Bağımsızlık Savaşı’nın ilk yıllarında Mustafa Kemal Paşa ile Sovyetler Birliği Lideri Lenin arasında çok verimli bir dostluk kurulmuştur.
16 Mart 1921 tarihinde yapılan TürkSovyet Dostluk Antlaşması çerçevesinde Rusya, önemli ölçüde Türkiye’ye silah göndermiş, borç para vermiştir.
Tam 101 yıldır Rusya ile aramızda hiçbir olumsuzluk yaşanmamıştır.
Son yıllarda yaşanan ufak tefek pürüzlerin de sorumlusu Ruslar olmamıştır.
Dost Rusya, Türkiye’de çok önemli sanayi yatırımların yapılmasında birinci derecede yardımcı olmuş, şu fabrika ve işletmeleri kurmuştur:
• Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası (1935)
• Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası (1937)
• Bandırma Sülfürik Asit Fabrikası (1958)
• Artvin Lif Levha Fabrikası (1959)
• Çayırova Cam Fabrikası (1959)
• Aliağa Rafinerisi (1967)
• Seydişehir Alüminyum Tesisler (1969)
• İskenderun Demir Çelik Fabrikası (1970)
• Arpaçay Barajı (1975)
• Orhaneli Termik Santrali (1979)
• Oymapınar Barajı (1984)
• Akkuyu Nükleer Güç Santrali (2010)
Ruslar, bu fabrikaları ve işletmeleri “Anahtar Teslim” kurmuşlardır.
Ruslar, bu fabrika ve tesislerde çalışacak başta Türk mühendisleri olmak üzere tüm elemanları Rusya’da eğitmiştir.
Türkiye tüm bu fabrika ve işletmelerin ücretini nakit para olarak değil, Rusya’ya sebze, meyve, narenciye göndererek ödemiştir.
Bu fabrika ve işletmelerin kurulması sırasında ve sonrasında RusyaTürkiye arasında hiçbir sorun yaşanmamıştır.
Yukarıda sıraladığımız fabrika ve işletmeleri kuran Rusya, hiçbir zaman Türkiye’de bir ASKERİ ÜSS kurma talebinde bulunmamış, Rusya kendisi için hiçbir konuda ayrıcalık yapılmasını istememiştir.
Şimdi gelelim Amerika’nın (ABD) ne denli dost olduğuna.
Türkiye, 1952 yılında NATO’ya girdi.
NATO demek, ABD demektir.
1952 yılından sonra Türk Ordusu’nun yönetim ve denetimi tamamen ABD’nin eline geçti.
ABD’nin ajanları yalnız Türk ordusunun içine girip örgütlenmekle kalmadıABD ajanları, Hükümetin, Meclisin, Yargının, tüm devlet kurumlarının, belediyelerin, üniversitelerin, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, tarikatların da içine girip yuvalandı. Peki, 70 yılda ABD, Türkiye’de herhangi bir fabrika kurdu mu ABD, Türkiye’de hiçbir fabrika kurmadığı gibi, 1983 yılında Türk hükümetlerine şu emri verdi: “SANAYİ YATIRIMI YAPMAYACAK, ASLA FABRİKA KURMAYACAKSINIZ DEVLETİN ELİNDEKİ TÜM FABRİKALARI DA SATACAKSINIZ” ABD’nin bu emri, 39 yıldır yürürlüktedir.
ABD, ne fabrika kurdu ne de kurdurdu, ama Türkiye’nin dört bir yanında, kendi çıkarlarını koruyacak ASKERİ ÜSSLER KURDU. İşte başlıcalar:
• İncirlik Üssü, Adana
• İzmir Hava Üssü
• Kürecik Üssü
• İstanbul, Şile Üssü
• Konya Üssü,
• Balıkesir Üssü
• Muğla Üssü
• Ankara Ahlatlı Üssü
• AmasyaMerzifon Üssü
• Çanakkale Üssü
• DiyarbakırPirinçlik Üssü
• Eskişehir Üssü
• İzmit Üssü
• Kütahya Üssü
• Lüleburgaz Üssü
• SivasŞarkışla Üssü
• İskenderun Üssü
• OrduPerşembe Üssü
• RizePazar Üssü
• Erzurum Üssü
• VanPirreşit Üssü
• Mardin Üssü
• TekirdağÇorlu Üssü
• GaziantepBatman Üssü
• AdanaHatay Toroslar, CIA Gladio Eğitim Üssü
Hiç kimseyi öldürmediği halde, idam edilerek öldürülen Deniz Gezmiş, mahkemedeki savunması sırasında şöyle demişti:
“103 tane ABD üssü olan bir ülkede, vatan hainliği ile suçlanmamız gülünçtürSiz bu suçla kendinizi yargılayınız” Ben şimdi bu konuları neden yazdım Gençlerimizin öğrenmesi, yaşlılarımızın da hatırlaması için yazdım.
