ABD'nin Alabama eyaleti merkezli sivil toplum kuruluşu Güney Yoksulluk Hukuku Merkezi (SPLC) tarafından hazırlanan raporda yapılan güncellemeye göre, 25 Mayıs'tan bu yana aralarında 100 yıllık anıtların da bulunduğu 40 sembol tamamen kaldırılırken, 5 sembol kamusal alanlardan başka yere taşındı.
Ayrıca 14 Konfederasyon sembolü yeniden isimlendirildi.
Raporda, ülkedeki bazı şehirlerin tarihe ve onurlu bir mirasa işaret ettikleri gerekçesiyle söz konusu sembolleri korumak için yasal düzenlemeler çıkardığı, bazılarının da bu sembolleri kaldırmak için çaba sarf ettiği aktarıldı.
SPLC'ye göre Amerika Konfedere Devletleri'nin siyasi ve askeri figürlerine ait heykel, park, yol ve okul isimlerinin bulunduğu 1800'ün üzerinde çeşitli simge halen ülke genelindeki kamusal alanlarda bulunuyor.
Virginia eyaletine bağlı Richmond şehrinin Belediye Başkanı Levar Stoney, temmuz başında, Floyd'un mayıs ayında polis tarafından gözaltına alınırken öldürülmesi ile ülke çapında ve kentte düzenlenen ırkçılık karşıtı protestoların ardından, Konfederasyon dönemi figürlerine ait heykellerin derhal kaldırılmasına ilişkin kararnameyi imzalamıştı.
KONFEDERASYON HEYKELLERİ
ABD'de İç Savaşın kaybeden tarafı olan Konfedere Devletler'in siyasi ve askeri figürlerine ait heykellerin kamusal alanlarda yer almaya başlaması, Güney eyaletlerinde İç Savaş sonrasında siyahların siyasi ve ekonomik güç kazanmasına tepki gösteren ırkçı beyazların "Jim Crow yasaları" olarak adlandırılan, AfroAmerikalılara ayrımcılık yapan düzenlemenin kurumsallaştığı 19. yüzyıl ortalarına denk gelmişti.
Bu dönemin ilk heykel Richmond eyaletinde 1862'de dikilen Robert E. Lee heykeli olmuş, ardından Güney eyaletlerinin birçoğunda dönemin siyasi ve askeri figürlerinin heykelleri kamusal alanlarda yer bulmuştu.
Floyd'un öldürülmesinin ardından ülke çapında gelişen ırkçılık karşıtı protestolarda kölelik dönemini onurlandıran ve ırkçılığı çağrıştıran Konfederasyon heykel ve sembollerini kaldırılması çağrıları yapılmıştı.
GEORGE FLOYD'UN ÖLÜMÜ
Siyahi Amerikalı 46 yaşındaki Floyd, 25 Mayıs'ta dolandırıcılık şüphesiyle Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde gözaltına alınırken polis memuru Derek Chauvin'in uzun süre boynuna diziyle bastırması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd'un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtilirken, olayla ilgili görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve protestolar, olayların başladığı Minneapolis'ten ülke geneline sıçramıştı.