Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk  Kültür Merkezi Projesi'ni temel atma aşamasına getirmek için çok büyük  mücadeleler verdiklerini belirterek, "Eski binayı kendi marjinal ideolojilerinin  sembolü olarak gören kimi çevreler daha ilk günden itibaren bütün enerjilerini  projemizi engellemek için harcadılar. Türlü ithamlarla, akla, mantığa ve vicdana  sığmayan iftiralarla bunlar yeterli olmayınca da sokakları karıştırarak projeyi  sabote etmeye çalıştılar." dedi. 

Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel  Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada, bugün ülkenin sanat ve kültür hayatında çığır  açacak önemli bir adım atıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Kasım 2017'de tanıtım projesini  gerçekleştirdikleri İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin hayata geçmesi yönünde  yeni bir aşamaya gelindiğini ifade ederek, temelini atmakta oldukları merkezin 95  bin 600 metrekare kapalı alana sahip, 5 ayrı bloktan oluştuğunu aktardı.

Bina içerisinde 2 bin 73 kişilik dünya standartlarının üzerinde bir  opera, 828 kişilik tiyatro salonu ve bunlara ait sahne, kulis odalarıyla, fuaye  alanlarının yer aldığını belirten Erdoğan, ayrıca projede atölye ve depo  alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt  stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet  kıraathaneleri bulunduğunu ifade etti.

Erdoğan, bunun yanında toplantı odaları, idari ofisler, restoranlar,  kapalı otopark ile bu projenin her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde  hazırlandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Hem mimari hem estetik hem de kullanım bakımından göz dolduran bu  eserin şehrimizin kültür ve sanat faaliyetlerini daha da zenginleştireceğine  inanıyorum. Toplam yatırım bedeli 860 milyon lira olan Atatürk Kültür Merkezi  Projesi'nin, İstanbul'umuz ve tüm Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum.  Bakanlığımızdan Toplu Konut İdaremize, belediyemizden mimarlarımıza, işçilerimize  kadar bu projenin gerçekleşmesinde katkısı olan tüm kurum ve kuruluşlarımıza  şimdiden teşekkür ediyorum. İnşallah yoğun bir mesaiyle çalışacak ve İstanbul  Atatürk Kültür Merkezi'ni iki yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlayarak  sanatçılarımızın ve sanatseverlerin hizmetine sunacağız."

"OLMADIK YALANLARA BAŞVURDULAR"

Projeyle, tarih, medeniyet ve kültür başkenti İstanbul'un şanına  yakışır muhteşem bir eseri şehre kazandırmış olacaklarını dile getiren Erdoğan,  şöyle devam etti:

"Sizlerin de yakından takip ettiği gibi, bu projeyi temel atma  aşamasına getirmek için çok büyük mücadeleler verdik. Eski binayı kendi marjinal  ideolojilerinin sembolü olarak gören kimi çevreler daha ilk günden itibaren bütün  enerjilerini projemizi engellemek için harcadılar. Türlü ithamlarla, akla,  mantığa ve vicdana sığmayan iftiralarla bunlar yeterli olmayınca da sokakları  karıştırarak projeyi sabote etmeye çalıştılar. 2007'de başlayan iftira kampanyası  süresince Atatürk Kültür Merkezi'nin yerine AVM yapacağımız, cami yapacağımız,  ismini değiştireceğimiz gibi olmadık yalanlara başvurdular. Aynısını Harbiye  Kongre Merkezi'ni yaparken de yaptılar. Oradaki tiyatroyu ortadan  kaldıracağımızı, tiyatro salonunu kaldırıp, kongre merkezinin yerinde hiçbir şey  yapılmayacağını, bunları söylediler. Ne oldu? Biz orada daha büyük bir tiyatro  salonunu yaptık. Onun yanında 3 bin kişilik yerin altında dev bir kongre  merkezini inşa ettik. Adeta o da bir opera. Bunu inşa ettik ve o gündür bugündür  sadece ülkemize değil, tüm dünyaya orası hitap ediyor."

