İstanbul'da yürütülen heyetler arası siyasi istişareleri Sputnik'e değerlendiren Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Verşinin, röportajında normalleşmeyi desteklediklerinin altını çizdi. Verşinin, Suriye'nin toprak bütünlüğünün de yeniden tesis edilmesi gerektiğine inandıklarını vurguladı.

"Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında başarıyla gelişen ikili ilişkilerin bir parçası olan yararlı, iyi bir istişare toplantısı yaptığımızı vurgulamak istiyorum. Öncelikle siyasi diyalog konusunda" vurgusu yapan Verşinin şöyle devam etti: "İstişare toplantısı BM Güvenlik Konseyi'nde reform konusu, birlikte Birleşmiş Milletler’in (BM) yeni dünyadaki rolünü nasıl gördüğümüz, delegasyonlarımız arasında New York'ta ve diğer uluslararası platformlarda belli başlı etkileşim konuları gibi geniş bir konu yelpazesini kapsadı. Özellikle de Afganistan, Libya, Filistin ve Ortadoğu'daki durum ele alındı. Tüm bu konular periyodik olarak New York'ta ele alınıyor ve elbette ki hem bizi hem de Türk tarafını yakından ilgilendiriyor."

Verşinin, "Ankara'nın Suriye'nin kuzeyinde planladığı kara harekatını yapmaktan vazgeçme olasılığını tartışmanız mümkün oldu mu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: 

"Bu konu ayrıntılı olarak tartışıldı ve bu tartışma, BM Güvenlik Konseyi’nin malum 2254 No'lu Kararı temelinde Suriye'de sürdürülebilir ve uzun vadeli bir çözüme doğru ilerlemenin sağlanması açısından yapıldı. Biz Suriye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin tam anlamıyla yeniden tesis edilmesinin gerekli olduğunu söyledik. Bu bağlamda Şam ile Kürt temsilciler arasındaki diyalogu her zaman destekliyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki ikili ilişkiler bağlamında, söz konusu ilişkilerin karmaşık olduğunu biliyoruz, ancak bölgenin bu iki önemli ülkesi arasında ortak bir paydada buluşma ihtiyacı olduğunu da görüyoruz. Bölgede istikrar ve barışın sağlanması için iyi bir faktör olacağı düşüncesi ile ilişkilerin normalleşmesinden yanayız."

'TÜRKİYE'DE BÖLGEDEKİ TÜM KOMŞULARLA İLİŞKİLERİN NORMALLEŞTİRİLMESİ ANLAYIŞI GÖRÜNÜYOR'

Verşinin temaslarda Moskova'nın arabuluculuk teklifinin gündeme gelip gelmediğini ve Ankara'nın Şam ile görüşmeye nasıl baktığına dair izlenimlerini de anlattı: 

"Türkiye’de, Ankara ile bölgedeki tüm komşu ülkeler arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve sürdürülmesi gerektiğine dair anlayış olduğu görünüyor, Suriye de buna dahil. Haberlere bakılacak olursa Ankara ile Şam arasında temas var. Tekrar ediyorum, biz ilişkilerin normalleşmesinden yanayız. En üst düzey de dahil olmak üzere çeşitli düzeylerde görüşmeler düzenleme konularına gelince, bunun iki egemen devlet olan Türkiye ve Suriye'nin kararı olduğu gerçeği ile hareket ediyoruz."

'TAHIL TESLİMATI YETERİNCE GELİŞMİŞ VE İYİ DURUMDAKİ ÜLKELERE YAPILIYOR'

Ardından tahıl anlaşması ve bu anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmının, yani Rus tahıl ve gübresinin dünya pazarına ihracatının yerine getirilmesine dair Moskova'nın beklentilerini sıralayan Verşinin ürünlerin asıl ihtiyaç duyan ülkelere gitmediğinin bir kez dala altını çizdi: 

"Bu çok önemli bir konu. Görüşmelerimizde bu konuya yeterince fazla zaman ayrıldı. Bu yıl 22 Temmuz'da imzalanan İstanbul anlaşmalarının genelde nasıl uygulandığını konuştuk. Söz konusu anlaşmaların iki parçadan, bir paketin iki parçasından oluştuğunu hatırlatayım. Birincisi, insani deniz koridoru üzerinden Ukrayna'dan tahıl ihracatına ilişkin dörtlü anlaşma. Bu kısım iyi bir şekilde yerine getiriliyor.

Ortak Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret ettik, çalışmalarını inceledik, Rusya, Türkiye ve BM delegasyonlarıyla bir araya geldik. Merkezdeki Rus temsilcilerinin özveriyle, verimli bir şekilde çalıştıklarını söylemek isterim. Ayrıca Odessa'dan tahıl ihraç eden kuru yük gemilerinden bir tanesinin nasıl teftiş edildiğine baktık. 65 bin ton tahıl taşıma kapasiteli, Liberya bandıralı büyük bir kuru yük gemisiydi ve İspanya'ya gidiyordu.

