Koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini sürdürmeye devam ediyor. Alınan tedbirlerle son dönemdeki ağır hasta sayısı ve vaka seyri düşüşe geçerken milyonlarca kişinin umutla beklediği koronavirüs aşısının Çin'den ilk partisi de Türkiye'ye ulaştı.
AŞININ YOL HARİTASI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çinli Sinovac şirketi tarafından geliştirilen Coronavac aşısında izlenecek yol haritasını açıkladı.
Prof. Dr. Deniz Çalışkan
CoronaVac aşısı ile ilgili merak edilen soruları Bilim Kurulu üyesi Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, takvim.com.tr'den Ahmet Zeren'e değerlendirdi.
İşte Çalışkan'ın açıklamalarından satır başları;
Coronavac'ın ağır bir yan etkisi var mı? Aşının uygulandığı kişilerde ne gibi semptomlar görüldü?
CoronaVac aşısının ağır bir yan etkisi yok. Şu ana kadar bilimsel çalışmalarda uygulanan gruplara hem plasebo hem de aşı gruplarında ölümcül bir yan etkiyle karşılaşılmadı. Aşı yapılan kişilerde klasik belirtiler görüldü. İşlem sonrasında hafif gribal belirtiler gösterenler de oldu. Ancak en sık karşılaşılan yan etkisi aşı yapılan yerde ağrı ve rahatsızlık hissi olarak gözlemlendi.
Aşı hamileler ve emziren anneler için bir risk teşkil ediyor mu?
Özellikle mRNA aşıları için söylendi bu. Alman aşısı olarak bilinen aşı için bu durum ifade edildi. Emzirenlere, gebelere ve çocuklara uygulanmaması konusunda bir durum söz konusu.
ÖNCELİKLİ GRUPLARA PEYDERPEY UYGULANACAK
Aşıda "kimlerin öncelikli olduğunu" hatırlatan Prof. Dr. Deniz Çalışkan, "Bizim birinci sırada aşı (CoronaVac) yapacağımız gruplar belli. Sağlık personelleri ve 65 yaş üstü kronik rahatsızlıkları bulunanlar için aşı öncelikli. Özellikle bakım merkezleri, rehabilitasyon merkezlerinde olan büyüklerimize yapacağız. Aşının sayısı belli, yapılacak gruplar da belli. Ona göre peyderpey uygulanacak" ifadelerini kullandı.
AŞI YAPTIRANLARIN AYNI KATILIKTA KURALLARA UYMASI GEREKİYOR
Aşı, normalleşme sürecini nasıl etkileyecek?
Bunun için toplumsal bağışıklık düzeyi söz konusu. Toplumsal bağışıklık düzeyinde alt sınırımız yüzde 60, koronavirüs için de bunun en az yüzde 75 olması yönünde bilgilerimiz var. Toplumda aşı ya da hastalığı doğal yolla geçiren kişilerin oranı yüzde 75'e ulaştığında salgını önleyebiliyoruz. Şu anda elde bulunan aşı ikiye bölündüğü için 25 milyon kişiye uygulayabiliyoruz. Bugüne kadar görülen vaka sayısı da yaklaşık 2 milyon. Dolayısıyla yüzde 60 oranına ulaşamıyoruz. 30 milyon kabaca bir bağışık grubumuz var. Bu aşıların yeni normale geçmede tamamen maskesiz bir döneme yol açacağını düşünmüyorum. Aşı yaptıran kişilerin de alınan önlemlere aynı katılıkta uymasını istiyoruz.
AŞI YENİ NORMALE GEÇİŞİ HIZLANDIRMAYACAK
Yaz aylarında insanların vakitlerini genellikle açık alanlarda geçirmesinden kaynaklı kalabalık faktörünün biraz daha azaldığının altını çizen Prof. Dr. Deniz Çalışkan, yeni normale geçişin geçtiğimiz mayıs ayında yaşanan geçişe benzeyeceğini düşündüğünü ifade etti. Çalışkan, aşının yeni normale geçişi hızlandırmayacağının altını çizdi.
BAĞIŞIKLIK ORANI YÜZDE 75 OLDUĞU ZAMAN MASKELERE VEDA EDEBİLİRİZ
Tam anlamıyla maskelerden ne zaman kurtulacağız?
Hastalığı geçiren ya da aşıyla bağışıklık kazanan insanların oranı yüzde 75'e eriştiği zaman bu durum söz konusu olabilir. Fakat biliyorsunuz ki aşılarda kalıcı bir bağışıklık söz konusu değil. Antikor düzeyinin kabaca 90 gün olduğu ifade ediliyor ancak çok kısa sürede yeniden enfekte olan insanlar da söz konusu. Aşılamadan sonra da takip edeceğiz. Bunun daha uzun yıllar süren bir bağışıklık olmayacağını söyleyebiliriz. Virüsler sürekli mutasyona uğruyor, şekil değiştiriyor. Grip aşısı gibi bu aşılar da değişen ve mutasyona uğrayan özelliği göz önünde bulundurularak dönem dönem uygulanacak. Yani bir kez uygulanan bir aşılama ile ömür boyu koruma olmayacak.
AHMET ZEREN / TAKVİM.COM.TR ÖZEL HABER