"ESKİ BİNA İSTANBUL'UN BEKLENTİLERİNE ARTIK CEVAP VEREMİYORDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2007'den itibaren farklı kurumların yaptığı  incelemelerin, eski binanın artık kullanılamaz olduğunu açıkça ortaya koyduğunu  ifade ederek, hele hele depremden sonra Atatürk Kültür Merkezi'nin dayanılmaz  durumda olduğunu söyledi.

Yine aynı raporların eski binanın depreme dayanıklılık bakımından bir  gecekondudan hiçbir farkının olmadığını da gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, "Daha  da ötesi eski bina bugün 15 milyonu aşan nüfusu, her yıl 13 milyonu bulan yabancı  turist sayısı, sanata ve sanat eserlerine giderek artan talebiyle İstanbul'un  beklentilerine artık cevap veremiyordu." diye konuştu.

Erdoğan, eski binanın tamiri ve güçlendirilmesi amacıyla İstanbul 2010  Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından hazırlanan projenin de yine bu  çevrelerce dava konusu yapılarak engellendiğini belirterek, konuşmasını şöyle  sürdürdü:

"Neler çektik. İşleri güçleri hep engellemek. Aynı zihniyet... Yani  bir dikili ağaçları yok. Kenardan seyret hiç olmazsa, ne yapılıyor gör, yok. Ne  bilimsel veriler, ne raporlar ne de diğer gerçekler, yegane gıdası istismar olan, provakasyon olan malum çevreleri ikna etmeye yetmedi. Çünkü eski yapının yıkılıp  daha güzel, daha modern, daha ferah bir bina inşasına karşı çıkanlar,  kültürsanat hassasiyetiyle değil, ideolojik bağnazlıkla hareket ediyordu.  Ecdadın değimiyle bu çevreler, üzüm yemenin değil, bağcıyı dövmenin peşindeydi.  Bu niyetlerini de hemen her fırsatta ifşa etmekten çekinmediler. Bu sözde  sanatseverlerin, Gezi olayları sırasında neler yaptıklarını, hemen yanı  başımızda, milletimizi nasıl aşağıladıklarını, terör örgütlerinin paçavralarıyla  buradaki eski binayı nasıl kirlettiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz, çok iyi  hatırlıyoruz.

Güya Atatürk Kültür Merkezi hassasiyetiyle hareket edenler, gezide  Atatürk Kültür Merkezi'ni demokrasimize saldırmanın, esnafımızın malını, mülkünü  yağmalamanın, sokaklarımızı yakıp yıkmanın aracı haline getirdiler. Burada  yaşadık bunları. İstiklal Caddesi'nde yaşadık bunları. Bu meydanda yaşadık.  Atatürk Kültür Merkezi'nin tüm cephesinde yaşadık. Ne yapacaktık? Seyir mi  edecektik. Oraya her türlü teröristlerin resimlerini astılar. Günlerce sokaklarda  terör estirirken, her köşe başında bir şehit mezarı bulunan bu kutlu şehrin  duvarlarına 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazarken de buradaki eski metruk binayı  bahane olarak kullandılar. Biz ne Gezi vandallığı döneminde ne de sonrasında  bunların tehditlerine boyun eğmedik. Zihnen ve ruhen bu topraklarla tüm bağlarını  koparmış sokak teröristlerine rağmen, ülkemize ve İstanbul'umuza yakışan bir eser  kazandırmak aşkıyla biz yolumuza devam ettik, durmadık."

"BU ESER VERİLMİŞ EN GÜZEL CEVAP"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür  Merkezi Projesi'ne ilişkin, "Temelini atacağımız bina sadece bir kültür merkezi  değildir. Bu eser aynı zamanda son 5 yıldır milli iradeye kasteden, vatan, millet  düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacaktır." dedi. 

Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel  Atma Töreni'nde, bugün 10 yıllık bir sabrın meyvesinin toplandığını söyledi.

Projenin bitince daha başka olacağını vurgulayan Erdoğan, "Az önce  ekranda izlediniz, animasyon olarak nasıl bir esere kavuşacağız. Hele bitince  daha başka olacak. Gerçekten defalarca ben bunun animasyonunu izledim. Projeyi arkadaşlar, anlattılar, dinledik ve bu günlere hazırladık ama kararlı hazırladık.  Şimdi de yüklenici firmayla beraber kararlı bir şekilde 2 yılda inşallah burayı  bitireceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, temeli atılacak binanın sadece bir kültür merkezi  olmayacağını dile getirerek, "Temelini atacağımız bina sadece bir kültür merkezi  değildir. Bu eser aynı zamanda son 5 yıldır milli iradeye kasteden, vatan, millet  düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacaktır." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel Atma Töreni'ne katıldı. Programa TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sağlık Bakanı  Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanatçılar Yavuz Bingöl, Sibel Can ve Orhan Gencebay da katıldı. 

İstanbul'un kendini bu projede bulacağını anlatan Erdoğan, şöyle devam  etti:

"İstanbul kendini bu projede adeta millet kıraathanesiyle bulacaktır,  restoranıyla bulacaktır, her şeyiyle bulacaktır. Türkiye'yi karanlığa mahkum  etmeye çalışanlara karşı, ülkemizi aydınlık yarınlara kavuşturma idealimizin  sembolü bir eser inşa ediyoruz. Hepsinden önemlisi İstanbul Atatürk Kültür  Merkezi, milletin değerleriyle, inancıyla, insanımızın tarihi ve kültürüyle  kavgalı, jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir zafer anıtı olacaktır. İnşallah 2  yıl sonra tamamlandığında bu eser, sadece İstanbul'umuzun değil, tüm Türkiye'nin  iftihar vesilelerinden biri haline gelecektir, dünya bu eseri anacaktır."

Erdoğan, Türkiye'nin aslında hizmet ve yatırım düşmanı "istemezükçü"  anlayışıyla ilk defa kendi dönemlerinde muhatap olmadığını belirterek, ülkenin  cumhuriyet tarihi boyunca ne zaman hamle yapmaya, prangalarını kırmaya çalışsa  karşısında daima bu zihniyeti bulduğunu söyledi.

Türkiye'nin sanayide, savunmada, üretimde, ulaşımda, teknolojide,  hemen her alanda yaptığı hamlelerin dışarıda hasımlar, içeride de belli kesimler  tarafından sürekli engellendiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Rahmetli Menderes'in ömrü, darağacında son nefesini verdiği o kara  güne kadar malum zihniyetle mücadele ile geçmiştir. Merhum Özal'ın 1983'ten  itibaren ülkemizi tekrar ayağa kaldırma çabaları da yine bu çevrelerin  sabotajlarına maruz kalmıştır. Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamızdan merhum  Alparslan Türkeş'e yüreği milletimizin refahı için çarpan, büyük ve güçlü Türkiye  ideali için ter döken tüm liderlerin karşısına ilk önce bu çete dikilmiştir.  İnsanımızın hayır dua ile andığı ne kadar siyasetçi, iş adamı, müteşebbis varsa  hemen hepsi bunların linç kampanyasından nasibini almıştır."

