Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tacettin İnandı Ulusal Kanal’da Yeşim Eryılmaz’ın sunduğu Gün Ortası programında konuk oldu.
Koronavirüs ile mücadelede son durumu değerlendiren İnandı, "Son açıklanan rakamlara baktığımızda aldığımız önlemlerin işe yaradığını görüyoruz.Bulunduğumuz durum hastalığın normal seyri değil. Eğer hastalık normal seyrinde devam etseydi vakaların giderek çok daha fazla artmasını beklerdik.İlk vaka 11 martta çıkmıştı.11 nisanda vaka sayısı 5000’i geçerek tepe noktasına ulaştı. Sonrasındaki 4 5 gün aynı durumda seyretti ve 3 binin altına düştü. Yarın da bu rakamların düşme eğilimde olma olasığı yüksektir.Ancak bunun bir garantisi yok. Vaka sayısı yineden yükselişe geçebilir. Çünkü dediğim gibi şu anki durum hastalığın doğal seyri değil.Baskılanmış bir eğriden bahsediyoruz. Vaka sayısının azalmaya devam etmesi tamamen üzerindeki baskı miktarına bağlıdır. Aldığımız önlemlere bağlıdır. Sağlık teşkilatının hızla yeni vakaları bulma ve ayırma becerisiyle ilgilidir. Şu anda yeni hastaların ortaya çıkmasını engellemeye başladığımızı görüyoruz. Bugünkü önlemleri sürdürürsek hastalığı kontrol altına alabiliriz. Ancak önlemleri bir anda kaldırırsak salgın tekrardan kontrolden çıkabilir" uyarısında bulundu.
Filyasyon çalışmalarıyla ilgili olarak ise İnandı, "Salgınla mücadelede test sayıları kritiktir. Bu nedenle test kapasitesinin arttırılması önemlidir. Türkiye şu anda günde 30 bin 40 bin arası test yapıyor. Önlemleri azaltmaya başlasak da test sayısını arttırmamız gerekir" diyerek testin öneminin altını çizdi.
4 günlük sokağa çıkma yasağı sonrası bugün sokaklarda oluşan hareketliliği de değerlendiren İnandı, "Bu son derece tehlikeli bir durum. Biz önümüzdeki 1 yıl eski yaşantımıza dönemeyiz. Eğer ki buna dönmeye kalkarsak salgın kontrolden çıkabilir. Şu an geldiğimiz noktada bir avantajımız var ancak bu salgının kontrol altına aldığı anlamına gelmez. Çünkü toplumun büyük bir bölümü bu hastalığa hala yakalanabilir. Bu durumda aldığımız tüm önlemler boşa gidebilir. Sosyal mesafe geçerli olmak zorundadır. Önümüzdeki dönem de tedbirlere devam etmemiz gerekir" dedi.
65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşların sokağa çıkma yasağının gevşetilmesi ile ilgili İnandı, "Haftasonları toplum genelinde bir sokağa çıkma yasağı uygulanıyorken 20 yaş altı ve 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza bir serbestlik gelebilir.Bu kurallara uymak koşuluyla risk yaratmayabilir. Ancak şu an tedbirleri gevşetmemiz için çok erken. Tedbirleri kademeli olarak azaltmamız gerekir" önerisinde bulundu.
Yoğun bakımdaki hasta sayısını da değerlendiren İnandı, "Ülkemiz kendine özgü bir salgın politikası izliyor. Yaşlılarımıza ve kronik hastalarımıza yönelik sokağa çıkma yasağı getirmemizle hastaların büyük bir kısmı yüksek risk içeren gruplardan oluşmadı. İkinci olarak da salgınla mücadelede uygulanan tedaviler de yoğun bakımdaki hasta sayısının azalmasında etkili oldu" diyerek son durumun alınan önlemler sayesinde iyi olduğunun altını çizdi.
Son olarak Türkiye’nin salgınla mücadelesindeki eksiklikleri dile getiren İnandı, "Türkiye salgın yönetimine ilişkin önemli kararlar aldı. Bunlar salgın yönetiminde ülkemizi en kötü ülkeler arasına sokmaktan kurtadır. Yine de çok sayıda insanımız hastalandı. Rakamlar daha iyi olabilirdi ancak bu daha katı ve sert önlemleri gerektiriyordu. Daha erken dönemlerde salgınla ilgili önlemleri almak gerekiyordu. İkinci olarak Türkiye’de salgın yönetimi daha açık ve şeffaf olmalıdır. Salgına ilişkin rakamları öğrenmekte zorlanıyoruz. Bu nedenle bakanlığımızın hastalıktan etkilenenleri kişi ve zaman özellikleriyle paylaşması gerekiyor.B u sağlanabilirse toplumda da güveni arttıracaktır. Yine başlangıçta hastane odaklı bir salgın yönetimi vardı. Şimdi biraz daha sahaya dönüldüğünü görüyoruz. İllerde pandemi danışma kurulları kuruldu ancak nasıl çalışacağına ilişkin yönergeler yayınlanmadı. Bu nedenle il pandemi kurullarındaki kişiler bazen hiçbir bilgiye erişemiyor. Kurulların bazı yerlerde etkin çalıştığı ancak bazı yerlerde çalışmadığını görüyoruz. Bu konudaki sorunların düzeltilmesi gereklidir. Son olarak tüm sağlık çalışanlarını bu sürece dahil etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim" diyerek sürecin daha iyi yerlere gelmesi için öneride bulundu.