Boğaziçi Üniversitesi'nde olaylı protestolar sırasında güney kampüs ana girişindeki demir sürgülü kapıya takılan kelepçeyle ilgili inceleme başlatıldı.
GÜVENLİK GÖREVLİSİNE AİT
Edinilen bilgilere göre kelepçenin üniversitenin özel güvenlik görevlilerine ait olduğu ortaya çıktı. Yapılan incelemede kelepçenin kapıya Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru tarafından takıldığı belirlendi.
KELEPÇEYİ TAKAN POLİS, "İNİSİYATİF KULLANDIM" DEDİ
Polis memurunun üst amirlerinden talimat almadan kelepçeyi kapı demirlerine taktığı tespit edildi.
Olayla ilgili bilgisine başvurulan polis memurunun inisiyatif kullanarak kelepçeyi demir kapıya açılmaması amacıyla taktığını söylediği kaydedildi.
Olayla ilgili kapsamlı incelemenin sürdüğü belirtildi.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ EYLEMLERE YÖNELİK 14 KİŞİ DAHA GÖZALTINA ALINDI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, Beşiktaş'ta Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs Ana Giriş Kapısı önünde "Üniversitemizde kayyum rektör istemiyoruz" başlığı altında basın açıklaması ve protesto gösterisi gerçekleştirenlerden "2911 sayılı Kanun'a muhalefet" ve "görevli memura mukavemet" suçlarını işledikleri tespit edilen şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma başlattı.
Söz konusu soruşturma kapsamında, kent genelinde çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen polis ekipleri, haklarında gözaltı kararı bulunan 14 kişiyi yakaladı. Dün gerçekleştirilen operasyonlarda ise 22 kişi gözaltına alınmıştı.
Vatan Caddesi'ndeki emniyet yerleşkesinde bulunan 36 zanlının işlemleri sürüyor. Şüphelilerden bazılarının örgütsel faaliyetlerde bulunduğu belirlendi.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden bazılarının, geçmiş yıllarda solsosyalist terör örgütlerinin kırsal yapılanmalarında faaliyet yürütmekteyken ölen kişilerin cenaze ve anma programlarına katıldığı, terör örgütlerinin açık alan yapılanmaları tarafından organize edilen çeşitli toplumsal olaylarda yer aldığı belirlenmişti.
Ayrıca zanlılardan bazılarının, terör örgütleri adına pankart asma, yazılama, korsan gösteri gibi illegal etkinliklerde yer aldıkları ve yine şüphelilerden bazılarının "terör örgütüne üye olmak" suçundan haklarında yargılamaların sürdüğü tespit edilmişti.