"BUNLARI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Erdoğan, Nuri Demirağ'ın bir anısını şöyle anlattı:

"Ülkemizin yetiştirdiği en vizyoner insanlardan Nuri Demirağ'ın bir  anısını sizlerle paylaşmak istiyorum. CHP zihniyetinin anlaşılması bakımından bu  anekdotun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle genç nesillerin,  ülkemizin geçmişte neler yaşadığını ne tür badireler atlattığını öğrenmesi için  bu hadise gerçekten ibretliktir. Merhum Nuri Demirağ, 1931 yılında İstanbul'da  Asya'yı Avrupa'ya bağlayacak Boğaz Köprüsü Projesi'nin etütlerine başlar. 1934'te  Amerika'nın en büyük çelik şirketiyle anlaşarak, üstünden tren yolu da geçen  projesini tamamlar. Proje yaveri aracılığıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e  sunulur ve Gazi tarafından da çok beğenilir. Gazi, gereğinin yapılması için  projeyi hükümete iletir. Dönemin CHP hükümetinin bayındırlık bakanı bu projeyi ne  yapar biliyor musunuz,  'Boğaz'ın güzelliğini bozar' bahanesiyle projeyi  reddeder. Demek ki 3 tane köprü yapıldı şimdi Boğaz'a, Boğaz'ın hakikaten  güzelliğini bozmuşuz. Ya bunları anlamak mümkün değil. Herhalde biz de bozmasın  diye Binali Bey, bozmasın diye denizin altına sokmuş. Şimdi Marmaray'da Avrasya  Tüneli de denizin altından gidiyor. Hangisinden istiyorsanız onu kullanın  diyoruz. Aynı şekilde CHP hükümetinin başbakanı İnönü de projenin hayata  geçirilmesine mani olur. Bütün bu sabotajlar Gazi Mustafa Kemal'in iradesine,  arzusuna rağmen yapılır."

Menderes'in, Nuri Demirağ'ın havada bırakılan projesini  sahiplendiğini, Karayolları Genel Müdürlüğünden Boğaz'a 9 ayrı yerden köprü  yapmanın mümkün olduğu raporunu aldığını hatırlatan Erdoğan, "25 Mayıs 1960'ta,  yani darbeden sadece 2 gün önce de uluslararası bir firmayla sözleşme imzalanır  fakat 27 Mayıs darbesi olunca diğer pek çok hizmet gibi köprü projesi de rafa  kaldırılır. Ülkemizin ilk boğaz köprüsü Nuri Demirağ'ın teşebbüsünden tam 40 yıl  sonra 29 Ekim 1973'te ancak hizmete girer. Boğaziçi Köprüsü, yani yeni adıyla 15  Temmuz Şehitler Köprüsü hem inşaat sürecinde hem de sonrasında CHP ve malum  çevreler tarafından sürekli eleştirilir, hedef haline getirilir, engellenmeye  çalışılır." şeklinde konuştu.

"RAMİ KIŞLASI KÜTÜPHANE YAPILACAK"

Erdoğan, benzer bir linç kampanyasının Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün  inşası sırasında merhum Özal'a yönelik de yürütüldüğünü anımsatarak, şunları  kaydetti:

"Biz de 40 yılı aşkın siyasi hayatımız boyunca sözde elit, özde lümpen  bu çevrelerin zehirli oklarının hedefi olduk. Aynısını 3. köprüde Yavuz Sultan  Selim Köprüsü'nde bize yapmadılar mı? Motorlarla 3. köprünün olduğu yere denizden  gittiler, yürümeye fırsat bulamadılar. Yine gösteri yaptılar. 'İstemezük' dediler  ama biz onlara rağmen yaptık. Marmaray'ı öyle yaptık, Avrasya'yı öyle yaptık.  Şimdi de inşallah 3 katlısını yapacağız, yine Boğaz'a. Ya bunların dünyadan bir  haberi yok. Hizmet etmek gibi de bir dertleri yok. 'Engelleyelim de nasıl olursa  olsun', mantık bu. Gerek Büyükşehir Belediye Başkanlığımız, gerek  Başbakanlığımız, gerekse Cumhurbaşkanlığımız döneminde sürekli eleştirildik,  karakter suikastlarına maruz kaldık. Sadece İstanbul Atatürk Kültür Merkezi  Projesinde değil, Marmaray'dan Avrasya Tüneli'ne, İstanbul Havalimanı'ndan, onun  için de aynı şeyleri yaptılar, hala yapıyorlar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne  kadar bütün projelerimizde belli kesimlerin saldırısına muhatap olduk. Bak şimdi  burada bir müjde daha veriyorum, Rami Kışlası var ya Rami Kışlasını da  İstanbul'un en büyük kütüphanesi yapıyoruz. Devam ediyor, inşallah hedef, 6  milyon ciltlik  bir kütüphaneyi İstanbul'umuza kazandırmak. Daha önce burası Rami  Kışlası'ydı, şimdi de inşallah İstanbul'umuzun en büyük kütüphanesi olacak ve  Türkiye'nin. İkincisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde biliyorsunuz, 5 milyon cilt.  Burada da 6 milyon cilt. Ya biz çalışıyoruz. Konuşmuyoruz. Ekranları başında bizi  izleyen milletime sesleniyorum. Onun için 31 Mart'ı unutmayın. 31 Mart bu noktada  çok önemli."

