SILA KEMAHLI / ANKARA

Gündüz kuşağında yer verilen “cinayet çözen”, kayıpları bulan, aile içi çatışmaları ortalığa saçan televizyon programlarına ilişkin, Radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) “acilen” harekete geçmesi, anayasadan kaynaklanan yaptırımları kullanması istenildi. RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu geçen günlerde konuya ilişkin bir çalışma yürütüldüğünü duyurmuştu.

Gazetemizin “Televizyon mahkemelerini durdurun” manşetinin ardından sabah kuşağında yer alan televizyon programlarının birey ve topluma etkileri tartışılmaya devam ediyor. Uzmanlar reyting uğruna bireylerin özel hayatının gözler önüne serildiği, toplumsal tramvalara yol açıldığı görüşünü savunurken, avukatlar yargının olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekiyor.

'PROGRAMLAR ANAYASAYA AYKIRI'

Avukat Latif Cem Baran, RTÜK'ü göreve çağırdı. “RTÜK, toplum vicdanını yaralayan bu tür programları denetlemek için var, Anayasal bir kuruluş” hatırlatması yapan Baran, programların anayasanın özüne aykırı olduğunu şu ifadelerle dile getirdi:

“Anayasanın özüne aykırı olan, kişilerin özel hayatlarını topluma ifşa eden bu programlara ilişkin RTÜK, yasanın kendisine verdiği çerçevede hukuki yaptırımlarını hayata geçirmeli. Bu programlarda toplumu koruyacak yasalara aykırı tutumlar sergileniyor. RTÜK hukuki haklarını tam yetkiyle kullanmalı.”

YAPTIRIM UYGULANIRSA FORMATLAR DEĞİŞİR

Programlara ilişkin şikayetlerin de çok fazla olduğunun bilindiğini hatırlatan Baran, “Bu şikayetler değerlendirilmeli. RTÜK öncelikle kendisine verilen yetki ve görevi tam manasıyla kullanmalı. Programlara getirilecek geniş yaptırımlar, kanalların format değişikliğine gitmesine neden olacak” değerlendirmesinde bulundu.

GÖREVİMİZ DEVİR TESLİM EDİLMİŞ GİBİ!

Programlarda ailelerin parçalanması, cinayet gibi konuların işlenmesinin sosyolojik ve psikolojik tramvalara yol açabileceğine işaret eden Baran,”Hukukçu olarak bizlerin yapması gereken iddia, savunma ve yargılamalar televizyonlarda kurulan mahkemelerde yapılıyor. Adaletin görevi devir teslim alınmış hale getiriliyor” dedi.

MİLYONLARIN ÖNÜNDE İFŞA EDİLİYOR

Çocuk teslimlerinde dahi psikolog ve uzman kişiler, kolluk kuvveti bulduğunu söyleyen Baran, “Televizyon programlarında ise milyonların önünde çocukların hiç duymaması gereken hadiseler ifşa ediliyor. Programlardaki alkışlamalar, suçlamalar Türkiye'de böyle olayların yaygın olduğu izlenimi veriyor. Böyle bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu.

EMPERYALİST BİR SİLAH!

Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, RTÜK'ün aileyi ve çocukları koruması gerektiğini söyledi. Burhan, “Bu konuyla ilgili yasalarımız ortadayken bazı televizyonlardaki programlar eğitici, öğretici olmaktan ziyade yıkıcıdır. Geleneklerimiz bu toplumu ayakta tutar, bizler ahlakla, gelenekle, görenekle, hukukla ayakta kalırız. Televizyonlar reyting, reklam uğruna kadını, aileyi ve çocuğu kullanıyor” dedi.

'ELEŞTİRMELİ VE YÖN VERMELİYİZ'

Programların “sosyal yaralara parmak basıyoruz” laflarının gerçek olmadığını söyleyen Burhan, “Amaçları reyting ve kar elde etmek. Toplumsal dokuyu yozlaştırıryorlar. Bu programları eleştirmeli ve yön vermeliyiz. Anadolu kanalları bu tür programlara yer vermezler, bu tür programlar yerine göre batılı emperyalistlerin kullandığı silahtır. O nedenle uyanık olmalıyız, milli ve yerli programlara ağırlık vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

Aydınlık