Suriye Hükümeti ile PKK/PYD arasında yapıldığı belirtilen anlaşmanın, aslında bir teslimiyet belgesi olduğu ortaya çıktı. PYD elebaşı Ferhat Abdi Şahin, 'Acı verici tavizlere mecburuz' ifadelerini kullandı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Barış Pınarı Harekâtı'yla birlikte güneye kaçmaya başlayan PKK/PYD'li teröristler, Suriye Ordusu'nun da namlularını terör örgütüne çevirmesiyle beyaz bayrağı çekti. Önce Şam'a bir heyet gönderen PYD, Suriye'nin tam teslimiyet konusunda ısrar etmesiyle birlikte eli boş döndü. ABD'nin de bölgeden çekilmesinin ardından teslimiyet dışında şansı kalmayan teröristler, Rusya'nın da devreye girmesiyle birlikte Hmeymim Üssü'nde çok sayıda tavizi kabul etti. PYD'lilerin Suriye Hükümeti'ne teslimiyet bildiriminin ayrıntıları ise şöyle:

Suriye Ordusu, Fırat'ın doğusunda bulunan PYD işgali altındaki bölgelerin kontrolünü devralacak.

Ayn el Arap ve Münbiç kent merkezleri Suriye Ordusu'na teslim edilecek.

Suriye Ordusu Mensure ve Tabka'ya girecek ve Rakka’daki Fırat Barajı'nın yönetimi Suriye Hükümeti'nin kontrolüne bırakılacak.

Deyrezor’daki petrol rafinerisi Suriye Hükümeti'ne teslim edilecek.

'ACI VERİCİ TAVİZLERE MECBURUZ'

Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'nin sözde komutanı Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani), “Biliyoruz ki Rusya ve Suriye ile anlaşmak için acı verici tavizlere mecburuz. Ama taviz vermekle halkımızın can güvenliği arasında tercih yapacaksak, şüphesiz halkımızın canını kurtarmayı tercih ederiz” sözleriyle teslimiyeti itiraf etti.

Şahin, kaleme aldığı bir makalede, mevcut durumda kime güveneceklerini bilemediklerini belirterek, “Rusya ve Suriye, bazı önerilerde bulundu. Bizim yönetimimizde olan milyonlarca kişinin hayatını korumakla sorumluyuz. Onların sözlerine inanmıyoruz. Ancak bu şartlarda kime güveneceğimizi de bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Biliyoruz ki Rusya ve Suriye ile anlaşmak için acı verici tavizlere mecburuz” diyen Şahin, şöyle devam etti:

“Askerlerime Amerikalıların ve diğer müttefik kuvvetlerin ortağımız olduğunu ve onların zarar görmediğinden her zaman emin olmamız gerektiğini söyledim, önce onları koruduk.

Bütün dünya bizi yalnız bırakırken ABD bize el uzattı. Uzatılan eli havada bırakmadık ve onların cömert desteğine her zaman minnettar kaldık. Washington’ın isteği doğrultusunda ağır silahlarımızı Türkiye sınırından çekmeyi kabul ettik. Sınırda yaptığımız tahkimatları yıktık ve en iyi savaşçılarımızı geriye çektik. Bunu ABD’nin Türkiye’nin bize asla saldırmayacağına dair garanti vermesi üzerine yaptık.

ABD’nin çözümde rol oynamasını istiyoruz. Washington’ın bizimle Türkiye arasında denge unsuru rolünü oynamasını istiyoruz.

ABD, Suriye’den siyasi bir çözüm olmadan çekilirse Suriye’nin önünde iki seçenek var: Ya mezhepsel bir savaşı sürdürebilir ya da güvenli ve istikrarlı bir geleceği seçer. Ancak, ABD çekilmeden önce bir anlaşma sağlanması yönünde dengeleyici rol oynayabilir.

Birleşik Devletler’le ittifakımızın nedeni demokrasiye olan yürekten inancımızdır. Mevcut krizden dolayı hayal kırıklığına uğradık. İki soru yanıtlanmayı bekliyor: Halkımızı nasıl koruyacağız? Ve ABD hala bizim müttefikimiz mi?”

'ABD TÜRKİYE'Yİ DURDURAMADI'

Eski PYD Eşbaşkanı Salih Müslim de ABD'nin kendilerini yüzüstü bırakmasını şu sözlerle anlattı:

“Amerika harekâtı durduramadı ya da durdurmadı. Amerika 'Türkiye ısrar ediyor. Türkiye’yi karşımıza alırsak ileride bazı şeyler kaybedebiliriz' gibi bir tavır içinde oldu. Kimse durduramadı, durdurmadı. Bir de Amerikan güçleri zaten çekildiler. Ta nereye kadar gittiler. Bundan sonra Amerikan güçleri nasıl olacaksa, nasıl kalacaksa bilmiyorum. O bizim sorunumuz değil. En fazla Suriye Devleti'ni ilgilendiren bir durumdur.”