Adeta bir vatan mücadelesi veriyorlar.

Her biri aslan yürekli “Patriot” (vatanperver).

Yüce patronları USA’ya bağlılıkları göz yaşartıcı.

F35 diyorlar, Patriot diyorlar, NATO diyorlar…

Batan kıta Atlanti(k)s için kanlı göz yaşları döküyorlar.

Televizyonlarda feryatları yürekleri dağlıyor.

Gazetelerde ağlamaları gönülleri sızlatıyor.

Ulu Amerika, hür dünya, özgürlükler mecrası, AB davası.

Ama asıl dertleri Sam Amca’nın bekası.

Dincisi de var, 'Yetmez ama evet'çisi de, “Atatürkçü”sü de var, milliyetçisi de.

Ama en çok da NATO’cular.

FETÖ, NATO aynı şey.

Tüm dinci örgütlenmeler NATO’nun paltosundan çıktı, değişik esvaplara büründü.

Türkiye’nin ilk ve tek gerçek araştırmacı gazetecisi Uğur Mumcu, “Rabıta” olayıyla çözmüştü aslında her şeyi.

Ama üzeri itinayla örtüldü.

S400’ün önemi, Türkiye’nin ilk kez kendi asli milli menfaatlerini gözeterek, NATO aldatmacasından çıkmasından ileri geliyor.

Daha da önemlisi Türkiye’nin S400 füze savunma sistemine fena halde ihtiyacı var.

NATO’cu emekli büyükelçiler, Batıcı “muhalif” gazeteciler, “Aman sakın, NATO’dan atarlarsa bizi öcüler kapar, ekonomimiz belini doğrultamaz, zaten bunlar Saray’ı korumak için S400 alıyorlar, yetişin a komşulaar” diye mahalleyi inletiyor.

Bu ülkede 1950’den beri, NATO üyeliği ve Demokrat Parti iktidarıyla yani, solcusuna, dincisine, sağcısına, liboşuna, milliyetçisine, kürtçüsüne, bu Atlantik virüsü kılcal damarlara kadar girdi kardeşim!

İhvancı iktidar, korkudan, mecburiyetten S400 alıyor, Avrasyacı imiş gibi yapıyor.

Suriye’de hala Batı kampında, İdlib’de yaşananlar ortada, Esad ile anlaşmamakta ısrarcı. Dolayısıyla, Filistinlileri katleden İsrail’in “güvenliği” için çalışıyor.

Muhalefet ise belli ki ABD’den iktidar dileniyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

"Bir komisyonun Türkiye ile NATO arasında kurulmasının daha uygun olacağını, mesele bir NATO güvenliği meselesiyse NATO askeri makamları ile Türkiye askeri makamları arasında bu konunun NATO açısından ne kadar önemli bir güvenlik sorunu oluşturacağının anlaşılması maksadıyla bu komisyonun faaliyete geçirilmesi ve bu komisyonun çalışmaları sonuçlanana kadar da Türkiye’nin S400 füzelerini kendi topraklarına konuşlandırmayı ertelemesini öneriyoruz. Bu fevkalade sağlıklı bir yol olacaktır. Çünkü giderek mesele TürkiyeABD meselesi olmaktan TürkiyeNATO meselesi olmaya doğru evrilmektedir. NATO üyesi olan bir ülke olarak Türkiye’nin de üye olduğu örgütün kendisinden beklediği yükümlülüklerin yerine getirmeye gayret göstermesi gerekir."

Hayır, bu sözleri söyleyen ABD’li bir senatör, Trump, veya CIANATO yetkilisi filan değil.

Bu ifadeler, CHP Genel Başkan Yardımcısı eski Büyükelçi Ünal Çeviköz’e ait.

Çeviköz, adeta bir NATO yetkilisi olarak konuşmaktadır.

23 Mayıs’ta bir basın açıklaması yapan CHP’li Çeviköz, Doğu Akdeniz'de Türkiye aleyhine gelişen dengelerin diploması ve uzlaşma yoluyla çözülmesinin doğru olacağını belirtti.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sondaj yapmasını ‘israf’ ve ‘havaya para saçmak’ olarak nitelendirmişti zaten.

S400 savar cephesi olur da, HDP eksik kalır mı?

HDP Milletvekili Garo Paylan, Rusya'dan S400 hava savunma sistemleri alınması kararından vazgeçilmesi çağrısı yaptı. Paylan, "Ekonomimiz bu kadar kırılganken S400 füzesinin alınması yangına benzin dökecektir. Acilen S400 füzesi alımından vazgeçilmeli" dedi.

Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinde çıkan son analiz haberlerde, S400’lerin satışından Rusya’nın kazançlı çıkacağı vurgusu yapılıyor.

Rusya kazançlı çıkacak da Türkiye kaybedecek mi?

O ima yapılıyor.

Halbuki bizim halıhazırda bir hava savunma sistemimiz yok ve ülkemiz üzerindeki dış tehdit, içeride ne olursa olsun kim hangi belediyeyi kazanırsa kazansın, artıyor.

Yani, elma ile armut birbiriyle toplanmaya çalışılıyor.

Tamam, Türkiye’de hukuksuzluk had safhada, siyasi ve gazetecilere yapılan baldırılar neredeyse ödüllendiriliyor, tarikatlar devlette cirit atıyor, parti devlet kadrolaşması ve liyakat krizi yaşanıyor, İstanbul seçimini de İmamoğlu kazandı, ekonomik kriz de önceden yenilen hurmaların geri dönüşü.

Bunların hepsi doğru.

Ama bunların hiçbiri, Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamaması için bir sebep değil.

Ayrıca net olarak S400 füze sistemleri şu anda dünyanın en iyisi.

Bu arada, burada sözünü ettiklerimin bir 1020 katı NATO elemanı da sessiz ve derinden iş yürütüyor.

‘S400 alınmasın, Türkiye kolay lokma olsun, Rusya veya İran’a Türkiye üzerinden saldırı düzenlenebilsin’ diye.

Teslim tarihi yaklaştıkça S400 Savar Nato anti füze komutanlığı taburları daha da coşacak.

Hele de FETÖ’nün bitinin kanlandığı şu günlerde. Ha, bir de NATO merkezli sözde milliyetçi “Çin’in yalan Uygur katliamı” lobisi var ki o da ayrı bir yazının konusu.

ÖNEMLİ NOT: S400 konusunda doğru bilgi sahibi olmak isteyen okuyucular. Lütfen bu konunun uzmanı asker ve stratejist isimlere kulak versin. Amiral Cem Gürdeniz, Tümgeneral Beyazıt Karataş ve Prof. Dr. Sencer İmer, bunlardan önde gelenleri.


Aydınlık