Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen “Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi (EEMKON 2019), 1416 Kasım 2019 tarihlerinde İstanbul’daki Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi’nde düzenlendi. 66 üniversitenin katkı sunduğu Kongre kapsamında düzenlenen sempozyumlara, yurt içi ve dışından alanında uzman çok sayıda panelist katıldı. Kongre’nin son günü gerçekleşen “Savunma Sanayinde İleri Teknolojiler” başlıklı oturum da, savunma alanındaki acil ihtiyaçların ve önceliklerin tespiti bakımından oldukça verimli geçti. Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği oturumu, Doğuş Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Erdener Ildız yönetti. Konuşmacılar ise ICI Technology Kurucu Başkanı Kenan Işık ve Türkiye Bilişim Derneği 2. Başkanı Ali Yazıcı’ydı.
SAVUNMA SANAYİİ DÖRT BOYUTLUDUR
Panelin açış konuşmasını yapan Dr. Öğretim Üyesi Erdener Yıldız, savunma sanayiinin savaş değil barış sanayiisi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Savunma sanayiinin dört boyutundan bahsedebiliriz. Bunlar teknoloji, sağlık, gıda ve iletişimdir. Bunların herhangi birinde dışa bağımlıysanız, savunma konusunda büyük zaafiyetiniz var demektir. Savaş zamanı bazı ambargolar nedeniyle askerinize ilaç temin edemiyor ya da tarımda milli politikaları terk edip gıda üretemiyorsanız, savunmanız eksik demektir. Milli mücadele döneminde bir Yunan askeri, savaşı kaybettikleri anı şöyle anlatıyor: Türklerle karşı karşıyaydık ve onların cephesinden yemek kokusu geliyordu. Biz ise günlerdir açtık. O an savaşı kaybettiğimizi anladım.”
ÖNCELİKLİ ALANLAR
Daha sonra panelin ilk sunumunu yapan ICI Techology Kurucu Başkanı Kenan Işık, “Savunmada Yeni Yaklaşımlar” başlığı altında Türkiye’nin yönelmesi gereken öncelikli alanları anlattı. Türkiye’nin otonom sistemler, algılayıcılar ve KBRN (kimyasal, biyolojik, radyoaktif, nükleer) teknolojileri konusunda geri kaldığını belirten Işık, büyük veri, siber güvenlik, yapay zeka ve bağlı zincirler gibi konularda da daha fazla çalışmamız gerektiğini söyledi. Işık şöyle devam etti:
SAVUNMA SANAYİİNDEKİ TEMEL STRATEJİ DEĞİŞİMİ
“Savunma sanayii konusundaki en önemli kırılma, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’yla birlikte yaşandı. Bundan sonra 1980’e kadar savunma sanayiinin altyapısının nasıl kurulacağına dair çalışmalar yapıldı. 1984 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı kuruldu ve 2000’li yıllara kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyonuna yönelik büyük projelerin tedarik süreçleri yönetildi. Fakat 2006 ila 2011 yılları arasında savunma sanayiimizde çok önemli bir yönetim algı değişikliği oldu. Tedarik yöntemlerimizi nasıl değiştireceğiz, proje yönetimi, sektör yapılanması ve kurumların rol ve tanımları nasıl olacak yönünde çalışmalar yapıldı. 2011 yılından sonra da sürdürülebilir, rekabetçi ve teknolojik yetkinin sağlanması konseptine geçildi. Bugün geldiğimiz noktadaki en temel strateji değişimi burasıdır.
DÜŞÜK KATMA DEĞERLİ ÜRETİMDEN KURTULMALIYIZ
Bugün küresel değer zincirleri değişiyor. İmalat maliyetleri noktasında Türkiye, tam orta noktada bulunuyor. İmalat ABD’de 100 dolarlara düşmüş vaziyette, Çin ise 96 dolara yükselmiş durumda. Jeopolitik olarak Türkiye, belli açılardan geçiş noktasında (98 dolar). Bunu her zaman konuşuyoruz, düşük katma değerli üretim kısır döngüsünden bir an önce çıkmamız lazım. Bu noktada değer zinciri geçiş noktası bizim için bir fırsat olabilir. Büyük veri, siber güvenlik, yapay zeka ve bağlı zincirler gibi konularda daha fazla çalışmamız gerekiyor.”
