Deprem anında yapılması gerekenler çok tartışıldı. Enkazdan mucize kurtuluşlar umut verdi. Ancak uzmanlar, riskli binada yaşam üçgeni oluşturmanın işi tamamen şansa bırakmak olduğu görüşünde. Arama Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı, “Bir trafik kazasında arabanın takla atması gibi içerideki her şey savruluyor. Depremde hayatta kalmak için ilk kural binanın sağlam olması” dedi.
Depreme hazırlıkta öncelik binaların sağlam olmasında. Recep Şalcı, “Bina sağlam olduğunda hazırlığın yüzde 95’i tamamlanmış oluyor. Türkiye’de 2003 öncesi yapılan binaların ne kadar uygun olduğu konusunda sıkıntı var. Bu binalar için bir ön çalışma yapılması gerekiyor” dedi. Deprem hazırlığında ikinci adım, kitaplık, gardırop gibi eşyaların duvara sabitlenmesi.
ACİL DURUM PLANI
Her ailenin bir acil durum planının olması gerekiyor. Recep Şalcı, “Deprem olduğunda nereye çıkacağı, hangi yolları kullanacağız. Hepimizin arayacağı irtibat telefonumuz kim olacak. Bunlar önceden belirlenmeli. Bir tatbikat yapılmalı ki eksiklikler varsa görülebilsin” diye konuştu.
Bütün bunlar planlandığında, deprem anında kaygı ve panik azalıyor. Deprem sırasında yapılacaklar uzmanlar tarafından afete hazırlık açısından çok da önemli görülmüyor. Şalcı, “Bina sağlamsa, eşyalar sabitse oradan ufak tefek sıyrıklarla çıkarız, yoksa hayatımız şansa kalmıştır” dedi.
‘HER ŞEY SAVRULUYOR’
Bugüne kadar, “çök, kapan, tutun” hareketinin ya da yaşam üçgeni oluşturmanın hayat kurtardığı anlatıldı. Recep Şalcı, riskli binadan sağ çıkmanın bu kadar kolay olmadığını söyledi:
“Bina sadece yukarıdan çökmüyor taban da çöküyor. Çöktüğü zaman bir aracın takla atması gibi içerdeki her şey savruluyor, yaşam üçgeniniz şansa boşlukta kalabildiğiniz yerde ise sağ kalıyorsunuz. Enkazlardan kurtardığımız kişiler tesadüfen boşluklarda kalabilen kişilerdi. Bizi hayata bağlayacak olan binamızın sağlam olması, yaşam üçgeni işin kolayına kaçmak.”
HAREKET ETMEK ZARARI ARTIRIYOR
Hatalardan biri de deprem anında kaçmak... Şalcı, “Sarsıntı bitene kadar bulunduğumuz yerde kalmamız gerekiyor. Hareket halinde daha çok zarar görüyoruz. Deprem bittikten sonra acil durum çantasını alarak koşmadan hızlı adımlarla güvenli bir alana geçebiliriz” dedi.
Recep Şalcı güvenli alanın da tarifini yaptı: “Çevredeki binaların uzunluğundan bir buçuk kat uzakta, elektrik tellerinden korunabileceğimiz bir alan sağlamamız gerekiyor. Ancak örneğin İstanbul’da böyle bir alan bulmak çok zor. Ama İstanbul’un avantajı yeni yapılan yüksek katlı binalar. Bunlar yeni teknoloji ile yapıldığı için yıkılma olasılığı düşük. Bundan sonraki süreçte, acil durum çantasındaki malzemelerle ilk 72 saati geçirmemiz gerekebilir.”
BİNANIZIN RİSK DURUMUNU 181’İ ARAYARAK ÖĞRENİN
Recep Şalcı, binasının durumunu öğrenmek isteyen vatandaşın ne yapabileceğini de anlattı:
“Vatandaş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açtığı 181 hattını arayıp binasının depreme karşı dayanıklı olup olmadığını ücretsiz olarak öğreniyor. Kanunlara göre bir apartmanda, kentsel dönüşümü bir kişi bile talep etse diğerleri ona uymak zorunda. Kentsel dönüşüm rant aracı olarak algılandı. Depreme hazırlanmak için bunu doğru şekilde uygulamak zorundayız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul’da yapı stokunun 20 yılda yenilenebileceğini açıkladı. Riskli binanın yenilenmesi, bütçe ve ekonomi ile de bağlantılı. İstanbul’da 1999 depreminden etkilenen yorgun binalar var. Bunlar ikinci bir depreme ne kadar dayanabilirler? Ege Bölgesi’nde de ciddi sorunlar var. İzmir’in yapı stokları da çok kötü. Depreme hazırlıkta Şili’yi örnek almalıyız. Şili’de de Türkiye’deki gibi depremler sığ... Şili’de 1960 depreminde çok sayıda insan hayatını kaybetti. Şili buradan bir ders çıkardı. 2012 yılında Şili’de büyük bir deprem oldu. 8 kişi hayatını kaybetti.”
OKULLARDA VE İŞYERLERİNDE 6 AYDA BİR TATBİKAT YAPILMALI
İşyerlerinde ve okullarda 6 ayda bir deprem tatbikatı yapılması gerekiyor. Acnak bu iş aksıyor. Recep Şalcı, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni bir çalışması var. Artık bu tatbikatlar kayıt altına alınıyor, raporlar gönderiliyor. Bundan sonra daha düzenli şekilde tatbikat yapılacaktır” dedi.
ENKAZ ALTINDA KALIRSANIZ
Recep Şalcı, enkaz altında kalınması halinde arama kurtarma ekiplerini beklerken çok fazla enerji harcanmaması gerektiğini söyledi. Şalcı, “Mümkün olduğu kadar ağız tozdan korunmak için bir şeyle örtülmeli. Yukarıdan ses geldiğinde bağırmak yerine, sert bir cisimle sert maddelere vurarak sesini duyurmaya çalışmalı” dedi.
‘GÜVENDEYİM’ DEPREM SINAVINI GEÇTİ
AKUT’un cep telefonlarına yüklenebilen “Güvendeyim” uygulaması ilk deprem sınavını verdi. Depremde 200 bin kişinin uygulamayı kullandığı tahmin ediliyor. Elazığ depreminin ardından uygulamayı cep telefonuna yükleyen kişi sayısı 1 milyon 200 bine ulaştı. Ücretsiz olan uygulamayla ilgili Şalcı, “Alt yapısı çok basit bir sistem olduğu için iyi çalışıyor. 5 kişiyi uygulamada sisteme kaydediyorsunuz. Acil bir durumda tek tuşla 5 kişiye güvende olduğunuz ve bulunduğunuz konum SMS olarak gönderiliyor. Sistem SMS alt yapısı ile çalışıyor. Telefonlar çekmese bile mesaj saniyenin onda biri gibi bir zamanda karşı tarafa gönderiliyor” dedi.
Aydınlık