12 Ocak (2020) Pazar günü İstanbul’da Kenter Tiyatrosunda, Selahattin Demirtaş’ın DEVRAN adlı ve gerçek edebi ölçülerle değerlendirildiğinde ancak üçüncü sınıf bir öykü denemesi sayılacak kitabından parçaların okunduğu bir gösteri sahnelenmiş.
GÖSTERİNİN KAYNAĞI
Yukarıdaki fotoğraf, bu gösteriye davetli olan Türkiye’nin "seçkin insan hakları ve adalet savunucusu" şahsiyetlerinin, "AB normlarında demokrat" siyasetçilerinin ve İngiliz ölçülerinde "ince ve zarif" bayanlarının bu gösteri nedeniyle gerçekleşen tarihi buluşmasını yansıtıyormuş.
Öykü denemesinin reklamını yapmanın ve bu denemeden hareketle tiyatrodan çok siyasi gösteri tarafı ağır basan tantanalı bir etkinlik düzenlemenin kimin aklının ve gücünün eseri olduğu ayrı bir konu. Konunun bu yanına yeri geldikçe değineceğiz.
Selahatttin Demirtaş’a, YeniCHP’nin "yeni demokrat" ekâbirleri önderliğinde, yazdığı öykü denemeleri üzerinden ve bu denemelerin edebisanatsal değerini yüze katlayan bir ilgi örgütleniyor.
Her öykü yazmaya kalkan yazar adayına, her yolu hapishaneye düşen siyasetçiye nasip olmayan bu ilginin kaynağının, Sılhaddin’in edebi ve Demirtaş’ın siyasi yeteneğinin olmadığı çok açık.
Bu ilginin kaynağı, Demirtaş’ın, ABD ve AB’nin etnik ve mezhepsel kimlikçi demokrasi projesinde üstlendiği roldür. "Uygarlık, demokrasi ve zenginlik cenneti" Batı’nın, sömürgeleştirmek istediği gelişmekte olan ülkelerde bu rolü üstlenenlere sunduğu, gizliaçık büyük destektir.
BİR BAŞKA ÖYKÜ OKUMA ÖNERİSİ
Yapılan işin özünü iyice açığa çıkarmak bakımından, gösteriyi sunan ve izleyenlere, açıkça ve mertçe yanıtlamaları isteğiyle bazı sorular soralım...
Diyelim ki, 20092014 arasında 6 yıl süren ABD güdümlü "açılım" hedefine ulaşmış ve DoğuGüneydoğu Anadolu’nun Fırat ötesi bölgesinde BOP’un en azından özerk "Free Kurdistan"ı kurulmuş olsaydı...
Yani bugün TSK ile PKKPYDHDP cephesi arasında süren savaşı PKKHDP tarafı kazanmış ve BOP’un bağımsız "Free Kurdistan"ı kurulmuş olsa...
Varsayalım ki, Selahattin Demirtaş da böylece, bugüne kadar vazgeçtiğini açıklamadığı muradına ermiş olsa...
Böyle bir durumda, PKKHDP egemenliğindeki "Free Kurdistan"ın "başkenti" olacağı söylenen Diyarbakır’da, modern Türk öykücülüğünün öncülerinden Ömer Seyfettin’in kitaplarından öykülerin okunacağı bir gösteri düzenlenebilir miydi ya da düzenlenebilir mi?
Düşünün ve PKKHDP ile yazar adayı Sılhaddin hakkında en iyimser duygularınızı harekete geçirerek hayal edin...
Şeyh Sait ve Seyit Rıza’ların baştacı, Atatürk başta olmak üzere TürkKürt çağdaşlaşmasına emeği geçen herkesin katil, zalim, faşist ilan edileceği PKKHDP "Free Kurdistanı"nda Ömer Seyfettin’in örneğin Diyet veya Forsa öykülerinin okunduğu bir gösteri düzenlemek mümkün olabilir miydi?
SILHADDİN YERİNDE ESENDAL OLSA
BAYAN İMAMOĞLU YERİNDE BAYAN TÜRK OLUR MU?
HDP yöneticileri hakkında biraz daha iyimser olalım ve şöyle bir kurguda bulunalım: Tutalım ki özerk "Free Kurdistan"ın "Hevserokê Şaredariya Bajarê Mezin a Mêrdînê" (Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı) Ahmet Ağa, Ekrem İmamoğlu’nun gül hatırı için CHP’nin eski Genel Sekreterlerinden ve Türk öykücülüğünün unutulmaz adlarından Memduh Şevket Esendal için Mardin’de böyle bir gösteri düzenlemeyi kabul etti...
Ahmet Ağa feodal Kürt Beylerinin, Mecliste Devlet Bahçeli’nin önünde ceket ilikleyecek nezaket ve diplomasi terbiyesine sahiptir. Memduh Şevket Esendal’ın temsil ettiği CHP’den nefret etse ve onun öykülerinden bihaber olsa da, Esendal’ın partisine mensup Ekrem Beyin hatırını kırmaz.
