Akit yazarı Abdurrahman Dilipak ihraç edildi

İYİ Parti'den Terör örgütü elebaşı Demirtaş'a 'kahvaltı' şartı: Sazıyla gelip...

CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve bazı görevlilerin tecavüzüne uğradığını öne süren kadının ifadesine ulaştı:

İş istediği CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve bazı belediye görevlilerinin cinsel istismarda bulunup, tecavüz anlarını kameraya kaydettiği mağdur kadının, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerine verdiği ifadeye SABAH ulaştı. Mağdur kadın ifadesinde, götürüldüğü bir çiftlik evinde yaşadığı tecavüzü anlattı. Görüntüleri çekildiği için şikâyetçi olamadığını, görüntülerle tehdit edildiğini belirten mağdur kadın, "Çağırdığımızda gelmezsen ailene bu görüntüleri gösteririz' dediler. İşkenceye katlanmak zorunda kaldım" dedi. Daha önce SABAH'a önemli açıklamalarda bulunun mağdur kadının ifadesi, böyle bir olayın yaşanmadığını, kendisine kumpas kurulduğunu öne süren Başkan Atabay'ın savunmalarını da geçersizleştirir nitelikte. Mağdur kadın, yaşadığı dehşet dolu anları şöyle anlattı:




2006'da eşimden ayrıldım. Maddi durumumun zayıflaması üzerine daha kolay iş bulabilmek için Kuşadası, Didim gibi deniz kenarı yerleri giderek iş aramaya başladım. Kendim sosyal demokrat düşünceli olduğum için kendi düşünceme yakın belediyelere başvurarak iş arıyordum. 2016'da bir kış günü Didim Belediyesi'ne gittim. Burada Başkan'ın sekreterine iş aradığımı, başkan ile görüşmek istediğimi söyledim. Masada bulunan bir kâğıt parçasına numaramı yazdı. Mesai saatinden sonra kendisini Ali Çağlar olarak tanıtan bir kişi beni aradı. Bana, 'Başkan Bey mesai saati dışında sizinle görüşmek istiyor. Kabul ederseniz gelip sizi alacağım' dedi. İş bulacağım sevinciyle kabul ettim. Kafe ve restoranta gideceğimizi düşünmüştüm fakat bir süre sonra köy yollarına daldık.



Sonradan Ali Çağlar'ın çiftlik evi olduğunu öğrendiğim bir eve gittik. İçeride, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile sonradan isminin Öznur olduğunu öğrendiğim şu anda belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan bir bayan vardı. Ayrıca Öner Çiçek diye bir erkek vardı. Böylece aynı odada üç erkek iki bayan olduk. Başkan ile Öznur Hanım viski içiyorlardı. Hava kararmıştı. Öznur Hanım'a ayrılmak istediğimi söyledim. Öznur Hanım, 'Koca belediye başkanı var burada neden tedirgin oluyorsun, rahat ol, bir şeyler iç rahatla. Muhabbet ediyoruz" dedi.



Çok ısrar etmeleri üzerine bir bira içmeyi kabul ettim. Alışkın olmadığım için tek bir bira beni sersemletmişti. Sonra ceplerinden küçük kutularda bir şey çıkarmaya başladılar. Başkanın elinde de bir kutu vardı. Daha sonra çıkardıkları beyaz bir tozu sehpanın üzerine ellerinin üzerine dökerek burunlarında çektiler. Bu tozun sonradan kokain olduğunu öğrendim. Burnuma doğru tozu tuttular, biranın da etkisiyle nefes alırken bu tozu bir miktar burnuma çektim. Kısa bir süre sonra ben kendimi kaybetmişim. Kendimi acı içerisinde yerde yatarken uyanmış buldum. Vücudumun arka tarafından acı duyuyordum. Bedenimin her tarafında morluklar ve ısırık izleri vardı.

SAPIKÇA FANTEZİLER...
Gözümü açtığımda Ali Çağlar'ın elinde telefon bulunduğunu ve bizi görüntülediğini gördüm. Belediye başkanı ve Öner Çiçek, Öznur isimli kadın ile üçlü ilişki yaşıyorlardı. Başkan da Ali'ye, 'Ali bizi güzel çek!' dedi. Bir süre dinleniyorlardı sonra bir şeyler içiyorlardı. Bu sırada ben de yerde yatıyordum. Daha sonra belediye başkanı ve Öner Çiçek, benim üzerime çullandılar ve bana tecavüz ettiler. Kendime geldim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.

Ali isimli kişi beni arabasına aldı. Arabada, "Görüntüleri aldık, seni çektiğimi gördün. Başkan seni beğendi. Çağırdığımızda gelmezsen ailene bu görüntüleri gösteririz" dedi. Bundan sonra yaklaşık iki ay boyunca Ali isimli kişi alıp beni başkana götürdü. Bu kişiler sapıkça fanteziler yapıyor. Birbirlerine değişik kıyafetler kadın giysileri giydirerek alkol alıp kokain çekip, akla hayale gelmeyecek sapıkça hareketler yapıyorlardı. Ali Çağlar sürekli görüntü çeken kişiydi. İki ay boyunca bu konuları annemin ve ailemin duymasından korktuğum için bu işkenceye katlandım.

