümünü de karşılayacak" dedi.



"ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME"

Petrol arama faaliyetlerinin Türkiye ile Libya arasında imzalana münhasır ekonomik bölgede gerçekleşeceğini aktaran Prof. Dr. Aybar, "TPAO Libya'da petrol aramak için ruhsat başvurusunda bulundu. Ruhsat başvurusu Türkiye'nin Libya ile imzalamış olduğu münhasır ekonomik bölge için yapıldı. Arama ve sondaj çalışması o bölgede yapılacak. Türkiye, Doğu Akdeniz'de özellikle son zamanlarda geliştirmiş olduğu petrol arama ve sondaj çalışmaları kabiliyetini Libya'daki o bölgeye de taşıdı" diye konuştu.

"DOĞU AKDENİZ'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR"
Hafter güçleri ve onu destekleyen Rusya, Mısır, İsrail, Yunanistan gibi ülkelerin silahlı çatışmada ve sahada gücünü kaybetmesi ve geriye çekilmesiyle Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri de belirleyecek yeni bir dönemin başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Aybar, "Yeni dönemin başlaması barışçıl bir ortama geçilmesi, anayasal birtakım çalışmaların yapılacak olması ve uluslararası diplomatik girişimlerin gelişecek olması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

"KAYNAKLAR LİBYA HALKININ ÇIKARLARI İÇİN KULLANILMALI"
Petrol ve doğalgaz kaynaklarının nasıl kullanılacağı konusunda değerlendirme yapan Ekonomist Prof. Dr. Aybar, "Bütün bu gelişmeler iktisadi alanda da kendini gösterecektir. Libya'nın kaynaklarını kimler kullanacak? Libya halkı iç savaş ve parçalanmışlığın sona ermesiyle kendi kaynaklarına ne kadar hükmedecekler ve bu kaynakları kendi çıkarlarına kullanacaklar? Bu kaynaklar hangi ortak ülke ile kullanılacak? İşte bu noktada Türkiye özellikle Libya'nın zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarını halkının çıkarları için kullanması amacıyla askeri ve diplomatik alanda olduğu gibi iktisadi alanda da birtakım projeler hayata geçirmek üzere harekete geçiyor, TPAO'nun başvurusu o yüzden çok önemli" dedi.



"HÜKÜMET KAYNAKLARINI KULLANMAKTA BAĞIMSIZDIR"

Petrol arama çalışmasını Doğu Akdeniz'deki güç çekişmesinin içerisinde Türkiye'nin kendisine biçtiği rolün bundan sonra ne tarafa doğru evrileceğinin de göstergesi olacak bir adım alarak yorumlayan Prof. Dr. Aybar, "Libya hükümeti, ülkenin kaynaklarının kimlerle ve nasıl kullanılacağı konusunda alacağı kararlarda bağımsızdır, kendi yetkisini kullanacaktır" diye konuştu.

"LİBYA İLE TARİHİ BAĞLARIMIZ VAR"
Türkiye'nin Libya ile iktisadi ilişkisinin çok eskilere, derinlere gittiğini söyleyen Prof. Dr. Aybar, "Libya ile tarihi bağlarımız var en zor anlarımızda yardımımıza koştular. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı'nda, Libya'da gelen yardımın o dönemin şartlarında çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Ayrıca, 19742018 yılları arasında müteahhitlik hizmeti vermişiz ve buradan alacağımız birtakım hakkedişler var. Türkiye'nin Libya ile iktisadi ilişkisi çok eskilere, derinlere gidiyor. Libya'da iç çatışma sürecinde Türkiye'nin meşru hükümeti diplomatik ve askeri alanda desteklemesi şimdi iktisadi alanda da gerçekleşiyor. O anlamda bu girişim önemli ve çok ciddidir" ifadelerini kullandı.



"İKTİSADİ BAĞLARIMIZ DERİNLEŞECEK"

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki yerinin sağlamlaşacağı vurgusu yapan Prof. Dr. Sedat Aybar, "Geçmişten kalan borçların Türkiye'ye ödenmesi sağlanacaktır. Libya'nın kaynaklarının ortak bir şekilde sondajlayıp, çıkarıp, işletilmesiyle Libya halkına getireceği katkıya destek vereceğiz. Afrika kıtasında Libya petrol rezervi en fazla olan ülke, bu rezervlerin işletmesini yabancılar yapıyor. Şimdi bu aramadan gelen katma değerinin Libya halkı lehine kullanılması ikincisi de Türkiye ile olan iktisadi ilişkilerin derinleşmesi ülkemizin çıkarına olacak bir adımdır. Libya ile yaptığımız ticaret Türkiye lehine olan bir ticarettir. Bunun yanı sıra jeopolitik ve diplomatik alanda Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de sıkışmışlığının aşılması konusunda da bu girişim etkili olacaktır" dedi.