DW Türkçe’den Değer Akal'a açıklamalar yapan ABD’li Emekli Korgeneral Ben Hodges, TürkRus ilişkileri, AnkaraWashington hattındaki S400 krizi ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk ordusunda yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesi, Ankara’daki Rus Büyükelçisi suikasti, 15 Temmuz darbe girişimi gibi gelişmelerin yaşandığı bir dönemde ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapan Hodges, DW Türkçe'de yayınlanan röportajında şunları söyledi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan S400 alımından vazgeçmeyeceklerini, 'Kimse tükürdüğümüzü yalamamızı beklemesin' sözleriyle duyurdu. Bu kararlılık ABD için ne anlam ifade ediyor?
'Bu iş bitti' denilen bir noktada değiliz… Karşılıklı açıklamaları yürütülen pazarlıkların bir parçası olarak değerlendiriyorum. İzmir’de NATO komutanı olarak görev yaptığım dönemde de Türkiye’nin Çin sistemini alacağı kesindi, herkes bundan çok emindi ancak Türkiye geri adım attı. Bazı gerçekleri çarpıtmadan konuşmamız gerekir: 2013 yılında Suriye’den gelen füzelere karşı Türk şehirlerini ve Türk halkını korumak için Türkiye’ye ABD, Alman ve Hollanda Patriot sistemleri konuşlandırıldı. Bu misyon neredeyse iki yıl sürdü. Daha sonra İspanyollar bu görevi üstlendi. Rusya’nın sattığı füzelerle hedef alınan Türkiye’yi korumak için desteğe giden Rusya değil, müttefikleri oldu.
Peki Türk Hükümeti’nin S400’lerden geri adım atmaması halinde Washington’un atacağı adımlar, Türkiye’nin büyük ölçüde Batı’ya entegre olan savunma ve askeri yetkinliğini, caydırıcılık gücünü nasıl etkiler?
Samimiyetle şunu ifade edeyim: Bu konu çözümlenecek. Türkiye, hem coğrafi konumu hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kadın ve erkek mensuplarının yüksek niteliği nedeniyle hem ABD hem NATO için asli bir müttefik. Aynı şekilde ABD ve Batı da Türkiye için asli öneme sahip. Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, müthiş bir adam. Kendisini yıllardır tanırım. O NATO’dan anlar, önemini bilir. Bu konuda eninde sonunda doğru zemine ulaşacağımıza güvenim tam.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapıyordunuz. Değerlendirmeniz nedir?
Türk halkına ve Türk ordusuna duyduğum saygıdan ötürü spekülasyon yapmak istemem. İlk olarak şunu ifade edeyim: Cumhurbaşkanı Erdoğan demokratik yollardan seçilmiştir. Ben ya da bizler, asla herhangi bir ülkedeki ordunun demokratik seçimlerle göreve gelmiş iktidarının devrilmesi düşüncesini desteklemeyiz. ABD’nin bu konudaki görüşü çok net. İkinci olarak da, herkesin adil bir yargılama hakkına sahip olması ve Türk ordusunun yeniden Batı ile irtibatı olan, NATO deneyimi olan kadroları oluşturabilmesini ümit ediyorum… Akar liderliğinde, Türk ordusunda bunun yeniden sağlanabileceğine inancım tam.