Amerikancı PKK, emperyalizme hizmet illetini 'sol'umsu oluşumlara bulaştırmıştı. Öyle bir hal aldı ki ABD severlik kanıksanır oldu. PKK ne yaparsa yapsın T.C.’ye karşı desteklenmeliydi! Yeter ki Türk Devleti emperyalizm karşısında yenik düşsün, zayıflasın ve dağılmaya yüz tutsun! Kısacası “yaşasın emperyalizm kahrolsun Türkiye” sloganına esir edilmişlerdi! PKK legal alanda kurduğu partiler, dernekler ve etkilediği sendikalar, ele geçirdiği değişik sözde demokratik kitle örgütleri aracılığıyla da adeta Türkiye’nin dört bir yanını sarmıştı! Legal ve illegal solumsu yapılanmalar PKK’nın eylemlerinin ardından sürüklenerek kendilerinin marjinalleşmesini sağladılar.
Evirilerek sahteleşen o tür sol; 24 Temmuz 2015'te başlayan Türkiye’nin ABD emperyalizmine karşı tarihi direnişinin ardından, bir süreliğine PKK’dan uzak durma gibi bir tavra yöneldilerse de, bu pek uzun sürmedi. Ancak, şimdi, ABD’nin yenilgisinin ardından o tür solun saflarında da kıpırdanmalar başladı. Bazıları ardı ardına açıklama yaparak PKK’nın Amerikancılığını keşfettiler! Darısı tüm diğer grupların başına!
CHP önderliği de farksız. Dikkat ediniz, en kritik dönemlerde dalgakıran rolü oynadılar ve Türkiye’nin genel direncini kırmaya yönelik hamlelere giriştiler. Kim olursa olsun, her kim ki Amerikancı PKK ve yan kollarını korur, kollar ve desteklerse o da yenilenlerin kaderini paylaşır. Çünkü ABD/İsrail şer cephesi bereketli, yüce, kutsal Anadolu’nun yalçın kayalarına çarptı!
PKK KUŞATILIYOR
PKK, Türkiye’de 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren irtifa kaybetmeye başladı ve hızla baş aşağı gidiyor. Şimdi Irak 24 Temmuz’u ve Suriye 24 Temmuz’u sırada. İki ülkede PKK büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Manevra alanı günbegün azalan bölücü örgüt çıkış yolu arayışında.
Kamışlı’da alanı Suriye askerlerine bırakmaya başlayan PYD/YPG diğer kentleri de terk etmek zorunda kalacak. “Rojava devrimi” denen uyduruk oluşum ABD ile beraber şimdilik Kuzey Irak’a taşındı ve oradan da bir daha dönmemek üzere çanta içinde Amerika’ya gidecek!
Bir süre önce Süleymaniye’den kovulan PKK’nın Kuzey Irak kolu Tevgera Azadi dağılmayı önlemek için arayışlara başladı. Kuzey Irak’ın Talabani bölgesi olarak da adlandırılan bölgede barınması imkânsız hale gelen örgüt, çareyi Sairun Koalisyonu’na başvurmakta buldu.
Bağdat’a giden heyet üyeleri arasında Hisên Kerkûkî, Nerîman Ehmed, Ronak Mecîd ve Tevgera Azadi Irak Parlamenteri Yusra Receb bulunuyor. Heyet, Mukdeta ElSadr’ın liderliğini yaptığı Sairun Koalisyonu yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştirmek niyetinde.
Bilindiği gibi Sadr grubu Irak’ın birlik ve bütünlüğünden yana. Sadr, defalarca bu birliğe ve Irak’ın bütünlüğüne vurgu yapmış, bölücülüğü yermiştir. Görüşmenin hangi düzeyde gerçekleşeceği ve PKK’nın yan kolunun masaya neler getireceği tartışmalıdır.
KYB’NİN PKK ATAĞI
YNK, (KYBKürdistan Yurtseverler Birliği) egemen olduğu coğrafyada PKK’yı istemiyor. Hem İran’ın ve hem de Türkiye’nin hassasiyetlerini iyi bilen YNK önderliği uzun süredir PKK’dan rahatsız. Darbe üstüne darbe yiyen örgüte bir darbeyi de YNK indirdi.