KDV MÜJDESİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu hafta  Meclis'te görüşülecek bir kanunla, kitapta ve süreli yayınlarda KDV oranının  sıfıra düşürülmesi uygulaması, hem yayıncıları hem satıcıları kapsayacak şekilde  genişletiliyor. İstiyoruz ki kitap sevgisini daha da yayalım, aşkını  genişletelim." dedi. 

Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) temel atma töreninde,  Türkiye'de bir hizmet üretenlerin bir de "laf üretenlerin" olduğunu belirterek,  bunun iyi ayırt edilmesi gerektiğine işaret etti.

Son asırda pek çok olumsuz örneğe, sabotaj girişimine rastlandığını  aktaran Erdoğan, "Bahaneler farklı olsa da bunların hedefi her zaman ülkemizin  kalkınması, gelişmesi ve güçlenmesi olmuştur. Türkiye'yi kendi malı gibi gören kimi çevreler, yatırımlarla ilgili gösterdikleri hazımsızlığı, sanat ve kültür  hayatımızdaki meselelerde de sergilemiştir. Kendileri dışında hiç kimsenin  sanatta, edebiyatta, resimde, müzikte, kültürde söz söylemesine tahammül  edemiyorlar. Kendi çizdikleri kalıplar dışında hiçbir sanat eserinin, hiçbir  sanat tarzının varlığına hayat hakkı tanımak istemiyorlar. Oysa sanat tahakküm  kurmanın değil, demokrasinin, farklılıklara tahammül göstermenin, hoşgörünün  aracıdır." şeklinde konuştu.

"SANAT ASIRLARIN AYIRDIĞI KALPLERİ BİRLEŞTİREN BÜYÜDÜR"

Sanatın insanın, hak ve hakikat yolculuğunun, estetik ve güzellik  arayışının vasıtası olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sanat insanlığın ortak medeniyet hazinesine katkı sunmak için vardır,  bunun için yapılır. Merhum Cemil Meriç, bakınız sanat ve sanatçıyı nasıl  tanımlıyor: 'Sanatçının tek vazifesi vardır bence; insanları birbirine sevdirmek, iki insanı veya iki milyar insanı. Sanat; bir heyecan seyyalesiyle kilometrelerin  ve asırların ayırdığı kalpleri birleştiren büyüdür' diyor rahmetli Cemil Meriç.  Biz de sanatı ve sanatçıyı böyle görüyoruz. Hemen her fırsatta sanatın  birleştirici, bütünleştirici, kutuplaşmaları, gerilimleri giderici rolüne dikkat  çekiyoruz. Hem modern sanatları hem de gelenekli sanat dallarımızı milletimizin  maziden atiye yolculuğunun birikimleri, köşe taşları olarak değerlendiriyoruz. Bu  anlayışla sanata ve sanatçılarımıza ihtiyaç duydukları her türlü desteği vermeye  çalışıyoruz."

