Bir yanda Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmaya devam etmesi ve Karadeniz’deki donanma gücünü artırması, diğer yanda ABD’nin Yunanistan’ın Dedeağaç’a askeri birliklerini konuşlandırması, Türkiye tarafından endişeyle izleniyor. Ukrayna krizinin sıcak çatışmaya dönme riskine karşı diplomasi trafiği devam ederken, uluslararası ilişkiler uzmanı, İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, yaşananların perde arkasını Milliyet’e değerlendirdi. ABD’nin, Ukrayna krizinin sıcak çatışmaya dönüşeceği algısı üzerinden NATO’yu konsolide ederek, Avrupa ve Avrasya’daki varlığını sürdürmek istediğini belirten Prof. Dr. Köni şunları söyledi:
“NATO ülkeleri artık Rusya’dan çekinmiyor. Rusya’nın yeni stratejik planı Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılayarak sosyoekonomik varlığını yükseltmek, ülke içinde ekonomik refahı artırmak şeklinde. Rusya, emperyal güç olma hedefinden çok, sınırlarındaki sosyal yapıyı korumaya yönelmiş durumda. Bu durumda NATO geçersiz kalıyor. NATO, dolayısıyla ABD’nin geçersiz kalması, ABD’nin silah satışında büyük bir pazar kaybı yaşaması demek. NATO’nun işlevsiz kalması, ABD’nin, Avrupa ve Avrasya’daki stratejilerinin zarar görmesi anlamına geleceğinden, Ukrayna krizinin tırmanması ABD’nin işine geliyor.”
Prof. Dr. Köni konuya ilişkin çarpıcı tespitlerini şöyle sıraladı:
“İki Almanya’nın birleşmesine karar verildiğinde Gorbaçov, ABD Başkanı Reagan’a Beyaz Rusya ve Ukrayna’nın Slav ve Ortodoks kimlikli iki ülke olarak Rusya’nın koruma alanı olduğunu belirtmiş, iki lider arasında gayriresmi bir mutabakata varılmıştı. Kırım, Rusya açısından Karadeniz’i tutmak kadar, Moskova’nın güvenliği açısından çok önemli. Kırım’a asker çıkarttığınızda Moskova yolu dümdüz bir güzergah. Moskova’nın güvenliği bir anlamda Kırım’dan geçiyor.”
‘Farklı kurgular var’
“ABD’de sadece Ukrayna değil Gürcistan ve hatta Azerbaycan’ı da NATO’ya katarak Asya Pasifik’i farklı kollardan kontrol etmeyi amaçlıyor. Ukrayna’nın içinde ciddi bir Rus nüfusu söz konusu. Ülkenin yarısı AB’ye girip batı bloğunda olmak isterken, Rus nüfus ise anayurtla birleşik olmak istiyor. Ukrayna’da 2014 yılındaki kanlı ihtilal de, eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesi de, ABDRusya eksenli kavganın yansıması.”
“Son günlerde Beyaz Rusya ve Polonya üzerinden mülteci gerginliği yaşanıyor ancak perde gerisinde farklı kurgular söz konusu. Beyaz Rusya’nın Rusya ile işbirliği yaparak Baltık ülkelerine saldıracağı şeklinde yaratılan korku, ABD’nin; Avrupa ve Avrasya’daki varlığını konsolide etmeye dönük söylemler. Rusya’nın Baltık ülkelerine saldırması veya Polonya üzerinden Avrupa’yı tehdit etmesi, kendi sonunu hazırlamak olacağından, hayali söylemlerdir. Son günlerde Ukrayna krizi üzerinden sanal bir Rus tehdidi oluşturulmak, ‘NATOABD olmazsa olmaz’ algısı yaratılıyor.”
‘Silah sağlayanlar aynı’
“Ukrayna’daki çatışmalar sırasında bazı gruplara kimlerin silah temin ettiği meselesi çok önemli. Bugün Suriye’nin kuzeyinde PKK unsurlarına silah veren güç ile Ukrayna’daki ayrılıkçı gruplara silah sağlayan aynı güç. Taliban’a, PKKYPG unsurlarına silah verenleri Ukrayna’daki Rusya karşıtlarını silahlandırıyorlar.”
“Rusya’nın Suriye’de sahaya girme nedeni Akdeniz’deki üslerden daha çok, Kafkaslarda ortaya çıkan ve ABD’nin el altından desteklediği sözde İslam Cumhuriyeti tehdidiydi. Suriye’ye giden Kafkas, Çeçen kökenli cihatçıların, geri dönüp Rusya’ya tehdit oluşturacağı endişesi, 2014’de Rusları Suriye sahasına girmeye mecbur bıraktı. Kafkasları sadece Çeçenistan olarak düşünmek de yanlış olur. Kafkaslardan kuzeye doğru çok ciddi Müslüman nüfus olduğu unutuluyor. 2014’de Kafkas İslam Emirliği’nin kurulma riski Rusya’nın Suriye politikasında aktif olmasının başlıca nedenlerinden.”
‘Türkiye için kabus senaryosu’
“Türkiye, NATO’nun ABD ve İngiltere’den sonraki en güçlü donanması olarak Karadeniz’de güvenliği ve kontrolü sağlıyor. Kaldı ki, Rusya ile Karadeniz’in güvenliği için antlaşmalar ortadayken, ABD’nin Dedeağaç’a askeri yığınak yapması kontrollü gerginlik stratejisinin bir parçası. Olur da Rusya, Ukrayna’ya müdahale eder, ABD de bu müdahaleye karşı askeri hareket başlatırsa, bu senaryo Türkiye için kabus senaryosudur.”
‘Çekilme endişe oluşturuldu’
“ABD’nin Afganistan’dan aniden çekilmesi Avrupa’da endişe yarattı. AB kendi ordusunu kurmak ve ABD’ye bağımlı kalmadan stratejiler geliştirmek istiyor ancak çok zor. ABD tarafından 5 bin kişilik Avrupa Ordusu’nun Rusya’yı durduramayacağını söyleyen ABD, hegemonyasını sürdürmek istiyor. Ancak Avrupa; AsyaPasifik’te, ABD için Çin’i karşısına almak, bu ülkeyle uğraşmak istemiyor. Fransa, ABDİngiliz birlikteliğinden yara alan birincil ülke. Silah satışında darbeyi Fransa yiyor.”
‘Türkiye arada kalan ülke’
“Türkiye Ukrayna meselesinde arada kalan ülke konumunda. Ruslar, Türkiye’yi Ukrayna’ya yönelik İHA, SİHA satışından dolayı uyarıyor. Çok hassas dengeler söz konusu. Türkiye ise bir yandan nükleer santral anlaşması, enerji ithalatı ile Rusya’nın önemli müşterisi konumunda. Rusları direkt karşımıza alamayacağımız gibi stratejik açıdan batı bloğuna da sırt dönmemiz mümkün değil. Türkiye, ne olursa olsun kendi güvenliğini gözeterek, Ukrayna krizinde geri planda durduğunu, sadece kendi güvenliğini düşünen bir ülke pozisyonunda olduğunu açıkça her defasında deklare etmelidir. Türkiye iki ülke arasında da denge politikası gütmeye çalışsa da, NATO üyesi olarak ABD ve NATO’nun olası müdahalesi durumdan Batı bloğunda yer alacak. ABD ise müttefiklikten bahsederken, PKKYPG’ye silah temin etmeye devam ediyor. ABD’nin Avrupa dışında gidip mahvetmediği bir ülke olmadığını düşünürsek Ukrayna’ya müdahil olması Avrupa’da büyük krize neden olur.”