TEVFİK KADAN

Suriye'de Fırat Kalkanı bölgesinde önceki gün PKK/ YPG'li teröristler tarafından düzenlenen saldırıda 2 askerimiz şehit oldu, 2 askerimiz de yaralandı. Saldırının, Türk zırhlısının El Bab'ın Hazvan hattından Şeyih Nasır askeri noktasına giderken Güdümlü Tanksavar Füzesi (ATGM) ile gerçekleştirildiği öğrenildi. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Fırat Kalkanı bölgesindeki bir kirpi aracımıza teröristler tarafından yapılan saldırıda 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 2 arkadaşımız da yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.” denildi.

Saldırının ardından Münbiç ve Tel Rıfat'taki terör hedeflerinin Fırtına obüseleri ve çok namlulu roketatarlarla ateş altına alındığı ve etkili şekilde vurulduğu bildirildi. MSB açıklamasında, “Terör mevzilerine yönelik cezalandırma atışlarımız sürmektedir. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız!” ifadeleri kullanıldı.

HEDEF TÜRKİYE İLE SURİYE'Yİ SAVAŞTIRMAK

Saldırı haberinin duyulmasıyla birlikte sosyal medyada alışıldık bir yalan kampanyası da devreye girdi. Resmi açıklama beklenmeden, saldırının “Suriye Ordusu tarafından gerçekleştirildiği” iddia edildi. Benzer şekilde daha önce düzenlenen saldırılar sonrasında da “Esed Rejimi Türk askerine saldırdı” başlıkları atılmış, fakat Milli Savunma Bakanlığı saldırının PKK/YPG'liler tarafından yapıldığını açıklamıştı.

Aslında El Bab bölgesinin karşısında Suriye Ordusu'nun kontrolünde bir bölge olması nedeniyle her saldırı sonrası oklar doğrudan Şam'a yöneltiliyor. Halbuki bu bölgeden gerçekleşen saldırıların pikaplara yerleştirilmiş ATGM'ler ile PKK/PYD'li teröristlerce yapıldığı ve 'vurkaç' taktiği izlendiği biliniyor. TSK'nın saldırı sonrasındaki mukabelesinde de Suriye Ordusu'nun kontrol ettiği bölgeyi değil, El Bab'ın iki yanındaki Münbiç ve Tel Rıfat'ta bulunan PKK/YPG mevzilerini hedef aldığı açıkça görülüyor.

Terör örgütünün bu saldırılardaki esas amacının TSK ile Suriye Ordusu'nu karşı karşıya getirmek olduğu değerlendiriliyor. Özellikle Suriye kontrolündeki bölgelere sızarak saldırılar düzenleyen terör örgütü, dönem dönem de Suriye askerlerinin üniformalarını giyerek benzer kışkırtmalara imza atıyor.

PKK/YPG ÜÇ MEVZİDE SIKIŞTI

PKK/YPG güçlerinin son dönemde üç mevzide sıkıştığı görülüyor. Bir yandan Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yurt içinde ve sınır ötesinde hedef alınan PKK/YPG'liler, bir yandan da Irak'ta Peşmerge ile çatışıyor. Suriye Ordusu'nun da bu fırsattan faydalanarak YPG işgali altındaki bölgeleri geri almak için hazırlıklar yaptığı, kimi bölgelerde terör mevzilerini vurduğu belirtiliyor. Özellikle Haseke'de zor günler yaşayan terör örgütü, üzerindeki baskıyı azaltmak için iki ülkeyi birbirine karşı kışkırtma girişimlerinde bulunuyor. ABD ise Türkiye ve Suriye arasındaki gerginliğin TürkRus gerginliği olacağını değerlendirerek, Astana Süreci'ni bozmanın hesaplarını yapıyor. Aydınlık'a bilgi veren kaynaklar, son dönemde ABD ve İngiliz istihbaratının Türkiye ve Rusya'yı karşı karşıya getirmek için çeşitli faaliyetlerde bulunduğunu belirtiyor. İdlib'deki radikal gruplarla PKK/YPG'nin saldırılarının eş zamanlı olduğuna da dikkat çeken kaynaklar, aynı anda sosyal medyada estirilen Rusya ve Suriye düşmanı kampanyaya da dikkat çekiyor. Bu plan içinde piyasaya sürülen yalanlardan birinin de; “İran destekli milislerin Türk kontrol noktalarını hedef aldığı” yönündeki haberler olduğu belirtiliyor. Sık sık gündeme getirilen bu iddialar sonrasında ise Şii milisler açıklamalar yaparak komployu ifşa ediyor.  

ŞAM İÇİN YPG DÜŞMAN!

Sosyal medyada estirilen bu “Rusya ve Suriye PKK/YPG'nin hamisi” yalanı ise yıllar öncesinden çürütülmüş durumda. Henüz Zeytin Dalı Harekâtı'nda Rusların YPG'ye kalkan olacağı iddiaları ortaya atılmış, Esad yönetiminin de teröristlere destek verdiği iddia edilmişti. Fakat yıllar içinde hem Rusya hem de Suriye yönetimi PKK/YPG'ye karşı net tavırlarını en düzeyde ifade etti. Suriye lideri Beşar Esad, ülkede düzenlenen seçimleri kazanmasının ardından yaptığı konuşmada

“ABD ve PYD'yi ülkeden göndereceğiz” mesajı verdi. Son olarak Suriye Dışişleri Bakanlığından geçen gün yapılan açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı:

"Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzeydoğu bölgesinde Amerikan işgal güçleri ve diğer sömürgeci ülkeler tarafından desteklenen sözde 'özerk yönetim' gruplarının, halkın reddettiği ayrılıkçı projelerini tanıtmak için bazı Batılı ülkelere geziler düzenlediği görülüyor. Bu gruplar kabul edilemez hayalleri için Batı’dan destek isterken, temelde kendilerini Suriye’ye karşı komplo güçleri arasına koyuyorlar. Suriye halkından izole olan bu gruplar, son 10 yılda teröristlere karşı büyük zaferler kazanan Suriye halkından da hiçbir destek alamıyorlar. Sözde 'Özerk Yönetim' adı altındaki bu gruplar, esasında Amerikan işgalcilerine doğrudan ve ücretsiz hizmet veren bir projeden fazlası değildir. Gerçek niyetleri Suriye halkına karşı komplo kuran, zenginliğini yağmalayan ve topraklarını parçalamak için çalışan efendilerine hizmet etmektir. Bu grupları daha önce de anavatana karşı komplo kurmanın, sömürgeci güçlere destek vermenin ve halkın egemenliğini, özgürlüğünü ve bağımsızlığını baltalamaya teşvik etmenin sonuçları olacağı konusunda uyarılmıştır."

KILIÇDAROĞLU ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİ

PKK/YPG'nin TSK'yı hedef aldığı saldırılarda Türkiye içindeki muhalefetin tavrı da dikkat çekiyor. Özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, saldırılara yönelik kınamalarında ısrarla PKK/YPG'nin adını geçirmiyor.

PKK’nın Gara katliamı için yayınladığı taziye mesajında örgütün adını anmaması ile tepki toplayan Kılıçdaroğlu, bu davranışını “Bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz” sözleriyle açıklamıştı.

Ardından Başbağlar Anması'nda da terör örgütünü zikretmeyen Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamasında ise şöyle demekle yetindi:

“Fırat Kalkanı bölgesinde askeri araca teröristler tarafından yapılan alçak saldırıda şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!” Aydınlık