TMMOB adına Makina Mühendisleri Odası (MMO) sekretaryalığında düzenlenen TMMOB Sanayi Kongresi sonuç bildirgesi yayınlandı. Kongrede, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi konjonktürün katmanlı bir bunalımı işaret ettiği ifade edilirken, bu bunalımın özelde sanayi ve mühendisler üzerindeki etkileri tüm boyutlarıyla tartışıldı.
DÜNYADA DURGUNLUK
Kongrenin sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:
Dünya ekonomisi topyekün bir durgunluk aşamasından geçerken; bu durgunluk eşitsizliği sanayisizleşmeyi, yüksek işsizliği, yoksulluğu, sert kemer sıkma programlarını da beraberinde getiriyor. Bu süreçle birlikte kapitalizmin bu sorunlara yanıt verme kabiliyetinin kalmadığı açık bir şekilde görülüyor.
DÜŞÜK ÜCRET DAYATMASI
Günümüz kapitalizmi koşullarında gerçekleşen teknolojik gelişme, bugün işçilere, emekçilere denetimsizleştirilmiş, kuralsızlaştırılmış, düşük ücret ve soysal haklardan yoksun bir enformel çalışma yaşamı dayatmaktadır. Önceki krizlerden ders alınmamışçasına finans ve imar rantlarına dayalı balonlaşma neredeyse tüm ekonomilerde yaygın bir şekilde yer almaya devam ederken, reel ekonomilerden kopuş gün geçtikçe hızlanıyor, aşılması zorlaşacak yeni bunalım ihtimallerini büyütüyor.
TÜRKİYE’DE DURUM
Ülkemizde de üretim alanlarının tahrip edildiği, dış tasarruflara dayalı, finansal spekülasyon ve şişirilmiş değerler sistemini baz alan inşaat ve rant odaklı büyüme stratejisi, her geçen gün ülkemizi sanayileşme olanaklarından uzaklaştırıyor. Ara girdileri dışarıdan ithal etmeye dayalı politika dışa bağımlığa ve fason üretime dayalı, zayıflayan bir sanayi yapısı ortaya çıkarmaktadır.
Reel birim işgücü maliyetleri ve işçi başına ücret ödemelerinin işçi başına GSYH’ye oranı 1990’lı yılların başlarından itibaren sürekli düşüştedir. Her iki mühendisten biri, mühendis asgari ücretinin altında çalışmakta; kriz nedeniyle ücret düşürme bütün bölgelerde yaşanmakta; her üç mühendisten ikisi kriz nedeniyle sosyal faaliyetlerini azaltmak zorunda kalmaktadır. İşiyle ilgili güvencegelecek kaygısı duyan meslektaşlarımızın oranı yüzde 62.5’tir.
ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
Bildiride atılması gereken adımlar özetle şöyle sıralandı:
* Ekonominin ve toplumsal yaşamın bütününde kamusal üretim, hizmet ve denetim perspektifi hızla benimsenmelidir.
* Planlı kalkınma yaklaşımının benimsendiği, tam istihdam ve toplumsal refah odaklı üretken bir ekonomik model oluşturulmalıdır.
* Üretimin ithal bağımlılığını azaltacak ve ulusal katma değer zincirini kesintisiz sürdürmeyi sağlayacak akıl ve bilim temelli bir üretim/sanayi plânlamasına ihtiyaç vardır.
* Toplumsal gelişme ve refah için gelirin adil paylaşımı sağlanmalıdır. Bu nedenle sanayinin kesintisiz olarak gelişmesi ve yüksek katma değer üretmesi önemlidir.
* Taşeronlaşma kaldırılmalı, güvenceli çalışma ortamı sağlanmalı, ücretler insan onuruna yakışır bir seviyeye getirilmeli; kıdem tazminatları güvenceye alınmalıdır.