Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Caner Karavit, 16 Ağustos Cuma günü Ulusal Kanal’da 'Renkli Devrimler' Özel Yayını’nda konuştu. Renkli Devrimler Özel Yayını’nda Karavit, renklerin tarihini ve siyasetteki anlamlarını anlattı
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Caner Karavit, renklerin tarihini ve siyasetteki anlamlarını anlattı.
16 Ağustos Cuma günü Ulusal Kanal’da “Renkli Devrimler” Özel Yayını’nda konuşan Karavit, mavi rengin emperyalist Batı’nın sembolü haline geliş hikayesinden bahsetti. Karavit, “Ortaçağ’da tüm renkler dışlanmış toplumların sembolüydü. Sadece mavi renk kirlenmemişti. Onu önce Hz. Meryem resimlerinde kullandılar. Sonra yavaş yavaş Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği’nin bayrağının rengi haline geldi.” dedi.
Teori dergisinin “Emperyalist Silah Renkli Devrimler” kapağıyla yayınlanan Ağustos 2024 sayısında da yazan Karavit, yayında şunları aktardı:
RENKLERİN TARİHİ
“Renklerin siyasette pek çok anlamı var. Tarihsel olarak değerlendirdiğimizde bugüne kadar müthiş değişiklikler var. 20. yüzyılda ya da modernizmle birlikte renklerin aldığı kavramlar ve yan anlamlarla birlikte çok çeşitlendiğini görüyoruz.
“Renkler 20. yüzyıldan itibaren bir propaganda aracına dönüştü. Renkler, eskisi gibi bir kültürel olgu ya da bir iktidarlık alanının içerisinde bir unsur olmaktan çıktı. Önce renklerin tarihine bakalım:
“Kırmızı, sosyalizm, komünizm, sosyal demokrasiyi tanımlarken mavi, Avrupa Birliği'ni, liberalizmi, neoliberalizminin muhafazakarlığı, erkek haklarını... Siyah, anarşizm, faşizm, radikal İslamcılık, korsan partiler, antikomünizm. Bu arada tabii bir parantez açayım, birbiriyle çelişen ideolojilerin ya da politikaların aynı renk altında buluştuğunu da enteresan bir şekilde görebiliyoruz.
“Mesela siyah anarşizm, faşizm, radikal İslamcılık, korsan partiler, antikomünizm, anarşizm uyuşmuyor faşizmle mesela gibi görünüyor ya da kahverengi, nasyonel sosyalizmi ve faşizmi gene siyah gibi tanımlıyor. Mesela bu da iki renkte ayrı ayrı vücut bulması gibi bir ideolojinin.
“Altın rengi kapitalizm diyeceksiniz ki evet, o sarı ve altın rengi kapitalizme çok uyuşmuş. Klasik liberalizmi de aynı şekilde tanımlıyor. Yeşil, hepimizin bildiği gibi çevrecilik. Bununla beraber yeşil siyaset, İslamcılık, anarkoilkelcilik diye biraz sonra anarşist çeşitlemelerde de göreceğiz onu.
“Gri bağımsız siyasetleri tanımlarken, majenta merkezicilik, lavanta eşcinsellik ve transseksüelliği, turuncu Hristiyan demokrasisini, popülizmi, pembe mor, eşcinsellik, feminizm, kadın hareketleri, mor, monarşizm, safran... Beyaz monarşizm, pasifizm, aseksüellik, antikomünizm gibi Rusya üzerinden değerlendirirsek, sarı da liberalizm, kapitalizmi tanımlıyor.
“Bu liste uzaya gidiyor. Çok çeşitli olduğunu görüyoruz. Evrimden kastım aslında biraz da bu.
TÜRK SİYASETİNDE RENKLER
“Türk siyasetinde 1980'lere kadar yani darbeye kadar genel çok büyük çoğunlukla baskın bir şekilde Türk bayrağı renklerini görüyoruz. Yani kırmızı ve beyaz. Ama 1983 seçimlerine 3 parti girdi. Özellikle Anavatan Partisi ve Milliyetçi Demokrasi Partisi bu renk skalanın dışına çıkarak çeşitliliği başlattı.
“1991'de ilginç bir renk çıkışı var Doğru Yol Partisi tarafından. Bayrak renkleriyle çıktılar, kırmızı beyazla. Avrupa Birliği'ne girme eğilimlerinin coşkusuyla bu renk değişti, maviye dönüştü.