Evet, varsayalım ki "Free Kurdistan"ın "Hevserokê Şaredariya Bajarê Mezin a Mêrdînê" (Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı) Ahmet Ağa, Mardin’de böyle bir gösteri düzenledi... Acaba HDP’nin dağa çocuk kaçırma uzmanı yöneticilerinin kaçı veya "heval" eşleri bir Esendal gösterisini en ön sıralarda ve avuçları patlayıncaya kadar alkışlayarak izleme "şereflendirmesinde" bulunurdu?
BATI’NIN ‘ETNİKMEZHEPSEL KİMLİK
DEMOKRASİSİ’NDE ÖMER SEYFETTİN VE ESENDAL ÖYKÜCÜLÜĞÜNE YER VAR MI?
Devam edelim sorularımıza...
ABD ve AB, tıpkı şimdi "faşist diktatörlük Türkiye’sinde" Sılhaddin adına düzenlenen gösteride olduğu gibi, "Free Kurdistan"da böyle bir gösterinin; bir modern Türk öykücülüğü gösterisi düzenlemenin akıl hocalığını, lobisini, gizli açık finansörlüğünü üstlenir miydi?
Üstelik örnek olarak adlarını andığımız Ömer Seyfettin ve Memduh Şevket Esendal gerek Türkiye edebiyat tarihindeki yerleri, gerekse öyküleri hâlâ tat alınarak okunan birer usta öykücüler olmaları bakımından, adlarını bir okuma gösterisi düzenlemeye Sılhaddin kardeşimizden yüz kez daha layık öykücüler oldukları halde...
Bir işe ABD ve AB el atınca mutluluktan "sevindirik" olan ve balıklama dalan fotoğraftaki YCHP’li siyaset esnafı bir düşünsün ve mertçe yanıtlasın: Bıraktım bu soruları sormayı, böyle soruları hayallerinden bile geçirebiliyorlar mı?
Aynı şekilde, bu soruları sormayı, Küreselleşmenin sistemin eteklerine sürdüğü, ama bu durumdan kurtulmayı Küreselleşmenin ağalarının ihsanlarına nail olmada gören düşkün sanatçı takımı da bir düşünsün...
Büyükşehirlerin belediye imkânları son seçimde YCHP’li rant esnafının eline geçtiği için şimdi "HDP’li FETÖ’lü YCHP demokrasisi" yörüngesinde dolanan kişiliksiz sanat esnafı takımı bir düşünsün ve dürüstçe yanıtlasın...
KÜRESELLEŞMENİN KÜLTÜRÜNDE
HER ŞEY YAPAY HER ŞEY İKİYÜZLÜ
Gösteriyi, "ağır davetliler" olarak protokol sırasının en önünde izleyen fotoğraftaki "zarif bayanlar" ve "demokrasi" aşığı baylar, bu buluşma ile "koyu bir faşist diktatörlük altındaki Türkiye’de olağanüstü bir demokrasi eyleminin ‘kahramanları’ olmuşlar". Aynı zamanda, bu "insani değeri pek yüksek gösteriyi şereflendirirken bir sanatsal şölen de yaşamışlar".
Tırnak içindeki anlatımlar Amerikancı, AB’ci liberal medya ile PKK kuyrukçusu kıytırık sol gazeteler ve haber sitelerine ait.
Amerikancı mafyatik sistemin her sektörüne, ikiyüzlülük ve dalkavukluk sinmiş durumda. Dünyanın en demokrasi düşmanı gücü ve Türkiye’de FETÖ gibi, Ortadoğu’da IŞİD gibi, El Nusra gibi, HTŞ gibi en Ortaçağlı terör gruplarının patronu ABD emperyalizminin "sahadaki müttefiki (piyonu)" olma rolünün kutsandığı bir etkinlik, Türk’ü ile Kürt’ü ile Türkiye halkı için nasıl bir "demokrasi" ve "kültür şöleni" olabilir?
Emperyalist Küreselleşmenin yerleştirdiği mafyalaşmış ve etnikmezhepsel boğazlaşmalarla zehirlenmiş düzende, siyaset ve sözümona sanat adına bütün davranışlar büyük bir çürüme ve ikiyüzlülük yansıtıyor.
Her insani değer, her soylu kavram, en insanlık dışı amaçlar için kullanılıyor. Bu kullanımda her şey sahte, her şey yapay...
Her davranış, her eylem, buz gibi soğuk ve kaskatı, aynı zamanda çok acımasız siyasiekonomik çıkar hesaplarına sarıp sarmalanmış durumda...
Eğer böyle olmasa, İçişleri Bakanının hatırlattığı gibi, o etkinliğin gerçekleştirildiği salonun bir yerine, PKK’nin HDP eliyle düzenlediği ve Selahattin Demirtaş’a işaret fişeğini atma görevi verdiği 6 Ekim 2014’teki "Kobani için ayaklanma" provasında katledilen 39 kişiden birinin resmi de asılırdı.
Ya da o gösterinin davetlilerinin oturtulduğu ön sıraya, 4 aya yakın bir süredir HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde "evlat nöbeti" tutan analardan biri de oturtulurdu.
Aydınlık