YAPAY ZEKANIN ASKERİ ALANDAKİ UYGULAMaLARI
Türkiye Bilişim Derneği 2. Başkanı Ali Yazıcı ise yapay zeka, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik ve siber güvenlik gibi konuların askeri alanlardaki uygulamalarına ilişkin çarpıcı örnekler verdi. Yazıcı şunları söyledi:
“Dünyada artık konvansiyonel savaşlar sona erdi. Asimetrik savaşlardan da hibrid savaşlara geçiş yaşanıyor. Bunun siyasi, ekonomik, sosyolojik, diplomatik ve toplumsal boyutları var. Savunma sanayiindeki konseptlerin de buna uygun olarak gelişmesi gerekiyor. Dolayısıyla dijital dönüşüm gerçekleştirmek gerekiyor. Bu da doğru bilginin doğru zamanda doğru kişilerle paylaşılması temeline dayanıyor. Böylece artan bir durum farkındalığı, hızlı karar verme ve hızlı harekat ile görev etkinliğinin artırılması hedefleniyor. Bu noktada kullanılan teknolojileri yapay zeka, nesnelerin interneti, otonom araçlar, siber güvenlik, artırılmış gerçeklik ve simulasyon olarak sırayabiliriz. Böylece risklerin azaltılması, etkinliğin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi bekleniyor.
AKILLI ASKERLER
2035 yılına ait teknoloji değerlendirmelerinde en üstte yapay zeka bulunuyor. Şu an savunma sanayiinin belkemiği ise nesnelerin interneti. Düşmanı belirleme, askerlerin fiziksel ve mental durumlarının izlenmesi ve askerlerin silah ve sensör sistemlerinin bağlantısı amacıyla kullanılıyor. Bunların askeri alandaki uygulamalarına bazı örnekler verebiliriz:
Örneğin 15 yıl önce geleceğin askeri denilen askerler, bugün mevcut. Bu tanımla yapay zekaya sahip askerlerden bahsediliyor. Yani akıllı bir miğferi, artırılmış gerçeklik ile dost düşman tanımı yapabilen bir gözlüğü, çok amaçlı bir silah sistemi, sağlık durumunun takip edilebildiği kıyafetleri, insansız hava araçları ve diğer bilgi merkezleriyle iletişim kurma sistemleri olan askerlerden bahsediyoruz. Örneğin miğferinde kamera ve çeşitli sensörler bulunuyor. Bu miğferin üzerindeki yapay zeka destekli çözümlerle, bir sniperın yeri tespit edilebiliyor. Üç tane askerin kaskındaki ses anlık olarak işleniyor ve milisaniyeler içinde sniperın yeri otomatik ateş altına alınıyor. Ya da giyilebilir teknolojiler sayesinde kimyasal bir maddeye maruz kalıp kalmadığı, vücut sıcaklığı gibi parematrelerle saptanabiliyor.
KÜRESEL KONUMLANMA SİSTEMLERİ
Bugün Avrupa, Amerika, Rusya, Çin merkezli çeşitli küresel konumlanma sistemleri bulunuyor.Bir savaş ortamında GPS, Galileo, GLONASS gibi sistemler sizin hedefinizi yanıltabilir. Dolayısıyla siz, veri tabanı destekli bir konumlanma sistemi kullanarak gerçek hedefi bulmayı yapay zekayla gerçekleştirebiliyorsunuz. Cephe ilerisindeki İHA’ların SİHA’ların hacklenmemesi için de çeşitli siber güvenlik uygulamaları yapılıyor. Bir İHA’nın giremeyeceği yerlerde içerisinden dronelar çıkarak mağaranın içini vurabiliyor.
İMALATTA 3D YAZICILAR
Bildiğiniz gibi uçak gemilerinin lojistik destekleri de çok sıkıntılı. Bu nedenle böyle gemilerde 3D yazıcılar bulunuyor. Bir parça arızalanmadan önce tespit ediliyor ve 3D yazıcılarla üretip değiştiriliyor. Böylece maliyet etkin bir şekilde göreve devam edebiliyorsunuz. Aynı şekilde çeşitli mühimmatlar ve kişiye özel ilaç üretimleri de 3D yazıcılarla yapılabiliyor.
Aydınlık