Ekonomi yönetiminin Mehmet Şimşek'e bırakıldığı bakanlık listesi, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu memnun etti. Gazetesi Karar'ın köşe yazarları yeni bakanları övdü, ekonomide Altılı Masa'nın programının uygulanacağını yazdı.
Özellikle Mehmet Şimşek'in Maliye'nin başına geçmesi, bir dönem birlikte çalıştığı Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu memnun etti. Öyle ki yeni Bakanlar Kurulu üzerine 'Davutoğlu'nun kabinesi' şakaları yapılıyor.
“Yeni kabine, 'Pelikan Çetesi', 'damat çevresi' MHP etkisinin dışında gözüküyor; yeni bakanları şahsiyet sınavı bekliyor.” T24'te Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtlayan Davutoğlu, yeni listeyi yukarıdaki sözlerle değerlendiriyor.
Sabuncu'nun “Yeni kabine açıklandı. Bu kabinenin bir kısmıyla siz birebir çalıştınız. Başbakandınız o zaman. Hatta şimdi dışişleri bakanı olan Hakan Fidan'ı 2015 seçimlerinde siz milletvekili adayı yapmak istemiştiniz. Hem yeni kabineyi nasıl buldunuz hem de bu eski çalışma arkadaşlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz yeni kurulan ekipteki rollerini?” sorusu üzerine Davutoğlu şunları söyledi:
'ERDOĞAN'A KARŞI ONLARI KORUDUM'
“Şimdi yeni kabinede birçok açılardan yakından tanıdığım isimler var. Hatta kimileri 'Davutoğlu'nun savunduğu isimler kabinede' diye değerlendirmeler yaptı. Bazıları Davutoğlu kabinesi diye espri bile yaptı. Doğruluk payı şudur: Bu arkadaşların önemli kısmı benim yakından tanıdığım ve kimi zaman da Sayın Erdoğan'la olan tartışmalarda doğrusu onları korumaya da çalıştığım isimler. Hakan Bey'le hukukumuz çok öncesine gider akademik hayata gider. MİT başkanlığına gelişi de daha sonra üstlendiği görevlerde de tavsiyelerim olmuştur ve birçok süreçte de istişarelerde bulunmuştum. Yanlış bir algı var 2015'te benim tek taraflı olarak onu milletvekili yapmayı arzu ettiğim gibi. O zaman Dışişleri ve MİT arasındaki koordinasyonun siyasal düzeyde yapılması şeklinde bir yeniden yapılanma düşünüyorduk ve bu çerçevede kendisinin de talebiyle üst düzeyde mutabık kaldığımız bir husustu. Sayın Erdoğan'ın daha sonra buna itiraz etmesi üzerine vazgeçildi. Hakan Bey o zaman geleceği dışişleri bakanlığı görevine yedi yıl gecikmeli bir şekilde geldi.”
'SOYLU'NUN DEVRE DIŞI KALMASI OLUMLU'
Listedeki isimler hakkında olumlu bulduğu yanları da şöyle sıraladı: “Birincisi, bu kabinenin 'Pelikan Çetesi' diyebileceğimiz çetenin veya damat çevresindeki oluşmuş ağın dışında oluştuğu anlaşılıyor. İkincisi de, Soylu'nun da devre dışı kalmasıyla MHP etkisinin dışında oluştuğu anlaşılıyor. Bu açıdan Erdoğan özellikle bizim de Meclis'teki muhalefetimizin olabileceğini düşünerek tabiri caizse AK Parti'nin daha kendi içine dönük bir kabine oluşturmaya özen göstermiş. Bu arkadaşların bir kısmı en azından tanıdıklarımızın ve beraber çalıştıklarımızın, siyasi ahlak sicilleri daha önceki bazı uygulamalardan farklı. Ayrıca kendi meselelerine vakıflar. Mehmet Şimşek örneğin... Mehmet Şimşek ile başbakan yardımcımız ve maliye bakanımız olarak birlikte çalıştık. Bütün o reform sürecini Mehmet Şimşek'le yönetiyorduk. Cevdet Yılmaz da başbakan yardımcılığımızı ve bakanlığımızı yaptı. Daha birçok isim zikredebilirim. Yaşar Güler Paşa çok doğru bir tercihtir. Ben O Genelkurmay 2. Başkanıyken birlikte çalıştım. Genelkurmay Başkanlığı'nda da Türkiye'de askerin disipline, tekrar bir hiyerarşiye kavuşmasında da hep Yaşar Güler Paşa'ya güvendim. Bu isimler doğru isimlerdir açık ifade edeyim ama bundan sonra bu isimlere gerçekten hareket alanı, gerçekten inisiyatif alanı bırakılacak mı, mesele bu.”
