Deprem felâketi sonrası 'devlet yok' propagandasıyla başlayan faaliyet, tribünler üzerinden kitleselleştirilmek isteniyor. Seçimlere doğru ABD'nin kaos tertipleri sürerken Reuters, Batı'nın Altılı Masa üzerinden Türkiye'de uygulayacağı programı ilan etti. İşte Batı’nın Altılı Masa’dan beklentileri:
- Yeni hükümet ABD ve Avrupa Birliği ile daha yakın ilişkiler kurmak için iyi bir konumda olacak.
- Türkiye’nin NATO’nun sadık bir üyesi olduğunu açıkça ortaya koyacak. İsveç ve Finlandiya’nın üyelik yolunu açacak.
- Türkiye döviz kredisi için Uluslararası Para Fonu’na (IMF) başvurabilir. Altı partili koalisyon, güvenilirlik için IMF başvurusunu önceden yapmalı.
- Bu politikalar, Batı’dan yatırım akışı sağlar ve Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yeni bir ticaret anlaşmasının önünü açabilir.
- ABD ve AB, altı partili koalisyonun Rusya’nın askeri açıdan faydalı teçhizat ithal etmesine yardımcı olan şirketlere baskı yapmasını isteyecektir.
- ABD, Altılı Masa’nın iktidarda olduğu bir Türkiye’yi “Çin’e karşı denge unsuru olarak” kullanacaktır.
İngiliz haber ajansı Reuters, Batı ülkelerinin çıkarlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devrilmesi ve Altılı Masa’nın iktidara geçmesinde olduğunu yazdı. Hugo Dixon imzalı Reuters analizi “Erdoğan sonrası Türkiye, yeniden kabul görebilir.” başlığıyla 27 Şubat’ta yayımlandı.
Makalede, Erdoğan’ın enflasyonu tırmandıran ekonomi siyasetleri nedeniyle “yatırımcıların son yıllarda Türkiye’den uzak durduğu” ileri sürüldü ve “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlaştıkça ülkenin Batı ile ilişkileri kötüleştiği” vurgulandı. Devamında ise “Bu ayki ölümcül depremden sonra daha olası hale gelen seçimlerde muhalefetin kazanması tüm bunları değiştirebilir. Erdoğan’ın kaybettiği senaryoyu düşünelim.” ifadeleri yer aldı.
“AB ve Amerika anlaşılır bir şekilde Erdoğan sonrası dönemin fırsatları hakkında şimdilik hiçbir şey söylemiyor.” denilen makalede, yine de Erdoğan’ın kaybetmesi halinde “Türkiye’nin yeniden (Batı ittifakına) nasıl kabul edileceğini düşünmek için çok erken olmadığı” ileri sürülüyor.
NATO’YA SADAKAT İÇİNDELER
Reuters analizinde, “Sadakat Sınamaları” başlığını taşıyan ara başlıkta, Altılı Muhalefet’in Atlantik merkezlerine sadık olduğu işleniyor. Batı ittifakının Altılı Masa’ya bağlandığı umutlar “Yeni bir hükümet hem AB hem de ABD ile daha yakın ilişkiler kurmak için iyi bir konumda olacaktır. Demokrasiye olan bağlılıkları ve İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerinin onaylamaları da bu yolu kolaylaştıracaktır.” cümleleriyle ifade ediliyor.
“AK Parti’ye meydan okuyan altılı koalisyonun” NATO’ya sadakati üzerinde ise özellikle duruluyor: “Ayrıca (muhalefet koalisyonunun iktidarı) Türkiye’nin NATO ittifakının sadık bir üyesi olduğunu da açıkça ortaya koyacaktır. Erdoğan’ı İsveç ve Finlandiya’nın transatlantik savunma paktına üyeliğini engelleme kararı kendisinin sadakatini şüpheye düşürdü.”
Makalede yer alan “Bu politikalar Batı’dan yatırım akışına yol açabilir ve Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yeni bir ticaret ve iklim anlaşmasının önünü açabilir.” ifadeleri de Altılı Masa’nın Atlantik’e bağlılık yeminiyle ekonomiyi düzeltme programını özetliyor.
RUS YAPTIRIMLARINA BOYUN EĞECEKLER
Makalede altı çizilen bir konu da Altılı Masa’nın iktidara gelmesi halinde ABD’nin sürekli gündeme getirdiği Rusya’ya yönelik yaptırımlara tamamen boyun eğecek olması. “Amerika ve AB ayrıca altı partili koalisyonun Rusya’nın askeri açıdan faydalı teçhizat ithal etmesine yardımcı olan şirketlere baskı yapmasını isteyecektir.” denilen makalede, “Erdoğan hükümeti yaptırımların ihlal edildiğine dair kanıt bulması halinde harekete geçeceğini söylese de yeni bir hükümet muhtemelen daha istekli bir şekilde işbirliği yapacaktır.” ifadeleri yer alıyor.
Üst düzey ABD’li yetkililerin Türkiye ziyaretinde gösterdiği “yaptırım sopası” da hatırlatılan makalede “Erdoğan’ın Putin’le yaptığı anlaşmalar konusunda çok az şeffaflık olduğu” ileri sürülüyor. Rusya’nın “Türkiye’ye borç veren ‘dost’ ülkelerden biri olup olmadığının sorgulanması gerektiği” belirtiliyor.
Ayrıca ABD’nin Altılı Masa’nın iktidarda olduğu bir Türkiye’yi “Çin’e karşı bir denge unsuru olarak” kullanacağı açıkça ifade ediliyor.
TÜRKİYE’Yİ YENİDEN IMF GÜDÜMÜNE SOKACAKLAR
Reuters, Altılı Masa’nın savunduğu ekonomi siyasetlerinin, Türkiye’yi yeniden IMF’nin denetimine sokma ve neoliberal reformları hayata geçirme programı olduğunu da işliyor. İlgili kısımda “Türkiye bir mali krizle karşı karşıya kalırsa, döviz kredisi için Uluslararası Para Fonu’na (IMF) başvurabilir. Altı partili koalisyonun daha fazla ekonomik güvenilirlik kazanmak için muhtemelen bunu önceden yapması gerekir.” ifadeleri kullanılıyor.
Ayrıca bir yerde itiraf niteliğinde “Muhalefetin önerdiği ekonomik reformlar kısa vadeli acılar getirebilir.” cümlesi yer alıyor. Bu ifade akıllara, IMF zoruyla uygulanan “acı ilaç” programını getiriyor. Devamında yapılan şu vurgu da bu değerlendirmeyi doğruluyor: “Uluslararası yatırımcılar, Türkiye’nin gerekli ilacı yutacak mideye sahip olduğundan emin olana kadar kenarda oturabilirler.”
Reuters analizi, Erdoğan’ın faizi düşürme ve rezervleri azalmasına rağmen Türk lirasını destekleme kararı gibi “alışılmışın dışındaki politikalarının daha kötü bir mali krize zemin hazırladığı” gerekçesiyle bu acı ilacın yutulması gerektiğini savunuyor.
Makalede Altılı Masa’nın Türk ekonomisine ciddi zararlar getiren Avrupa Birliği Gümrük Birliği’ni genişletmeye de bağlı olacağı belirtiliyor. “AB’nin Erdoğan’ın artan otoriterleşme” nedeniyle geri durduğu belirtilirken muhalefetin başa geçmesiyle birlikte “yeniden görüşmelere başlayabileceği” kaydediliyor.