Bu kişiler hakkında şikâyetçiyim. gerekli soruşturmanın başlatılmasını ve yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını talep ediyorum.

'İKİ AY BOYUNCA CEHENNEMİ YAŞADIM'
Didim'de S. adlı kadın (45) 5 yıl önce Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve 2 kişi tarafından 2 ay boyunca 'tehdit' ve 'şantaj' ile cinsel istismara uğradığını iddia etti. Mağdur S. müfettişlere verdiği ifadenin hemen arkasından bir otel odasında Hürriyet gazetesine özel açıklamalarda bulundu. Başından geçtiğini iddia ettiği olayları anlatan S. şöyle konuştu:

'İŞ İÇİN KAPISINI ÇALDIM'
"Kocamdan ayrıldıktan sonra tek başıma kaldım, maddi sıkıntıya düştüm. Oğlumu yanıma alabilmek için çalışmam gerektiğini anladım. Belediyenin kapısını çaldım. 'Başkanla görüşmek istiyorum' dedim. Başkan Atabay'a 'Temizlik, çaycılık yaparım' dedim. 'Size döneriz' dedi. Aynı akşam, iş insanı olduğunu öğrendiğim Ali Çağlar beni aradı. 'Belediye başkanı ile iş talebinizle ilgili görüşmüşsünüz. Kabul ederseniz gelip sizi alayım' dedi. Ben de 'Olur' dedim. Gittiğimiz yer Çağlar'ın çiftliğiymiş. İçeri girdiğimde beni şu anda belediye başkan yardımcılığı yapan Öznur isimli bir kadın karşıladı.

'ÇİFTLİKTE BEŞ KİŞİYDİK'
İçeride Öner Çiçek isimli biri daha vardı. 3 erkek 2 kadındık. Onlar içki içip sohbet ediyordu. 'Bir şey içer misin?' diye sordular. 'Yok' dedim. Öznur Hanım ısrar etti. 'Tamam, içeyim' dedim. Ama bünyem alışık olmadığı için kontrolü kaybettim."

Daha sonra zorla uyuşturucu kullandıktan sonra fenalaştığını, bu sırada evdekilerin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu öne süren S., "Kendime geldiğimde bağırıp, ağlamaya başladım. Ali 'Seni evine bırakayım' dedi. Arabaya bindiğimizde 'Görüntülerini çektik biliyorsun. Bundan sonra gel dediğimizde gelmezsen görüntüleri ailene gönderir seni mahvederiz' diye tehdit savurdu. 'Yeter ki ailem, oğlum duymasın' dedim ve dedikleri her şeyi yaptım. Haftada ya da bazen 10 günde bir arıyordu. Arada bana para veriyorlardı. Öyle yaşamaya çalışıyordum. 2 ay boyunca cehennemi yaşadım. 2 ay sonunda İzmir'de bir arkadaşımın yanına kaçtım" ifadelerini kullandı.

'NE ÇIKARIM OLABİLİR'
"Başkan Atabay açıklama yaptı. 'Komplo' dedi. Ne dersiniz?" diye soruyorum, S. "Rant çetesi diyor. Ben bu çetenin elemanıymışım. Komplo kurmuşum. Hadi Allah aşkına…" diyor. Araya giriyorum. Tekrar soruyorum: "Kadın hakları, cinsel taciz mevzularını kullanıp çıkar sağlama peşinde misiniz?" S. şöyle devam ediyor: "Ne çıkarım olabilir. Komplo kurmak isteseydim, daha güçlü belediye başkanlarına musallat olmaz mıydım? Niye Didim Belediye Başkanı? Sansasyon yaratacak birini seçerdim ünlü olmak isteseydim. Tek hayalim suçluların cezasını çekmesi."

NEDEN ŞİMDİ?
'Neden şimdi?' sorusuna S., "5 yıl boyunca Ege Üniversitesi Hastanesi'nde psikolojik tedavi gördüm. Beni bulurlar, başıma bir şey gelir, 20 yaşındaki oğlum olanları öğrenir, ellerindeki videoları gönderirler diye çok korktum. Ama artık korkmuyorum. Yoluma devam etmek için konuşmam lazım. Psikoloğumla böyle karar verdik" dedi. Bu olayları ilk kime, nasıl anlattığını soruyorum. Genç kadın "Gazeteci Mehmet Özışık'a anlattım. Çünkü bana güven verdi" diye konuştu.

'BAŞKALARI YANMASIN'
İlk olarak polise ya da savcılığa neden gitmediği sorusunu ise S. şöyle yanıtlıyor: "Başıma gelenler medyada çıkınca İçişleri Bakanlığı olayı araştırmak için devreye girdi. 2 müfettiş gönderdi. Bugün ifade verdim. Onlara da anlattım. Ben benim gibi başka kadınlar da yanmasın diye konuşuyorum. İş için kapısını çalan başka kadınlara da aynısını yapmadığını biliyor muyuz? Hayır. Araştırılsın. Çıksın ortaya."