'BAKANLARIN SINAVI'
Bakanları şimdi bir şahsiyet sınavının beklediğini belirten Davuroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu şahsiyet sınavı şudur: Öncekilere olduğu gibi her cümleye 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları' diye başlamadan, 'aklın ve bilimin gereklilikleri', 'milli değerlerimizin ve kamu emaneti bilincinin sorumlulukları' veya 'devlet geleneğimizin esasları' diyebilmeleri. Şimdi bu arkadaşlar ve diğer birçok isimler de.
'DEZENFEKTAN'I SORUŞTURABİLECEK Mİ?'
“Mesela otuz yılı aşan bir geçmişle yakından tanıdığım Ömer Bolat'ı ahlaki değerlerine güvendiğim için 2015 yılındaki olağan kongrede kurduğumuz ve başkanlığını bir ahlak abidesi olan rahmetli Raşit Küçük Hocamızın üstlendiği Siyasi Etik ve Erdem Kurulu üyeliğine atamıştım. Şimdi kabinede Ticaret Bakanı. Acaba kendisinden iki önceki Ticaret Bakanı'nın kendi bakanlığına dezenfaktan satmasının yol açtığı kamu zararını soruşturabilecek mi yoksa olabilecek yeni yolsuzluklara 'Cumhurbaşkanımızın talimatları' diyerek sessiz kalmayı m tercih edecek?”
BAŞBAKANKEN KORUYORMUŞ: 'ŞİMDİ ŞİMŞEK SIRTINI KİME DAYAYACAK?'
Mehmet Şimşek'in Erdoğan'ı, heterodoks politikalardan vazgeçirip geçiremeyeceği yönündeki soru üzerine Davutoğlu şöyle konuştu:
“Sayın Mehmet Şimşek'e meydanlarda 'faizci', 'dolandırıcı' diye çok ağır hakaretlerde bulundu. Birlikte çalıştığımız dönemlerde Erdoğan'ın kendisine ve dönemin Merkez Başkanı Erdem Başçı'ya ağır ithamlarda ve hakaretlerde bulunması üzerine bana geldiklerinde 'siz doğru bildiğinizi yapacaksınız cumhurbaşkanıyla ben konuşurum.' derdim. Onlar da bunu bilirler ve politikalarda taviz vermezlerdi. Sayın Şimşek'in devir teslim törenindeki tabiriyle 'ekonomi rasyonel bir zeminde' böyle tutulurdu. Şimdi soru şu: Sayın Şimşek Erdoğan'ı heterodoks politikalardan vazgeçirerek rasyonel bir çizgiye getirebilecek mi, yoksa sayın Lütfi Elvan'a yapıldığı gibi Meclis grubu önünde ağır ithamlara mı maruz kalarak görevi bırakmak zorunda kalacak? O durumda rasyonel politikalar konusunda sırtını kime dayayabilecek?
'ERDOĞAN'A HAYIR DİYEBİLECEKLER Mİ?'
“Nitelikli insanlarla çalışmanın bir kültürü vardır. Güveneceksiniz ve hareket alanı açacaksınız. Erdoğan'ın geçmiş başarılarına bakın, hareket alanı açtığında güvendiği insanlarla başarılı oldu.
“Her işi ben bilirim dediğinde devleti de milleti de kendisini de sıkıntıya soktu. Şimdi bu arkadaşların sınavı şudur, yanlış bir şey istendiğinde cumhurbaşkanına karşı 'hayır efendim onu yapamayız' diyebilecekler mi? Şimdi Şimşek çok güzel başlangıç yaptı. Rasyonel bir çizgiye ekonominin gelmesi lazım dedi. Peki yarın irrasyonel bir talep geldiğinde cumhurbaşkanı tarafından karşısında durabilecek mi duramayacak mı?
