ABD’nin kurduğu IŞİD’i Türkiye’ye havale etmek dünyanın en tehlikeli işi.
Aleyhimizde zaten sahte ve kara bir propaganda kampanyası başladı.
Bunları haklı çıkarmak çok yanlış.
Oysa Türkiye yasal ve resmi Suriye hükümeti, yani Beşar Esad ile anlaşsa, biz senin topraklarını teröristlerden temizliyoruz dese, IŞİD’lileri de doğrudan Suriye ordusuna teslim etse, başımız ağrımaz.
Kimse de Türkiye’ye işgalci filan diyemez.
ABD İLE BİR ANLAŞMA MI VAR?
Ancak bu aklın yolu tek olan iş ısrarla yapılmıyor.
Esad bir milyon kişinin ölümünden sorumlu değil ama, ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve taşeronları en az 1 buçuk milyon masumun ölümünden sorumlu.
Ama PKK’ya milyonlarca ton silah veren ABD ile diyalog bir türlü kesilmiyor. Hala görüşme ve anlaşma umutları korunuyor.
Acaba diyorum, Trump ile yapılan anlaşma ne olursa olsun Esad rejimiyle görüşmemek ve anlaşmamak kaydıyla mı yapılıyor.
Bunu en iyi Rusya biliyor olmalı tabii.
Türkiye’yi şam ile doğrudan görüşmeye ikna etmeye çalışıyor.
İran da aynı çabayı sarf ediyor.
Ancak Ankara ısrarla Washington’un ağzına bakıyor.
Trump’ın şizofrenik twit trafiğinden de bu sonucu çıkarıyorum.
Ortada belirli bir anlaşma var ama sanki Trump, Erdoğan’ın bu anlaşmayı ihlal etmesinden korkuyor.
Saçma sapan tehditler savuruyor, twitten (kağıttan) Trump.
Ardından Türkiye önemli müttefikimizdir diyor.
Bir iyi bir kötü.
Yani satır arasında anlaşmaya sadık kal mesajı veriyor sanki.
YPG ile çatışırken ABD ile savaşıyoruz biz aslında.
Ama Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Washington Post’a yazdığı makalede, “ABD'nin kazanımlarını korumak ve tarihin tekerrür etmemesini sağlamak bizim çıkarımızadır” İfadesini kullanıyor.
Öte yandan Suriye’nin gerçek ve milli ordusu Münbiç etrafında Türk ordusuna karşı tahkimat yapıyor.
Bizim ihtiyacımız ABD ile iyi geçinmekten ziyade, önce Suriye, sonra Rusya, İran ve Irak ile işbirliği yapmak, ABD, İsrail, Suudi Arabistan gibi düşmanlara karşı elimizi güçlendirmektir.
Bunları yaparsak, Suriye ile anlaşırsak, 4 milyon Suriyeliyi TOKİ’siz fakültesiz evlerine gönderebiliriz.
Bunları yaparsak, Suriye’nin yeniden imarında Çin ve Rusya ile birlikte görev alır, bozuk ekonomimizi düzeltebiliriz.
Bunları yaparsak, Filistin gibi Suriye koruması altındaki bir devletten kazık yemeyiz.
Ha, HDP, KESK, DİSK, TTB, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Sezgin Tanrıkulu gibilerine yaranamayız hiçbir zaman o ayrı ama doğruyu yapmış oluruz.
Saddam gibi Kuveyt tuzağı olasılıklarını da Damokles’in kılıcı gibi üzerimizde taşımamış oluruz.
Aydınlık