6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 18 gün geçti. Büyük felaketin ardından tüm dünya tek yürek oldu. Dünyanın birçok ülkesi tarafından gönderilen insani yardım malzemelerinin yanı sıra arama kurtarma ekipleri, enkaz altında kalanları hayata kazandırmak için canla başla mücadele etti. Asrın felaketinin yankıları devam ederken dünyaca ünlü uzmanlar, Türkiye'yi derinden sarsan depremlerle ilgili görüş belirtmeye devam ediyor.
Kahramanmaraş merkezli çifte depremi inceleyen Rusya Bilimler Akademisi Deprem Tahmini Teorisi ve Matematiksel Jeofizik Enstitüsü Baş Araştırmacısı Dr. Aleksandr Gorşkov, aynı gün içinde iki büyük depremin meydana gelmesinin normal olup olmadığına ilişkin soruya şu yanıtı verdi;
"Oldukça nadir rastlanmalarına karşın, bu tip depremler meydana gelebilir. Yani, olasılıklar dâhilindedir. Kural olarak, artçı sarsıntılar 1 ila 7 günlük bir süre zarfında ortaya çıkmaktadır. Fakat beklentilerin aksine olacak şekilde, büyük bir depremin ardından ilgili bölgede kısa bir sürede bir başka büyük deprem daha gerçekleşebiliyor. Tarihte bunun örneklerine rastlamak mümkündür"
"ATOM BOMBASI KULLANMANIZ GEREKİR"
HAARP iddiaları üzerine konuşan Rus uzman, "ABD ve bazı ülkelerin elinde deprem oluşturabilecek teknoloji olduğu iddiaları doğru olabilir mi? Sizin bilgilerinize göre depremleri tetikleyebilecek bir teknoloji hâlihazırda dünyada mevcut mu?" sorusuna ise, "Gerçekten de bu 'sismik silahlar' mevzusu çok fazla gündeme geliyor ve tartışılıyor. Lakin tahrip gücü yüksek olarak kabul edilen 7 ve üzerindeki depremleri tetikleyebilmek için onlarca atom bombası kullanmanız gerekir.'' şeklinde yanıt verdi.
''SİSMOLOGLAR DIŞ ETKİYİ KESİNLİKLE GÖRÜR''
Sözlerine devam eden Rus uzman şunları kaydetti;
''Peki, bu ne demek? İzah edeyim: Böylesine devasa ve güçlü bir mekanizmayı harekete geçirebilmek için evvela fay hatlarına çok yüksek miktarlarda enerji yüklemelisiniz ki; bu fiilen mümkün değil. Bir kere, söz konusu yüklemeyi hesaplamak ve organize etmek neredeyse imkânsız. Diyelim ki bunu başardınız ve fay hatlarına gereken enerjiyi yüklediniz. O zaman da dünyanın farklı yerlerinde bulunan sismik istasyonlar böylesine güçlü bir patlamayı anında tespit edip, kaydeder. Yer kabuğu üzerinde insan eliyle meydana getirilen patlamalar sonucunda ortaya çıkan herhangi bir etki ya da enerji, deprem uzmanları tarafından tabii volkanik ve sismik süreçlerden çok kolay bir şekilde ayırt edilir. Yani, sismologlar süreç üzerindeki herhangi bir dış etkiyi kesinlikle görür. Tabi şunu da eklemek lazım; genel olarak, bu tür büyük deprem felaketlerinin ardından, deprem tetikleme özelliği olan silahlar konusu hemen gündeme gelir ve uzun bir süre kamuoyunu meşgul eder. Fakat içinde bulunduğumuz an itibarıyla, sivil deprem uzmanları olarak sismik silahların varlığına ilişkin herhangi bir bilgiye sahip değiliz"
NEDEN BU KADAR YIKICI?
Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş'taki depremlerin bu kadar yıkıcı olmasının sebebinin ne olabileceğine ilişkin soruya da yanıt veren Rus uzman, "Nedeni basit. Öncelikle, meydana gelen depremlerden her birinin şiddeti ve tahrip gücü oldukça yüksek: Verilere göre ilk depremin merkez üssünün dünyanın yüzeyinden sadece 5 kilometre derinlikte bulunması da süreçte büyük rol oynamıştır. Depremin yüzeye bu kadar yakın bir mesafede cereyan etmesi nadir rastlanan bir durumdur. Zira bu büyüklükteki depremler genellikle 20 ila 30 kilometre gibi derinliklerde meydana gelmektedir. İkinci depremin merkez üssü ise yine Kandilli Rasathanesi’nin bildirdiğine göre, 16,4 kilometre derinliktedir ki, bu oldukça yaygın bir durum. Aslında bu büyüklükteki depremlerle sık karşılaşmaktayız. Dünyada her yıl ortalama büyüklüğü 7'den büyük 20 civarında deprem kadar meydana geliyor. Ancak bu depremlerin tamamına yakını okyanuslarda gerçekleştiği için kamuoyunun pek haberi olmuyor" ifadelerini kullandı.