Her birinin sınaması bu. Cevdet Yılmaz daha önceki cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay gibi pasif bir pozisyonda mı kalacak yoksa gerçekten koordine edip gerektiğinde ağırlık koyacak mı? Şimdi benim bu arkadaşlara görevleriniz hayırlı olsun dedikten sonra tavsiyem şudur, doğru bildiğiniz hususlarda Cumhurbaşkanı ile açık bir şekilde konuşmaktan ve pozisyonunuzdan vazgeçmeyin. Makamınızı değil, müktesebatınızı, itibarınızı, şahsiyetinizi ve kendinize olan saygınızı koruyun.”
KARAR'DA BAYRAM HAVASI
Ahmet Davutoğlu'nun yayını Karar Gazetesi bir süredir Mehmet Şimşek'i güzelliyor. Erdoğan'ın Şimşek'le görüştüğü haberleri paylaşıldığında, henüz bakanlar kurulu bile açıklanmadan olumlayan haberler çıktı. Gazete birinci sayfasında “Piyasaların çözüm ümidi Mehmet Şimşek” başlığı attı. Bakanlığının ardından gazetenin yazarlarının gündemi de Şimşek.
'HÜKÜMET YÜZDE 48'İN İSTEDİĞİNİ UYGULAYACAK'
İbrahim Kiras “Kendisi muhalefette, fikirleri iktidarda!” yazısında ekonomide Altılı Masa politikalarının uygulanacağını söyledi:
“Seçmenin yüzde 52’si mevcut iktidarın ülkeyi yönetmeye devam etmesine, Millet İttifakı partilerinin ise muhalefette kalmalarına karar verdi. (...) Yüzde 48 ise uygulanan ekonomi politikalarının yanlış olduğu görüşüne destek verdi. Ama en nihayet yüzde 52’nin desteğiyle iş başına gelen hükümet yüzde 48’in görüşlerini uygulayacağını açıkladı! Halkın çoğunluğu Bakan Nebati’nin temsil ettiği ekonomi anlayışının uygulanmaya devam edilmesi yönünde bir irade ortaya koyduğu halde Nebati’nin yerine Altılı Masa’nın ekonomi anlayışını temsil eden Şimşek getirildi.”
RASYONEL ZEMİN
Taha Akyol “Rasyonel zemine dönmek” başlıklı yazısında Soylu'nun gitmesinin bile başlı başına olumlu olduğunu söylüyor. Şimşek'in teslim törenindeki “Rasyonel zemine dönmek dışında seçeneğimiz yok!” sözüne destek veren Akyol, Hakan Fidan'ın da böyle davranmasını istiyor.
Ahmet Taşgetiren Şimşek'in göreve gelmesi üzerine kaleme aldığı yazıda şunları kaydetti: “'Rasyonel zemine dönme dışında bir seçenek kalmadı' diyor sayın bakan. Yani 'akıl zeminine dönmek'ten, 'bundan başka seçenek kalmadığı'ndan söz ediyor. Bu sözleri sayın Nebati bizzat dinledi. Acaba daha sonra sayın Cumhurbaşkanlığı ofisinde nasıl değerlendirilmiştir?”
'ÜMİTLERİ YEŞERTTİ'
Hakan Albayrak da bakanlardan şu övgülerle söz ediyor: “Uluslararası efsane Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı. Ekonomide iyi günlerin sembollerinden Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanı. Ticaret hayatına vukufiyeti ile beraber tevazuu, istişaresiz hareket etmeyişi ve israf düşmanlığı ile tanınan Ömer Bolat, Ticaret Bakanı. Milli teknoloji hamlesinde birbirinden önemli görevleri başarıyla yerine getirmiş olan Mehmet Fatih Kacır, Sanayi ve Teknoloji Bakanı.
Liste böyle uzayıp gidiyor. Ehliyet ve liyakatin resmi geçidi gibi. Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin AK Parti’ye mesafeli duran bazı çevrelerde bile ümitleri yeşertmesi boşuna değil.”