Seçimde ilk görünen: Türkiye siyaseti iki kutup arasına sıkışmış durumda. Kutuplaşmanın kendisinden daha vahim olan şey, onun sebepleri. Seçmenin büyük çoğunluğunu çevresine toplayan bu iki hat, Erdoğan yanlısı ya da Erdoğan karşıtı olmak üzerinden şekilleniyor. Oysa ülkenin ve onun şehirlerinin pek çok yakıcı sorunu var.

Erdoğanlı Türkiye üretemiyor, Erdoğansız olsa yine üretemeyecek çünkü ekonomi programlarının birbirinden farkı yok. Erdoğanlı Türkiye’de şehirler betona boğuldu, şimdi seçilen CHP’li başkanlar da farklı bir şey vadetmiyor. Medya tarafından iki kutba doğru sürülen halk, bu gerçeği göremedi, devrimci ve milli programlara iltifat etmedi. Kendi milletimize küsecek değiliz, ama şunu da söylemek zorundayız: hata üstüne hata yapan, bir yanlışı başka bir yanlışa temizlemeye kalkan milletler çözümsüz sorunlarla boğuşmaya mahkum olurlar.

SEÇİMİN GERÇEK KAZANANI: MHP

Partilere tek tek bakacak olursak asıl kazananın MHP olduğunu görüyoruz.

Birincisi, Manisa, Kütahya dahil 11 ilin belediye başkanlığını MHP kazandı. Bu sonuç, önümüzdeki dönemde İyi Parti karşısında MHP’nin elini güçlendiriyor.

Daha önemlisi, BilecikBolu üzerinden başlayıp Erzurum’a kadar uzanan eksen üzerinde kazanılan onlarca ilçe belediyesi MHP’nin 15 yıldır terk etmiş olduğu geleneksel yerlere geri döndüğünü gösteriyor. Yıllar boyunca OrtaKuzey Anadolu’nun temel eğilimi milliyetçilik yönünde idi. AKP projesi bu bölgeyi İslamcı alana kaydırmıştı. Şimdi, geleneksel Türk milliyetçiliğinin Çankırı, Çorum, Amasya, Tokat, Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum hattında yeniden yükselişte olduğunu görüyoruz. Üçüncü bir nokta ise MHP’nin Silivri’yi alarak ilk kez İstanbul’a ulaşmış olması.

MHP’nin başarısında AKP’den uzaklaşan muhafazakar seçmenin etkisi olduğunu düşünebiliriz. Ancak, her durumda milliyetçiliğin yükselen dalgasını hala en iyi MHP’nin taşıdığını teslim etmemiz gerekiyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

ABD DIŞİŞLERİ SEÇİM GÖZLEMCİSİ Mİ?

AKP’nin seçime itirazı gündemdeyken ABD Dışişleri’nden bir açıklama geldi, Türk Hükümeti’ni seçim sonuçlarına saygılı olmaya davet ediyorlarmış! “ABD’nin her zamanki küstahlığı” deyip geçemiyoruz. Çünkü aynı anda Washington Post’ta çıkan bir yazı, “Erdoğan, seçim sonuçlarını dikkate alıp S400 anlaşmasından vazgeçmezse Türk ekonomisini batağa sürükleyecek” diyor. Batı’daki diğer yayın organlarında da (bazıları Türk yazarların imzalarını taşıyan) “Erdoğan’ı Batı ile kavga etmemeye, NATO’ya sadakate” çağıran yazılar çıkıyor.

Şu halde, ABD Dışişleri’nin açıklaması açıkça kötü niyetli bir müdahale hatta bir tür provokasyon olarak okunabilir. Üzücü olan ise hem Hükümet’in hem Muhalefet’in bu kışkırtmaya çanak tutar halde olması. AKP’de “Biz asla kaybedemeyiz” gibi tuhaf bir inatla seçim sonuçlarını şaibe altında tutmaya çalışan aktif bir ekip var, CHP’de ise çıkıp Amerika’ya “Seni ilgilendirmez” diyecek birileri görünmüyor. Her iki tutum da ABD’nin Türkiye’yi istikrarsızlaştırma arzusuna hizmet ediyor.

TUNCELİ’YE KOMÜNİZM Mİ GELDİ?

Fatih Maçoğlu, HDP’nin tehditlerine rağmen girdiği Tunceli seçimini kazandı. Komünistler, Ovacık için “Tüm Türkiye’ye örnek olacak bir model” diyorlardı; şimdi “Aynı modeli il düzeyinde kuracağız” diyorlar. Oysa Ovacık’ta seçimi kaybettiler, Ovacık’ın yeni başkanı CHP’li. Yoksa komünizm söyledikleri kadar iyi bir model olmadığı için mi halk ondan vazgeçti? Ben konunun komünizmle ilgili olmadığını biliyorum. Ancak sadece “Birbirimizi kandırmayalım” demekle yetinmeyi tercih ederim. Maçoğlu’nu ve Tunceli halkını tebrik ediyorum, başarılar diliyorum.

KIRKLAR’IN ÖZ EVLADI KESİMOĞLU

Tebrik edilecek başka isimler de var. En önce Kırklareli’nin Atatürkçü Başkanı Mehmet Kesimoğlu geliyor. Adının üstünü çizmeye kalkan CHP’deki oligarşiye tek başına bayrak açtı ve zafere ulaştı. Kırklar, onun sayesinde gülümseyen bir kent olmuştu, bundan sonra daha güzel olacağına eminim.

Ayrıca, Edremit’te Kamil Saka, Kiraz’da Meltem Ayvalı, İstanbul’da İlker Yücel, Ankara’da Tülin Oygür, Avcılar’da köylüm Naki Demir ve ismini sayamadığım yüzlerce Atatürkçü aday alınlarının akı ile mücadele ettiler, hepsine teşekkür ederiz.


Gaffar Yakınca

Aydınlık