İstanbul'un en eski ve en yoğun hastanelerindendi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Binaları depreme dayanıksız olduğu için 2013'te yenileme çalışmaları başlatıldı. 7 yıl süren bir projeyle de sismik izolatör teknolojisi, akıllı ve yeşil bina konseptiyle yenilendi ve mart sonunda hizmete açıldı. Koronavirüsten hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu'nun adının verildiği hastane sadece yenilenen binalarıyla değil, 'hightech' cihazlarıyla da Türkiye'nin en önemli sağlık merkezlerinin arasına girdi.

Hürriyet'in haberine göre Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz, Türkiye'de bir kamu hastanesinde ilk kez kullanılan son teknolojiye sahip 5 görüntüleme cihazı ile radyoloji bölümlerinin Türkiye'nin en nadide bölümü olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gürbüz, "Normal standardı 1.5 Tesla'lık MR'lar varken, biz bunların en üst kalitesini, 3 Tesla'lık en iyi görüntüleyenini aldık. Burası artık uluslararası sağlık yatırımlarına açık alan ve yüksek teknoloji kullanan ve en önemlisi yüksek maliyetli bir hastane oldu" dedi.Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adının verildiği Okmeydanı Hastanesi son teknolojik cihazlarla donatıldı'BURASI ÜNİVERSİTE OLMAYI HAK EDİYOR'

Prof. Dr. Gürbüz'den hastane için yeni ve çarpıcı bir öneri de geldi: "Bizim en büyük idealimiz buranın üniversite olması. Cerrahpaşa ve Çapa gibi anılmayı çok istiyoruz. Yolun karşısında diş hekimliği fakültesi için hazır diş hastanesi var. Yanında çok güzel bir kampus alanımız var. Burası birinci sınıf hastane alt yapısına sahip.120 akademisyenimiz zaten hazır. Amaç insanların kalitesini arttırmak, amaç akademik duruş sergilemek. Burası tek başına üniversite olabilecek kadar alt yapısı olan, kapasitesi olan, alanı ve arazisi olan bir yer. Şu anki ekibi de gerçekten standart üstü. Doktorasını yapan hemşirelerimiz var. Çocuk kalp cerrahisi, kardiyoloji ekibi, tepeden tırnağa yenilendi. Kardiyoloji yoğun bakım, koroner yoğun bakım, anjiyolar, bütün bunlar değişti. Sıfırdan mükemmel bir şekilde kuruldu. Biz binayla, teknoloji transferiyle övünüyoruz. Aslında övünmemiz gereken, bilgi birikim. Ortopedi kliniğimizde 3 kuşak bir arada çalışıyor."Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adının verildiği Okmeydanı Hastanesi son teknolojik cihazlarla donatıldı'MR KORKUSUNA SON VERİYORUZ'

Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi yüksek teknoloji görüntüleme cihazlarıyla dikkat çekiyor. Cihazları, Radyoloji Kliniği İdari Sorumlusu Recep Bayraktarlı şu sözlerle tanıttı: "Dar alan ve karanlık korkusu olduğu için MR çektirmek istemeyenlerin artık bir kaçışı olmayacak. Çünkü 3 Tesla MR cihazı, geniş ve ferah alan sunuyor. MR çekim odasında hem duvarda, hem de tavanda yer alan manzara fotoğrafları hastalar için psikolojik rahatlama da sağlıyor.Hastanede ayrıca 2 adet de 1.5 Tesla MR Cihazı hizmet verecek. Bu cihazların ortak özelliği, çekim yapılırken hastaların, 'nefesini tut' komutuna uymak zorunda olmaması. Nefes tutmakta zorlanan çocuk ve yaşlı hastalar için avantaj sağlayan cihazlar, özel sensörler sayesinde, çekim sırasında nefes alınsa bile görüntüyü ona göre ayarlayabiliyor."Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adının verildiği Okmeydanı Hastanesi son teknolojik cihazlarla donatıldıAKILLI VE ÇEVRECİ
Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi gerçek anlamda bir akıllı hastane. Hastanenin bu özelliğini Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz şu örneklerle anlattı: "Doğalgazdan kendi elektriğini kendisi üretiyor. Doktorlarımız evinden cep telefonuyla hastanedeki tüm odaların ısılarını kontrol edebiliyor. Hastanenin her yeri kayıt altına alınabiliyor. Yüzde yüz temiz hava basabilen havalandırma sistemi var. Camları açılamayan, alt yapısı mükemmel olan bir yapısı var."
İKİNCİ DALGA OLURSA HAZIRIZ
Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz, "COVID19'da ikinci dalga gelir mi?" sorusuna, "İstediği kadar gelsin. Burası 6 bin yeni yatak açılmadan önce de bu işi çözdü, 6 bin yeni yatak açıldıktan sonra hayli hayli çözer. Çünkü birlikte çalışmaya adapte bir ekip var, kalite var. Nicelik olarak, yetkin insanlar var" cevabını verdi.
Adı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne verilen Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu taktığı fularları, öğrencileriyle iletişimi, babacan tavırları, hastalarıyla ilişkileri bakımından çok özel bir doktor ve renkli bir akademisyendi.