“Bu sadece Doğru Yol Partisi için değil, AK Parti'nin de aynı şekilde mavi tutkusunun kendi orijinal renkleri olan sarısiyahı terk ederek ona doğru yaklaştığını görüyoruz. Keza İYİ Parti de öyle…
“Türk siyasi tarihinde 11 farklı renk, 38 de renk üzerinden tanımlanan siyasi skalanın bugün genişlediğini görüyoruz.
FRANSIZ DEVİRMİNDE KIRMIZININ ANLAMI
“Aslında kırmızı deyince hemen aklımıza tabi komünizm ve sosyalizm geliyor. Fakat kırmızının tarihsel olarak ortaya çıkışı öyle değil. Fransız Devriminde hiçbir kırmızı bir komünizm veya sosyalizm olarak tanımlanmamış. Tam tersi uyarıyı betimliyor.
“Fransız Devriminde insanlar, bir gösteri yapılacağı zaman eğer polis, güvenlik güçleri onları engelleyecekse balkonlara kırmızı bayrak asıyordu. Fakat gösterilerde balkona bayrak asmakta gecikiyorlar, güvenlik güçleri gelerek o dağılmamış olan topluluğun üzerine ateş açıyor ve ciddi bir kıyım oluyor. Kırmızı bayrağın üzerine kan düşmüş oluyor. Bundan sonra kırmızı yavaş yavaş sosyalistlerin ve komünistlerin simgesi haline geliyor.
“Fakat kırmızının tarihsel hikayesi biraz daha farklı. Ortaçağ’da çok hakim üretime sahip ülke Fransa. 15. yüzyılda renk endüstrisinin 4'te 3'ü kırmızıya ait. 4'te 1'i ise mavi.
RENKLER VE DIŞLANMIŞ TOPLUMLAR
“Fakat tabi belli bir dönemden sonra mavi hakimiyeti sağlıyor. Dini sebeplerden dolayı kirletilmemiş bir renk olarak ortaya çıktı. Ortaçağ'da dışlanmış semboller ve renkler, dışlanan toplumları belirliyordu.
“Cüzzamlılar, cellatlar, fahişeler, gayri Hristiyan Yahudi gibi, hatta Müslümanlar, hokkabazlar, sanatçılar, müzisyenler vs. tarafından çeşitli renklerin kullanıldığını görüyoruz.
Kırmızı kumaşları cüzzamlılar, cellatlar, fahişeler kullanıyor. Siyah ve beyazları sefiller, sakatlar kullanıyor çünkü onu bulabiliyorlar, daha ucuz bir kumaş.
“Sarı sapkınlar, sahtekarlar; yeşil ve yeşil sarılar, müzisyen, hokkabaz, soytarı ve deliler tarafından kullanılıyor. Ama bu ülkeden ülkeye, devletten devlete değişebiliyor.
“Bu dönemde bütün renklerin kirletildiğini görüyoruz. Geriye bir tek mavinin kaldığını görüyoruz.
AB VE NATO BAYRAĞINDA MAVİNİN KULLANIMI
“Mavinin temiz, saf renk olarak Hz. Meryem'in resimlerinde, ikonalarında kullanıldığını görüyoruz. Daha sonra Goethe, Genç Werther'in Acıları’nda melankoliği, romantizmi simgeleyen bir renk olarak maviyi kullanıyor. Daha sonra Blues müziği mavinin notaları şeklinde olumlu bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor.
“Sonunda bunu Avrupa Birliği, NATO, Birleşmiş Milletler bayrağında görüyoruz. Hz. Meryem resimleriyle başlayan mavi kullanımı bugün güçlü bir propaganda simgesi haline geldi.
“Bugün NATO, Birleşik Milletler toplantılarında mavi takım elbiselerin giyildiğine ya da kravatların takıldığına tanık oluyoruz.
RENKLİ DEVRİMLERDE RENKLER
“Günümüzde renkli devrimlere baktığımız mavi rengin yer aldığı bir renkli devrim görmüyoruz.
“Mesela Irak'ta mor devrim, safran devrimi Myanmar'da, yeşil devrimi İran'da, turuncu devrim Ukrayna'da, Gürcistan'daki gül devrimi ve gül rengi, lale ve kırmızı Kırgızistan'da, sedir devrimi ve yeşil Lübnan'da, üzüm devrimi ve bordo, Moldovya'da, yasemin ve sarı Tunus'ta, nilüfer devrimi ve amber Mısır'da gerçekleşiyor.
“Yani mavinin bu renkli devrimlerin içerisine bir şekilde girmediğini görüyoruz. Mavi, kaosun dışında tutuluyor.”