"Serhıldan" adı verilen, molotof, taş, havai fişek, el yapımı patlayıcıların kullanıldığı sokak eylemlerinin terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK tarafından planlandığını belirten K.G, sözde Kandil yönetiminin onayı alındıktan sonra bu eylemlerin gerçekleştirildiğini aktardı.
K.G, bu eylemlerin kimi durumlarda KCK çatısı altında faaliyet gösteren siyasi parti yetkililerince yapılabildiğini aktararak, "Serhıldan eylemleri için örgüt çoklu konsepti de esas alır. Bu, siyasi parti, gençlik ve silahlı örgüt mensuplarının katılımıyla gerçekleşir. Her ne kadar halk inisiyatifi ya da siyasi parti temsilcileri olarak açıklamalar yapılsa da serhıldan süreçlerinin başlangıcı Kandil yönetiminin talimatıyla gerçekleşen örgütsel bir faaliyettir." ifadelerini kullandı.
"KCK, DEMİRTAŞ'A TALİMAT VERDİ"
Türkiye'de, Suriye'dekine benzer bir iç savaşın çıkması için Kobani olaylarından önce Kandil'in isteği üzerine HDP'li yöneticilerce sözde özerklik ilanı yapıldığını hatırlatan K.G, bu kapsamda halkı sokağa çıkarmak için Demirtaş'a da talimat verildiğini ileri sürdü.
K.G, Demirtaş'ın örgütten aldığı talimat doğrultusunda 30 Eylül 2014'te Kobani ziyareti sonrası Türkiye'ye geçtiği sırada, "Bu bir yalvarma değildir. Bu bir minnet değildir. Tarihi direnişe hep birlikte katılalım. Tarihi direnişi hep birlikte yapalım ki tarih ittifakı da tarih birliği de oluşturma fırsatımız olsun." şeklinde açıklama yaptığını belirtti.
Tanık K.G, "Demirtaş ile Kobani'ye giden siyasi heyette yer aldığını bildiğim Kamuran Yüksek, örgüt üst yönetiminden aldığı talimatları burada Selahattin Demirtaş'a aktarmak üzere görevlendirildi. Görüşme sonrası Demirtaş, söz konusu açıklamayı yaptı. Örgüt üst yönetimi, HDP, DTK, DBP, HDK ile MYK ve PM üyeleri ile İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Fatma Kurtalan, Gültan Kışanak ve Emine Ayna ile terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren STK'ler de Selahattin Demirtaş'ın yaptığı çağrı sonrası ANF üzerinden serhıldan eylemlerine destek verilmesi için açıklama yaptı." bilgisini paylaştı.
"ÇAĞRILARIN AÇACAĞI SONUCU HDP'LİLER BİLİYORDU"
Kobani olayları sırasında HDP'li yöneticilerin yaptığı sokağa çıkma çağrılarının eylemlerin şiddetini arttırdığına dikkat çeken K.G, şöyle devam etti:
"HDP, DBP MYK ve PM, DTK ve Selahattin Demirtaş, bu şekilde açıklama yapmamış olsaydı 68 Ekim olaylarındaki serhıldan eylemlerinin şiddeti bu denli olmaz ve ölümler yaşanmayabilirdi. HDP MYK'sı ve eş başkanları, bu çağrıları her ne kadar demokratik bir tepki gibi göstermiş olsalar da Kandil üst yönetimi tarafından serhıldan komitesi hazırlıkları ile gerçekleştirilecek çatışma ortamına yönelik çağrılarıydı bunlar. Çağrılar sonucunda örgütün gençlik, kadın ve öz savunma birimlerinin, olaylara katılacaklarını her örgüt mensubu gibi HDP MYK, PM üyeleri ve eş başkanları da bilir. Bu şekilde gerçekleştirilen eylemlerin yakma, yıkma, öldürme, yaralama, kamu malına zarar verme gibi şiddet olaylarının başlayacağını başından beri her örgüt mensubu ve HDP, MYK, PM ve eş başkanları bilirler. Olaylarda silah, bıçak, molotof, el yapımı patlayıcılar kullanılacağını da bilirler."
Tanık K.G. ayrıca, HDP'nin yanı sıra PKK'nın çizgisinde siyaset yapan diğer oluşumların MYK ve PM toplantılarına sözde KCK Türkiye sözcülerinin de katıldığını ifade etti.
Öte yandan, "azmettirici" sıfatıyla iddianamede yer alan 108 sanık, 68 Ekim olayları sırasında Türkiye genelinde yaşanan eylemlerden sorumlu tutuluyor. Bu kapsamda sanıkların, 38'er kez "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına" çarptırılması talep ediliyor.