Sadece kültür merkezi ve sahne sayısındaki son 17 yıldaki artışın, bu  alanda ülkenin geldiği konumu göstermenin yeterli olduğunu dile getiren  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sayısı  neydi biliyor musunuz? 42. Biz buna 63 adet daha ilave ederek, 115'e çıkardık.  Devlet Tiyatrolarındaki sahne sayısı neydi biliyor musunuz? 23. Biz buna 42 ilave  yaptık, oldu 65. Desteklenen özel tiyatro sayısı 59 iken, bizim dönemimizde 229'u  buldu. 2002 yılından bu yana 88 adet yurt içi, 68 adet yurt dışı kültür varlığı  sergisi yaptık. Son olarak 2 hafta önce sinema sektörümüzün en önemli  sıkıntılarından birini daha çözüme kavuşturduk." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel Atma Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetkililerden bilgi aldı.

"ARTIK KİTAPTA, DERGİDE, GAZETEDE KDV OLMAYACAK"

Kültür ve sanat alanında çok önemli bir müjdeyi daha paylaşmak  istediğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu hafta Meclis'te görüşülecek bir kanunla, kitapta ve süreli  yayınlarda KDV oranının sıfıra düşürülmesi uygulaması, hem yayıncıları hem  satıcıları kapsayacak şekilde genişletiliyor. İstiyoruz ki kitap sevgisini daha  da yayalım, aşkını genişletelim. Fiyatlar düşünce herkesin kitap alma imkanı da  oluşsun, gelişsin. Daha açık bir ifadeyle; artık kitapta, dergide, gazetede KDV  olmayacak. Böylece dijitalleşmeyle birlikte dezavantajlı bir duruma düşen  yayıncılarımıza önemli bir destek sağlıyoruz. Amacımız daha çok okuyan, daha çok  tefekkür eden, daha çok üreten bir toplumun, daha zengin bir kültür dünyasının  inşasına katkıda bulunmaktır. Millet kıraathaneleriyle gençlerimize okuyacakları  mekanlar sunarken, bu tür uygulamalarla da onların içlerinin kaliteli şekilde  doldurulabilmesini sağlamak istiyoruz. Şimdiden hayırlı olsun."

Türkiye'yi diğer alanlarda olduğu gibi kültür sanatta ileriye  taşıyacak hedefleri ve hayalleriyle buluşturacak projelere öncelik vereceklerine  işaret eden Erdoğan, "Artık hiç kimse, hiçbir kesim kültür sanatta ülkemizi  vasata mahkum edemeyecek. Sanat ve sanatçıyı istismarı siyasetlerinin aracı  görenler, Türkiye'nin kültür ve sanat hayatını körleştiremeyecek. İnşallah burada  bulunan siz kardeşlerimizin de desteğiyle hep birlikte el ele verecek ve kültür  sanat hayatımızı zenginleştirmeyi sürdüreceğiz." değerlendirmesini yaptı.

"MEYDANLAR NOKTASINDA FAKİRİZ"

Dünyada ülkeler, şehirlerin devasa meydanlarıyla anıldığını hatırlatan  Erdoğan, "Maalesef biz meydanlar noktasında fakiriz. Taksim Meydanı'nın geçmişte  anılması farklıydı ama şimdi trafiği de yerin altına almak suretiyle Taksim  Meydanı'nı gerçekten o arzulanan hüviyete inşallah kavuşturuyoruz,  kavuşturacağız. Roma'ya gittiğiniz zaman Roma'daki meydan çok hareketlidir.  Paris'te aynı şekilde, çok hareketlidir. Bütün turistleri orada görürsünüz ve  bütün canlılık adeta oradadır. Taksim, inşallah bu hale gelecek. Sultanahmet  yeniden inşallah bu hale gelecek. Beyazıt Meydanı yeniden inşallah bu hale  gelecek. Bunun özlemi içerisindeyiz, bunu başarmak suretiyle de ben şuna  inanıyorum, artık çekim alanı İstanbul gibi bir şehrimizde çok daha güçlü hale  gelmesi gerekiyor. 1 Nisan'dan itibaren inşallah AK Parti belediyeciliğiyle bu  adımlar atılacak ve bu çekim alanı, çok daha farklı bir şekilde  zenginleşecektir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yüklenici firma  yetkililerini kürsüye çağırarak Atatürk Kültür Merkezi'nin açılış tarihini erkene  çekme ve yatırım bedelinin düşürülmesine dair pazarlık yaptı.

Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi Projesi'nin açılış tarihinin 24 aydan  20 aya düşürüldüğünü, yatırım bedelinin de 860 milyon liradan 850 milyon liraya  indirildiğini söyledi.
  
NOTLAR

Yeni Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) temel atma töreni, saygı duruşu  ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Konukların konuşmaları sırasında  sahnenin sağ ve sol kenarlarında bulunan dev ekranlara projenin detaylarına  ilişkin görseller yansıtıldı.Törende; TBMM Başkanı ve AK Parti İBB Başkan Adayı  Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İBB Başkanı Mevlüt  Uysal, TOKİ Başkanı Ömer Bulut da birer konuşma yaptı.

Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı  Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı  Sözcüsü İbrahim Kalın,  İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan,  milletvekilleri, belediye başkanları, siyasiler, sanatçılar ve çok sayıda davetli  katıldı.

Konuşmaların ardından, AKM'nin temellerine ilk harç, butona  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindekiler tarafından basılarak  döküldü.

Tören, fotoğraf çekimiyle sona erdi.

BİNALİ YILDIRIM: HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ

TBMM Başkanı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir  Başkan adayı Binali Yıldırım, "İstanbul'u ne kadar güzelleştirir, ne kadar güçlü  hale getirirsek aynı zamanda Türkiye'yi güçlendirmiş oluruz. İstanbul, kimsenin  birbirine tahakküm kuracağı bir şehir değil. Burada farklılıklar, uyum içinde  yaşamakta ve yaşamaya devam edecek." dedi. 

Yıldırım, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel  Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada,  İstanbul'un güzelliğine güzellik katacak,  kültür ve sanat hayatında yeni bir dönemi başlatacak Atatürk Kültür Merkezi'nin  İstanbul ve Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.

Atatürk Kültür Merkezi'nin uzun yıllar hizmet ettiğini ancak her zaman  "Yeterli mi, değil mi?", "Daha güzel olabilir miydi?" gibi tartışmaların  sürdüğünü dile getiren Yıldırım, bütün bunlara rağmen yüzlerce konser, konferans,  panel gibi etkinliklerin bu eski binada gerçekleştirildiğini söyledi.

Sahnede yüzlerce sanatçının, sanatseverlerle beraber olduğunu, bir çok  insanın hayatının en önemli anılarının burada görüldüğünü ifade eden Yıldırım,  ancak Atatürk Kültür Merkezi'nin yenilenmesi gerektiğini, bu sebeple 2008 yılında  kapılarını sanata, sanatçıya kapatmak zorunda kaldığını belirtti.

Yeniden inşa etmek için hazırlanan her projenin bir çok sebeple, bir  çok engelle geciktiği için ancak somut adımın 2017 yılı içinde atılabildiğini  aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:

"Alan, yeni yapılacak şaheser için artık hazır. Dört bloktan oluşuyor.  A Blok 2073 koltuk kapasiteli muhteşem bir opera, B Blokta 848 koltuklu bir  tiyatro salonu. Atatürk Kültür Merkezi'nin en önemli özelliği de Gümüşsuyu'ndan  Taksim'e bir kültür sokağının bu muhteşem eserin içinden geçerek, iki meydanı,  Teknik Üniversite'yi Taksim Meydanı ile birleştiren aynı zamanda da sanat ve  kültürün yanı sıra İstanbullular için bir yaşam merkezi oluşturmasıdır. Sokağın  her iki tarafında kütüphaneler, kafeler, kültür merkezleri, bir çok etkinliğin  yapılacağı tesisler olacak. Bir kez daha bu muhteşem eserin İstanbulumuza hayırlı  olmasını diliyorum."

