Füsun İkikardeş
Silivri’de Ergenekon ve Balyoz kumpası günlerinin sembolü olan Nöbet Çadırı’nın sorumlusu Hıdır Hokka, cezaevi önüne yurtsever tutsaklar adına diktikleri fidanların şimdi birer çam ağacı olduğunu söyledi. Bin 130 gün süren nöbetin tanığı Hokka, o fidanların öyküsünü Aydınlık’a anlattı:
“Tutsakların eşleri, torunları, çocukları bağış yapıyordu, her Ergenekon ve Balyoz tutsağı adına ekili ağacımız vardı. İçerdeki her arkadaş adına Nöbet Çadırı önünde diktiğimiz çamlar gözümüzün önündeyken büyümüyor gibiydi. Şimdi Silivri’ye her gelişimizde daha görkemli olduklarını görüyoruz. Toplam 260 fidan dikmiştik. Son komutanlarımız çıkıncaya kadar başında beklediğimiz çamlar büyüdü. Şimdi çamlar benim boyumu geçmiş durumda. Sadece çam değil ceviz ve erik ağacı da dikmiştik. Güller ekmiştik, fidanlar patladı, bahar gibi açmışlar.
Şimdi Silivri’de 20’nin üstünde cemaatçi var. Öte yandan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül... Onlar için 35 gündür dayanışma nöbeti tutuyorlar. Nöbetler 24 saat olmasa da sürüyor. Silivri soğuğunda 24 saat nöbet biraz güç. Oraya nöbete giden insanların korunması da başlı başına bir iş. Kararlı bir irade olsa, Türk milleti gelir o nöbeti tutar.
Biz çadırları kurduğumuz günden kaldırdığımız güne kadar 1130 gün nöbet tuttuk. İçeride yatan komutanlar, aydınlar, şimdiki Vatan Partililer (İşçi Partisi) olsun, hepsinin kumpasa uğradıklarına ve suçsuz olduklarına inandık. İçerdekilerin bir gün çıkacağına olan inancımız hiç bitmedi. Ulus ötesi bir saldırıya uğramışlardı ve bunun bertaraf edileceğine inancımız tamdı.
“Biz yurtseverleri almadan buradan gitmeyeceğiz” diye ant içtik. Nöbete ya da ziyarete gelenler “Bu insanlar çıkana kadar, siz bu çadırları sökene kadar yanınızdayız” dediler. Hem kapıda bekledik hem de 13 Aralık, 8 Nisan, 5 Ağustos ve Gezi direnişinin de rüzgarıyla ‘sökülemez’ denilen barikatları yıktık. İçerdekilere güvenen gençliğin, TGB’nin, o günkü İşçi Partisi bugünün Vatan Partisi’nin, CHP’lilerin ÇYDD’nin, ADD’nin, Öncü Kadın’ın, Baroların iradelerini birleştirenlerin hepsine teşekkür ediyorum. Yeni yıllarını kutluyorum.”
Silivri’de Ergenekon ve Balyoz kumpası günlerinin sembolü olan Nöbet Çadırı’nın sorumlusu Hıdır Hokka, cezaevi önüne yurtsever tutsaklar adına diktikleri fidanların şimdi birer çam ağacı olduğunu söyledi. Bin 130 gün süren nöbetin tanığı Hokka, o fidanların öyküsünü Aydınlık’a anlattı:
“Tutsakların eşleri, torunları, çocukları bağış yapıyordu, her Ergenekon ve Balyoz tutsağı adına ekili ağacımız vardı. İçerdeki her arkadaş adına Nöbet Çadırı önünde diktiğimiz çamlar gözümüzün önündeyken büyümüyor gibiydi. Şimdi Silivri’ye her gelişimizde daha görkemli olduklarını görüyoruz. Toplam 260 fidan dikmiştik. Son komutanlarımız çıkıncaya kadar başında beklediğimiz çamlar büyüdü. Şimdi çamlar benim boyumu geçmiş durumda. Sadece çam değil ceviz ve erik ağacı da dikmiştik. Güller ekmiştik, fidanlar patladı, bahar gibi açmışlar.
Şimdi Silivri’de 20’nin üstünde cemaatçi var. Öte yandan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül... Onlar için 35 gündür dayanışma nöbeti tutuyorlar. Nöbetler 24 saat olmasa da sürüyor. Silivri soğuğunda 24 saat nöbet biraz güç. Oraya nöbete giden insanların korunması da başlı başına bir iş. Kararlı bir irade olsa, Türk milleti gelir o nöbeti tutar.
Biz çadırları kurduğumuz günden kaldırdığımız güne kadar 1130 gün nöbet tuttuk. İçeride yatan komutanlar, aydınlar, şimdiki Vatan Partililer (İşçi Partisi) olsun, hepsinin kumpasa uğradıklarına ve suçsuz olduklarına inandık. İçerdekilerin bir gün çıkacağına olan inancımız hiç bitmedi. Ulus ötesi bir saldırıya uğramışlardı ve bunun bertaraf edileceğine inancımız tamdı.
“Biz yurtseverleri almadan buradan gitmeyeceğiz” diye ant içtik. Nöbete ya da ziyarete gelenler “Bu insanlar çıkana kadar, siz bu çadırları sökene kadar yanınızdayız” dediler. Hem kapıda bekledik hem de 13 Aralık, 8 Nisan, 5 Ağustos ve Gezi direnişinin de rüzgarıyla ‘sökülemez’ denilen barikatları yıktık. İçerdekilere güvenen gençliğin, TGB’nin, o günkü İşçi Partisi bugünün Vatan Partisi’nin, CHP’lilerin ÇYDD’nin, ADD’nin, Öncü Kadın’ın, Baroların iradelerini birleştirenlerin hepsine teşekkür ediyorum. Yeni yıllarını kutluyorum.”