Tevgera Azadi’nin bürolarının kapatılmasının ardından PKK ile YNK arasındaki kriz derinleşti. Barzani bölgesine taşınan örgüt mensuplarını orada da sıkıntılar bekliyor. Barzansitancılar, PKK/PYD/YPG’nin güç kaybetmesinden memnun. O nedenle ABD’nin Suriye’den çekilme kararına beklenilen ve istenilen düzeyde sert tepki göstermediler.
Basnew’de çıkan haberde, “Özellikle Celal Talabani’nin oğlu Qubat Talabani’nin oğlu tarafından kapatma kararının verilmesi ve Lahur Şêx Cengî ile Pavel Talabani’nin kararın uygulayıcı olmasından ötürü Talabani ailesi ile PKK arasında ciddi bir krize neden olduğu ve Süleymaniye’de Öcalan’a yönelik tecridin protesto eylemlerine de YNK asayişinin izin vermemesi söz konusu krizi derinleştirdiği, PKK yetkililerinin YNK’yi Türkiye’ye çalışmakla suçladığı” ifadeleri yer aldı. PKK’nın değişik haber kanallarında KYB önderliğini ve özelliklede Talabanileri hedef alan çok sayıda haber yayınlandı. Türkiye işbirlikçiliği ve korku nedeniyle böyle bir yola girdiğini söyledikleri Talabanileri “cahş” (hainişbirlikçi) olarak değerlendiriyorlar.
Tevgara Azadî Eş Başkanı Tara Husên yaptığı açıklamada, “Düne kadar Tevgerî Azadî’nin dostu olarak gördüğümüz YNK, Ankara’da Parlamento’da Öcalan’ın özgürlüğüne izin verilirken Süleymaniye’de eylemlerimizi yasaklıyor. Bu tavrından ötürü en büyük zararı YNK görecek” dedi. Husen’in açıklaması baştan sona yanlış. Bu saatten sonra TBMM’de Abdullah Öcalan’a özgürlük istemek hiç de kolay olmasa gerek!
PKK’ya bağlı Yurtsever Gençlik Meclisi üyesi Mihemed Şerîf, YNK’nin PKK, Yurtsever Gençlik, Tevgera Azadî kadrolarını hedeflediğini, gördüğü yerde üyelerine karşı sert tavır takınıldığını söyledi. Mihemed Şerif, “YNK daha önce eylemlerimizi destekliyordu. Ancak şimdi tavrında bariz bir değişiklik var. Bizi sansürlüyor, eylemlerimizi engelliyorlar. YNK içerisindeki bir kliğin Türkiye’nin siyasetinin etkisi altına girdiğini ve YNK içerisinde çok iyi insanlar da olmasına rağmen bazıları sırf kendi çıkarları için 16 Ekim ihanetinden daha beter bir ihaneti yapmayı göze alabilirler” şeklinde konuştu.
YIKINTININ ALTINDA KALMAK
PKK binası zelzele geçirdi ve çöküntü başladı. Ortaklarını ise karamsarlık ve dağılma bekliyor. Türkiye’nin dört bucağında emperyalizme bel bağlayarak hiçbir amaca ulaşılamaz. Bu topraklar yedi düveli alt etti ve mazlumlara direniş bayrağını taşıdı. Bağımsızlık denilen şey uşaklıkla, kalleşlikle elde edilemez.
Barzanistancılar, Talabanistancılar, PKK’cılar, PYD’ciler ezcümle bölücüler; halkların kardeşliğini ABD emperyalizmine ve İsrail’e dayanarak epey tahrip ettiler. Bu süreç durdu. TürkiyeİranIrakSuriye’de her şart altında barış içinde bir arada yaşayan farklı etnik kökene sahip insanları bölücülüğün bataklığına sürükleyenler yıkılıyor. Bu yıkıntının altında kalmamak için bölücülerle beraber olanlar ellerini çekmelidir.
Aydınlık