Av.Şahin Mengü yazdı

Özellikle son 56 yıldır, Kılıçdaroğlu ve etrafına topladığı parti yönetimini muhalif hareketlere karşı canla başla savunan bir "şimdi zamanı değil" korosu var.
Biz bu koroyu özellikle 2015 yılından beri iyi tanıyoruz. Kılıçdaroğlu ve etrafında oluşturduğu parti yönetiminin her başarısızlığından sonra bu koro sahne alıyor ve yönetime karşı oluşabilecek her hareketi engelliyor.
2015 yılında ne olmuştu, anımsayalım. 7 Haziran seçimlerinde AKP yenilmiş ve TBMM'de çoğunluğu yitirmişti. Bu durumda, parlamanter sistemin henüz yürürlükte olduğu o dönemde, bir koalisyon veya bir azınlık hükümetiyle ülke yönetilmeliydi.
Ne var ki, AKP'nin hükümeti başka bir partiyle paylaşmaya tahammülünün olmadığı başından belli idi. Nitekim, hükümeti kurmakla görevlendirilen AKP genel başkanı Ahmet Davutoğlu, sözüm ona koalisyon görüşmeleri öncesi "istikşafi müzakerelerle" Kılıçdaroğlu'nu ve etrafındakileri, anayasanın öngördüğü 45 günlük sürenin dolmasına birkaç gün kalıncaya kadar, haftalarca oyaladı. Kılıçdaroğlu da göz göre göre bu oyalamaya razı oldu. Sürenin dolmasına birkaç gün kala, laf olsun diye, hükümet kurma görevini istedi. Ama artık geçmiş olsundu. Seçimlerin yenilenmesi koşulu oluşmuştu.
1 Kasım seçimlerinde ise, CHP yönetimi ağır bir yenilgiye daha uğradı.
Bu fiyasko ve yenilgi sonrası Kılıçdaroğlu yönetimine karşı parti içinde hareketlenme başlayınca, "şimdi zamanı değil" korosu sahne aldı. Aynı koro, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ile, 16 Nisan 2017 anayasa halk oylaması öncesi, sırası ve sonrasında alınan skandal tutumlar üzerine de iş başındaydı.
Maalesef, Kılıçdaroğlu ve yönetiminin girdiği bütün seçimlerden yenilgilerine çıkmasına, AKP'nin cumhuriyet karşıtı eylemlerinin HİÇBİRİSİNE engel olamamasına karşın, bu "şimdi zamanı değil" korosu CHP yönetimini muhalif hareketlere karşı geçen yıllar içinde korumayı başardı.
Son günlerde, Muharrem İnce'nin parti kuracağı söylentisi ortaya çıkınca, "şimdi zamanı değil" korosu derhal yeniden faaliyete geçti.

Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinde yazdığına göre, Muharrem İnce bir yakınına şu değerlendirmeyi yapmış:
"Türkiye'nin gidişatından memnun değilim. Cumhuriyet'in kazanımlarını yok ediyorlar. İktidardan da, muhalefetten de memnun değilim. Türkiye'ye yeni bir çıkış yolu lazım...... Kılıçdaroğlu, ‘Dostlarla birlikte iktidara geleceğini' söylüyor. Kendi partisindeki dostlarını unutmuş olan Kılıçdaroğlu mu dostlarıyla iktidar olacakmış?.... Bu haliyle CHP umut olamıyor.
Muharrem İnce'nin CHP yönetiminin başarısızlığını görmesi ve şimdi harekete geçmesi için bu kadar zaman yitirilmesi ve son dönemde, söylediğine göre, kendisine karşı saygısızlıklar mı yapılması gerekiyordu? Bu saygısızlık yapılmasaydı, bu başarısızlıklar görülmeyecek miydi? İşin özü kendisine saygısızlık yapılması mıydı? Kendince, kendisine yapılan saygısızlığı ön plana çıkartması ve bunlara ilaveten, İnce'nin geçmişte ve yakın zamanda yaptığı kişisel hatalar da inandırıcılığını azaltıyor.
Ancak, Muharrem İnce'nin özel durumundan bağımsız olarak, "şimdi zamanı değil" korosuna şu iki soruyu sormak gerekiyor:
Birincisi, sadece laf üretmeye dayanan etkisiz siyaset yapma tarzıyla başarısızlığı yıllar içinde iyice belirgin hale gelmiş Kılıçdaroğlu ve ekibi yaşamları boyunca yönetimde mi kalacaklar? Son beş yıldır onları değiştirmek için uygun zaman bir türlü olmadıysa, ne zaman olacak?
İkincisi, Muharrem İnce'den naklen aktarılan yukarıdaki değerlendirmenin neresine itirazınız var? Cumhuriyet'in bütün kazanımları yok edilirken CHP yönetimi ne yaptı? AKP'nin hangi girişimine karşı etkin bir demokratik bir tepki verip engel oldu? Toplumda CHP'nin umut olduğuna dair bir işaret var mı? Kılıçdaroğlu yönetiminin parti içindeki gerçek ve kökten CHP'lileri kucaklamak bakımından herhangi bir girişimi oldu mu? Yoksa, "hayatının CHP zihniyeti ile mücadeleyle geçtiğini" söyleyen Davutoğlu'nun partisi ile işbirliği mesajları verilmesi mi tercih edildi?
Koro "şimdi zamanı değil" diye bağırırken, yukarıdaki sorulara da ikna edici laf ebeliği yapmadan yanıtlar vermesi gerekiyor.
Ama hiç kimse şüphe etmesin ki, bu partinin Atatürkçüleri bu partiye tabanın gücüyle en yakın zamanda el koyacak.