Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
LİBYA'DA SON DURUM
Libya'da Hafter tarafı halen siyasi çözüme yanaşmıyor. Bunu yanaştırmayan da ülkeler var. Abu Dabi bunlardan bir tanesi. Mısır aynı şekilde destek veriyor, Fransa destek veriyor, Rusya'nın orada Wagner şirketi var. Değişik haberler var ama Rusya'ya da biliyorsunuz bir heyet gitti.
Hafter son zamanlarda saldırganlığını artırdı. Bunu gören Saraj hükümeti, karşı atakla artık Hafter tarafını püskürtmeye başladı. Önemli kritik yerleri ele geçirdi. Trablus'tan Tunus'a kadar sahil bandının ele geçirilmesi, havadan ve karadan ilerleme kat edilmesi gösteriyor ki Hafter bu savaşı kazanamaz.
Hafter zaten dışarıdan destek almasa özellikle de Abu Dabi'nin Mısır'ın verdiği uçakları kullanmasa Hafter'in hiçbir gücü yok.
Tüm dünya kabul ediyor ki Türkiye dengeleri değiştirdi, Türkiye belirleyici oldu.
Burada vizyon ortaya koymak lazım. Bizim orada, Akdeniz'de çıkarlarımız var. Bölgenin istikrarı bizim için önemli. Burada 'banane' dediğiniz zaman yarın bu sorunlar gelir. Şimdi tüm dünya konuşuyor. Bizim savunma sanayiimizdeki başarımızı da, askeri stratejimizi de konuşuyor.
Bizim hiç kimsenin toprağında gözümüz yok. Ama çıkarlarımızı savunma konusunda da gerekli adımları zamanı geldiğinde attık, atıyoruz, atacağız.
Burada esasen askeri bir çözüm değil siyasi bir çözüme gitmesi lazım.
Hafter'i destekleyenler de artık sözde değil gerçek anlamda siyasi çözüme Hafter'i ikna etmesi gerekiyor.
ABD'DE GEORGE FLOYD'UN ÖLDÜRÜLMESİ
Her şeyden önce polisin herhangi bir insanı öldürmesi kabul edilemez. Amerika'da beyaz polisin bir zenci amerikan vatandaşını ilk defa öldürdüğü görülmemiştir. Yakın yıllarda yine olaylar patlak verdi. Maalesef burada bir ırkçılık var. Bu cinayeti işleyen polisle ilgili de herkesin vicdanını rahatlatacak şekilde adaletin işletilmesi gerekiyor. Bu şekilde vatandaşa muamele kabul edilemez. Suç mu işlemiş? takarsın kelepçeyi süreç işler. Bir insanın boynuna dizle basıp öldürmek kabul edilebilir bir durum değil.
Diğer taraftan bu cinayeti vandalizme dönüşmesi de doğru değil ve çok tehlikeli. Sadece Amerika değil başka bir ülkede vandalizme dönüşmesini biz desteklemeyiz. Bir an önce inşallah sağduyu hakim olur. Bir ülke güvenliğiyle ilgili tedbirler alır ama bu süreçte vatandaşla temas halindeyken dikkatli olunması gerekiyor. Daha fazla gerginliğin artmaması gerekiyor. Böyle krizleri fırsata çevirmek isteyen gruplar da olur. Bunu Amerika'da da görüyoruz. Diğer tarafta bu Antifa'yı Trump terör örgütü ilan etti. Bu bir ülkenin kendi kararıdır. Ama aynı Antifa, gelip Suriye'de Türk askerine silah doğrulttuğu zaman da Amerika gibi müttefiklerin de aynı hassasiyetleri göstermesi gerekiyor. "Bana dokunduğu zaman terör örgütü, ama başka bir ülkeye dokunduğu zaman gerek yok yapsın" bu doğru bir yaklaşım değil.
Çünkü bunların hepsi aynı ideoloji. Bunları bir araya getiren ne? Kendisi diyor ya "aşırı sol" diyor. Türkiye olarak bizi sağmış solmuş bizim takıntımız yok. Ama ideolojiyi bahane ederek terör örgütü etrafında terör merkezli birleşmeye karşıyız biz. Siyasi partiler de kendi ideolojilerine yakın terör örgütlerine destek veriyor. Bunu AP'de de görüyoruz, ülkelerin Meclislerinin çatısı altında da özellikle aşırı sol partilerin aynı ideolojiye sahip oldukları için PKK'ya destek verdiklerini görüyoruz. Ben bunları yaşadım. Orada görev yaparken de yaşadım. Terör örgütüyle arana ne olursa olsun mesafeni koyacaksın.
Esas konuya gelelim. Amerika'da ve dünyada ciddi bir ırkçılık var. Benim öğrencilik yıllarımda da var. Siyahlara karşı da Asyalıya da Latinlere karşı da vardı. O zaman Türkler ve Müslümanlar gerideydi. Şimdi ise bu ırkçılık devam ediyor. En liberal New York'ta bile ırkçılığı görebiliyorduk, 30 yıl önce. Ama ırkçılık yeniden hortladı. Amerika'da da batıda da dünyada da. Her türlüsü var; yabancı düşmanlığı var, Müslümanlık var, antisemitizm var. Kendisinden olmayana karşı bir nefret eylemi var.
(Doğu Akdeniz'deki gelişmeler) Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin (içinde) olmadığı hiçbir anlaşma geçerli değildir.
YUNANİSTAN'A AYASOFYA TEPKİSİ
Ayasofya, Türkiye Cumhuriyetinin mülküdür ve fethedilmiştir. Sesini çıkarmaları saçmalık ve haddini aşmaktır.
Kur'anı Kerim'in nerede ne zaman okunacağını biz Yunanistan'a mı soracağız?