Yeri gelmişken bu, şimdilik Ukrayna'dan başlıca tahıl tedarikinin en fakir ülkelere yapılmadığını hatırlamamız için bir nedendir. Teslimatlar her şeyden önce yeterince gelişmiş ve iyi durumda olan ülkelere yapılıyor. Bu da bize her şeyin nasıl başladığını hatırlatıyor. Sonuçta dörtlü anlaşmaya başta Asya, Afrika ve Latin Amerika'nın en yoksul ülkelerinin gıda güvenliğinin sağlanması sloganı altında varılmıştı.

Bugün ne yazık ki rakamlar, tahılın çoğunun bu ülkelere gittiğini doğrulamıyor. Revizyonların gerekli olduğuna inanıyoruz. Zira ilk başta hem BM Genel Sekreteri'nin hem de Türkiye Cumhurbaşkanı'nın çabalarının amacı, tekrar ediyorum, en yoksul ülkelere yardım etmekti. Yine de bu girişim sonuçta yerine getiriliyor. Bildiğiniz üzere anlaşma bir kez daha 120 günlüğüne uzatıldı.

'BM TEMSİLCİLERİYLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Biz, Rusya ile BM Sekreterliği arasındaki mutabakat paketinin bir parçası olan ikinci bölümünün uygulanmasında da ilerleme sağlanmasının kesinlikle gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu bölüm, Rusya'dan tarım ürünlerine ve gübrelere engelsiz erişimin sağlanmasını öngörüyordu. Şu ana kadar somut, önemli sonuçlar almış değiliz. BM Sekreterliği'nin çabalarını not ediyoruz, ancak birçok kez belirttiğimiz gibi somut sonuçlara ihtiyaç var. Bu Rosselhozbank'ın swift yenilemesi (Reswift), Rusya'dan tarımsal ihracatı kapsayan sigortaların ve finansal işlemlerin sağlanması ile ilgili.

Bu bağlamda mutabakatın uygulanması ve dünyada, özellikle de en fakir ülkelerin gıda güvenliğini sağlamak olan bu girişimin temelini oluşturan asil hedeflerin çıkarına somut sonuçlar getirmesini sağlamak için BM temsilcileriyle birlikte çalışmaya devam edeceğiz."

'TARIM ÜRÜNLERİMİZİN İHTİYAÇ SAHİBİ ÜLKELERE ÜCRETSİZ GÖNDERİLMESİ KAPSAMINDA NAKLİYEYİ DE ÜSTLENMEYE HAZIRIZ'

Bununla birlikte Verşinin, Türkiye'nin desteği ile Rus tarım ürünlerinin ihtiyaç sahibi ülkelere ücretsiz gönderilmesine dair çalışmalardan da bahsetti: "Rusya Federasyonu Devlet Başkanı’nın kamuya açık olarak, bazı Avrupa ülkelerinde el konulan ve tutuklanan oldukça büyük miktardaki gübreleri, ki bu yaklaşık 260 bin ton, başta Afrika ülkeleri olmak üzere ihtiyaç sahibi ülkelere karşılıksız olarak sağlamaya hazır olduğumuzu açıkladığını hatırlatırım. Bu bağlamda Afrika ülkeleri ile, Afrika Birliği ile temaslarımız oldu. Rus tarafının nakliyeyi de üstlenmeye hazır olduğunu belirtirim. Sonuç olarak, çabalarımızdan ve Dünya Gıda Örgütü'nün yardımlarından sonra bazı ilerlemeler kaydedildi. Bildiğiniz üzere ilk kuru yük gemisi Malavi'ye gidiyor, onu diğerleri de izleyecek. Ancak bu, yukarıda bahsi geçen hacimdeki Rus gıdaların üzerinden blokenin, tutukluluğunun kaldırılması demek. Bu gıdaların çoğu Letonya'da bulunuyor. En yoksul ülkelere yardımcı olacak her türlü adımı memnuniyetle karşılarız. Sonuçta Rus gübrelerinin teslimatları, gelecek yılki hasadın iyi oluşunun teminatı olacak."