TBMM Başkanı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi Temel Atma Töreni'ne katılarak konuşma yaptı. 

"ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ YENİDEN GENÇLERİN BULUŞMA NOKTASI OLACAK"

İstanbul'un, tarihi kültürel ve sanatsal kimliğine değer katacak bu  eserle çok daha güzel olacağını ifade eden Yıldırım, bitirildiğinde herkesin  merakla ve büyük bir arzuyla geleceği, vakit geçireceği, kültür ve sanat  etkinliklerinin icra edileceği bir mekan olacağını kaydetti.

Atatürk Kültür Merkezi'nin yeniden gençlerin buluşma noktası olacağını  belirten Yıldırım, "Burada çok daha fazla zaman geçirme fırsatı bulacaklar.  Sanatçılarımız, sanatseverlere yeniden 'merhaba' diyecekler, kucaklaşacaklar."  dedi.

"İSTANBUL'U NE KADAR GÜÇLÜ HALE GETİRİRSEK TÜRKİYE'Yİ GÜÇLENDİRMİŞ OLURUZ"

İstanbul'un, medeniyetin en güzel şehri olduğunu dile getiren  Yıldırım, şunları kaydetti:

"Üç imparatorluğa başşehirlik yapmış, 470 yıl cihan devletimiz  Osmanlı'nın başşehri olmuş. Kültürümüzün, medeniyetimizin, şaheserleri  İstanbul'da mevcuttur. Tarihimizden İstanbul'u çekip çıkarsak geride ciddi bir  boşluk kalır. İstanbul bizim dünyaya açılan penceremizdir. Burada yapılacak her  eser, medeniyetimize değer katmaktadır. Burada 81 ilimizden vatandaşımız yaşıyor.  İstanbul, Türkiye'nin özetidir aynı zamanda dünyanın her köşesinden insanların  merak ettiği, akın akın gelip yaşadığı bir şehir. Kültür ve sanatın yanında  İstanbul aynı zamanda ekonominin de ticaretin de eğitimin de merkezi. İstanbul'u  ne kadar güzelleştirir, ne kadar güçlü hale getirirsek aynı zamanda Türkiye'yi  güçlendirmiş oluruz. İstanbul, kimsenin birbirine tahakküm kuracağı bir şehir  değil. Burada farklılıklar, uyum içinde yaşamakta ve yaşamaya devam edecek.  Birbirimize meydan okumadan, yan yana oturarak, meselelerimizi geçmişte olduğu  gibi gelecekte de konuşmaya devam edeceğiz. Çünkü bu şehir hepimizin."

İstanbul markasına yeni bir eseri daha dahil etmenin haklı gururunu  yaşadıklarını ifade eden Yıldırım, sözlerini, "Taksim, caddeleriyle, kültür  merkeziyle, camisiyle, kilisesiyle, otelleriyle dükkanlarıyla, lokantalarıyla  İstanbul'un en güzel merkezlerinden biri. İnşallah burada İstanbul'un markasına  değer katacak tablo gibi bir eser yükselmiş olacak. İstanbulumuza bu güzel eserin  hayırlı olmasını diliyorum. Bu muhteşem eserin bu aşamaya gelmesinde en büyük  iradeyi koyan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kültür ve Turizm Bakanlarımıza, projenin  hazırlanması, ihale işlemlerinin yapılması dolayısıyla Çevre ve Şehircilik  Bakanımıza, TOKİ'ye, yüklenici firmalara teşekkür ediyorum." diye tamamladı.