24 Şubat 2022 Perşembe günü Rusya ile Ukrayna arasında savaş başladı.
Bir haftadır TV kanallarında, sosyal medyada, radyolarda ve gazetelerde sözde uzmanlar yorumlar yapıyor, çoğunlukla Rusya’yı suçlu gösterip kara propaganda yayıyorlar.
Kara propagandadan etkilenmiş olanlardan bir istekte bulunuyorum:
Lütfen dünya haritasını açıp önünüze koyunuz, şimdi soracağım soruları haritaya bakarak yanıtlayınız.
• ABD (Washington) ile Afganistan (Kabil) arası 12 BİN kilometredir. Uçakla 14 saat sürmektedir. Amerika, 12 bin kilometre gidip Afganistan’ı vurdu, “demokrasi götürüyorum” diyerek yüz binlerce insanı öldürdü. Siz, o zaman, Amerika’nın Afganistan’da ne işi ver diye sordunuz mu, ölenler için acı duydunuz mu • ABD (Washington) ile Irak (Bağdat) arası 10 BİN kilometredir. Uçakla 13 saat sürmektedir. Amerikan ordusu 10 bin kilometre gidip Irak’ı vurdu, Bağdat’ı işgal etti, yüz binlerce sivili öldürdü, dünya tarihinin en eski belgelerinin korunduğu Bağdat kütüphanesini yağmaladı, gerekçesi aynıydı, “demokrasi götürüyordu” Siz, o zaman, Amerika’nın Irak’ta ne işi var diye sordunuz mu, çocukların, yaşlıların da acımasızca boğazlanması kalbinizi acıttı mı, bu bir “insanlık dramı” diye haykırdınız mı • ABD (Washington) ile Suriye (Şam) arası 9 BİN 500 kilometredir. Uçakla 12 saat sürmektedir. Amerika CIA ajanlarını ve parayla kiraladığı kişilerle ortalığı karıştırdı, bir iç savaş başlattı. Yüz binlerce kişi öldü, milyonlarca Suriyeli evlerini, mallarını, mülklerini bırakıp kaçmak zorunda kaldılar, sığınmacı oldular. Türkiye, üç milyona yakın Suriyeli sığınmacıyı kabul etti. Siz, o zaman tüm bunlar olurken, ayaklanıp Amerika’nın Suriye’de ne işi var diye sordunuz mu Yoksa dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu gibi, Şam’daki Emevi Camisinde namaz kılabilmek için yanıp tutuşuyor muydunuz • ABD (Washington) ile Ukrayna (Kiyev) arası 4 BİN 864 kilometredir. Uçakla 10 saat sürmektedir. Amerika yanına İngiltere ve Fransa’yı da alarak, Ukrayna Devlet Başkanı Yahudi Zelenski’yi kandırdı “Seni AB’ye alacağız, NATO’ya üye yapacağız” diyerek aldattı, Rusya’nın üzerine saldırttı. Bir hafta içinde binlerce sivil öldürüldü, bir milyondan fazla Ukraynalı, çoluk çocuk, kucaklarında bebekler Avrupa ülkelerine kaçtı, sığınmacı oldu Siz, tüm bu olanları TV’de izlerken, ABD’nin ve NATO’nun Ukrayna’da ne işi ve diye sordunuz mu Ukrayna ile Rusya sınır komşularıdır. Ruslarla Ukraynalıların etnik kökenleri de aynıdır, Slav’dırlar. Nasıl oldu da birbirlerine düşman oldularAynı halkın çocukları birbirlerini boğazlıyorsa, bundan çıkarılacak çok önemli bir ders yok mu Eğer Rusya direnmeseydi, Amerika’nın aldattığı Ukraynalıların toprakların NATO girecek, ABD askeri üssleri dikilecekti Karadeniz’in” NATO Gölü” olması Türkiye’nin geleceği, yani Beka’sı için çok büyük bir tehdit oluşturmayacak mıydı Ukrayna’da yaşananları, ülkemizin çıkarları, yurdumuzun geleceği açısından değerlendirmemiz gerekmez mi