Dün İstanbul’da eşine az rastlanır bir sel felaketi yaşadı. Şehrin en merkezi, en eski semtlerinde sayısız dükkan ve ev zarar gördü, insanlar yollarda mahsur kaldı, yaralandı, hatta bir vatandaş hayatını kaybetti.
Sabahtan itibaren bunlar yaşanırken İstanbul halkı çiçeği burnunda başkan Ekrem İmamoğlu’nu arıyordu. Televizyonlar seli yayınlıyor, sosyal medya seli konuşuyor, #İmamoğluNerede sorusu milyonlarca insan tarafından soruluyor... Sayın Başkan’ı koyduysan bul!
Zatı alilleri, nihayet saat 19:02 itibarı ile, İstanbul’a değilse de sosyal medyaya teşrif etti. Sayın Başkan Tvitır hesabından aynen şöyle yazdı: “İstanbul mevsim normallerinin üzerinde yağış aldı ve uzun yıllardır olduğu gibi bugün de bazı ilçeler ciddi sorunlar yaşadı.” İstanbul halkı hep bir ağızdan “Ağam herhal bizimle eğlenir!” diye bağırsa yeridir.
Yanında bulunanlardan birileri uyardı mı bilmiyorum ama ben şimdi söyleyeyim: Ekrem Bey, hatırlattığınız için teşekkür ederiz ancak, zaten İstanbullular on iki saattir o sel ile uğraşıyorlar. Sizin şimdi verdiğiniz haberi de bir hafta önce meteorolojiden almıştık. Ha, bir de, siz o sözünü ettiğiniz kentin belediye başkanısınız!
Şaka bir yana böylesi bir felakette sırra kadem basan sayın başkanın, söylemi dikkate şayandır. Sel felaketi var, mağduriyet var, can kaybı var... Sayın Başkan, laf arasına “uzun yıllardır olduğu gibi” sözünü sıkıştırmayı ihmal etmiyor. Güzel cinlik değil mi?
CHP PİŞKİNLİĞİ
Nitekim başkandan iki saat kadar önce piyasaya çıkan CHP yöneticisi Gürsel Tekin “25 yıl İstanbul’u yöneten zihniyet kentin rantıyla ilgilendiği kadar altyapısıyla ilgilense bu manzara ortaya çıkmayacaktı” demişti.
Tamam, tüm bunların asıl sorumlusu yirmi beş yıllık talanbeton düzeni olsun. Hiç sormazlar mı adama Gürsel Bey:
n Meteoroloji bir hafta önceden uyarmaya başladı. Neden hiç tedbir almadınız? 25 yıllık rant düzeni mi engelledi tedbir almanızı?
n Kazdağları için, S400 için, Kıbrıs için.. hülasa makamını ilgilendirmeyen her konu için ortalara düşüp sahnede başrolü oynayan Bay İmamoğlu, kendi şehrindeki felaket için neden kafasını yastıktan kaldırıp “bir tivit bile” atmadı? Yirmi beş yıllık rant düzeni gazozuna ilaç mı katmıştı?
Eskiden Kadıköy Rıhtım Caddesinde çevirme piliç satan dükkanlar vardı. Pazar akşamları sona kalan piliçler, sadece pişmez, ateşten adeta nar gibi olurlardı. CHP’deki pişkinliğe denk gelebilecek bir bu var sanıyorum.
KANLI DOĞUMGÜNÜ PASTASI
Bizler Ekrem Bey’i ararken, eşi Dilek İmamoğlu düşüverdi haberlere. Yanına Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Hanım’ı da alıp Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Hanım’ın doğumgününü kutlamaya gitmişler. Bu vesile ile terörist Selahattin’i yağlayıp cilalıyorlar. Anlaşılan o ki kocaları kadar vicdansız, kocaları kadar taş kalpli kadınlarla karşı karşıyayız.
Bir daha böyle bir iş tezgahlayacağınız zaman, mesela Hacer Parlak’a da haber verin. Kim olduğunu bilmezsiniz, Ankara’da PKK bombası ile öldürülen lise öğrencisi Destina Peri’nin annesidir. Destina’nın katili Selahattin’in örgütü tarafından devşirilip, yetiştirilmişti, adı Seher’di. Selahattin Efendi deliğinde yatarken yazdığı kitaba da Seher adını verdi.
Ya da mesela Hatice Börü’yü çağırabilirsiniz. Selahattin Demirtaş’ın talimatının ardından Diyarbakır’da işkence ile öldürülen çocuk var ya hani, Yasin Börü, işte onun annesidir Hatice Hanım.
Nazife Acısu’yu da çağırabilirsiniz. Bilemediniz mi? O da Selahattin’in köpekleri tarafından öldürülen üniversite öğrencisi Feyza Acısu’nun annesidir.
Daha sayayım mı? Bu ülkede onbinlerce şehit anası, şehit eşi bulabilirsiniz “davetlerinize” çağırmaya.
İçlerinden gelenler de olacaktır. Ve endişe etmeyin, sizin kadar alengirli işleri bilmiyor olabilirler ama bir doğumgününe saygı duyarak oturmayı bilirler, utanmayı unutmuş suratlarınıza tükürmek için, hiç değilse kanlı pastanızı tıkınıp bitirmenizi beklerler.
Aydınlık