'TÜRKİYE TAHIL ANLAŞMASININ UYGULANMASINDA GERÇEKTEN ÖNEMLİ ROL OYNUYOR'

Verşinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rus tarım ürünlerinin ihtiyaç sahibi ülkelere ücretsiz olarak gönderilmek üzere işlenmesi imkanlarından bahsetmesine de değindi ama bu konunun İstanbul'daki görüşmelerde ele alınmadığını açıkladı: "Yardıma muhtaç ülkelerde durumu rahatlatmak ve hafifletmek için bir şeyler yapılabiliyorsa, elbette tarafımızca bu yönde çaba sarf edilecek. Buna Türkiye ile işbirliği de dahil. Zira Türkiye, tahıl anlaşmasının uygulanmasında gerçekten önemli bir rol oynuyor. Bu konuda oldukça iyimser olabileceğimizi düşünüyorum. Tekrar ediyorum, en can alıcı nokta, Brüksel ve Washington'ın Rusya'dan yapılan tarımsal ihracatın, ülkemize kesinlikle haksız ve tek taraflı olarak uygulanan yaptırımlara tabi olmadığı şeklindeki açıklamalarına rağmen bu konuda uzun süredir herhangi bir ilerleme kaydedilmemiş olmasıdır. Açıklamalar ve gerçek eylemler arasında büyük bir uçurum var ve olmaya devam ediyor. Ortaklarımız bu uçurumun üstesinden gelmeli."

Verşinin, "Ankara bu sürecin uygulanması adına somut çaba harcadığı ve işbirliği yaptığı söylenebilir mi? Süreci etkileyebilirler mi?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Çaba sarf etmek ve süreci etkileme imkanının olması farklı şeylerdir. Türk tarafının bu yıl 22 Temmuz'da imzalanan anlaşmaların uygulanmasını sağlamaya yönelik olumlu eğilimini not ediyoruz. Gübre, amonyak ihracatına gelince ticari bileşenden bahsedilmeli. Rusya'nın en büyük amonyak ve diğer gerekli gübre üreticilerinden biri olduğunu hatırlatayım."

'UKRAYNA İLE İLGİLİ ÇOK FAZLA UYDURMA HABER GELİYOR'

Bunların yanı sıra görüşmede Ukrayna konusunun da gündeme geldiğini belirten Verşinin, müzakere sürecinin Türkiye arabuluculuğuyla yeniden başlatılması olasılığına dair şöyle konuştu: "Ukrayna’da, Donbass’ta ve Rusya Federasyonu’nun yeni bölgelerinde neler olup bittiğini ayrıntılı bir biçimde görüştük. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin mutlak saldırgan tavrına, Donbass ve diğer Rus topraklarındaki sivil halka yönelik saldırılarına vurgu yaparak Türk tarafını sahadaki gerçek durum hakkında mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde bilgilendirmeye çalıştık. Bu bağlamda Batı medyası tarafından ne yazık ki kasıtlı olarak çarpıtılan bu durumu Türkiye’nin bilgisine sunmak önemliydi. Çok fazla uydurma haber geliyor. Rusya ve Ukrayna delegasyonları arasındaki son görüşme turunun burada, İstanbul'da yapıldığını hatırlatırım. Tüm bunların nasıl sonuçlandığını hatırlarsınız, Ukrayna tarafının saldırgan ve yapıcı olmayan davranışlarıyla. Bizim tarafımız ise özel askeri operasyon kapsamında beyan edilen hedefler bazında görüşmelere devam etmeye hazır olduğumuz açıklandı."

Ukrayna harekatının bir diğer önemli meselesi olan Zaporojye Nükleer Güç Santrali (NGS) konusunda herkesin Ukrayna tarafının düşüncesizce eylemlerinin farkında olduğunu vurgulayan Verşinin, "Bilindiği üzere biz UAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) ile yakın temas içerisindeyiz. Bu kuruluşun uzmanlığına ve bilgisine güveniyoruz. Bu barışçıl nükleer tesisin Ukrayna tarafının pervasız eylemleri nedeniyle sadece o bölgedeki değil, diğer bölgelerdeki sivil nüfus için de tehdit oluşturmamasını sağlamak için somut bir tartışma sürüyor" ifadelerini kullandı.

Verşinin, Zaporojye NGS ile ilgili tüm temasları 'bu tür konuların tartışılması ve çözümü açısından yetkinliğe ve birikmiş deneyime sahip bir kuruluş olan UAEA' aracılığıyla yürüttüklerini bir kez daha hatırlattı.

RUSYA ABD TEMASLARI: 'İSTANBUL UYGUN BİR PLATFORM'

Son olarak Verşinin'e, İstanbul’da Rusya ve ABD diplomatik heyetleri arasındaki temaslar da soruldu. Hangi konuların gündeme getirildiğine dair fazla detay vermeyen Verşinin, "Bu tür temaslar ayrı bir minvalde düzenleniyor. İstanbul bu tür temaslar için uygun bir platform. Her türlü temasın faydalı olduğunu söyleyebilirim, ancak ne yazık ki Amerikan tarafından somut sonuçları hedefleyen yapıcı bir yaklaşım görmüyoruz" diyerek sözlerini sonlandırdı.Kaynak: Sputnik Türkiye