Bulaşıcı organizmaların gıdaları, işleme veya üretimin herhangi bir noktasında kontamine (enfeksiyon etkeninin vücut yüzeyi, eşyalar veya su, gıda gibi maddeler üzerinde bulunması) edebileceğine dikkat çeken Dyt. Yıldırım, buna hangi hataların yol açabileceğini şöyle sıraladı:

  • "Yiyecekleri iyice pişirmemek (özellikle et): Gıdalardaki zararlı organizmayı doğru sıcaklıkta denatüre edebiliriz. Bunun için en güvenilir yöntem, besin termometresidir. Örneğin, sığır etini pişirirken iç ısısının en az 71 derece olması gerekmektedir.
  • 5 derecenin altında soğutulması gereken yiyecekleri doğru şekilde saklamamak (genellikle süt ve süt ürünleri).
  • Pişmiş yiyecekleri yüksek sıcaklıklarda çok uzun süre bırakmak.
  • Önceden pişirilmiş yiyecekleri yeterince ısıtmamak veya oda sıcaklığında uzun süre bekletmek: Yemeğinizi ısıtırken sürekli karıştırarak ısının her tarafa dengeli dağıldığına emin olmalısınız.
  • Hasta olan veya yiyeceğe dokunan elleri kirli olan biri.
  • Son kullanma tarihini geçen yiyecekleri yemek.
  • Bakterilerin kontamine gıdalar arasında yayılması (çapraz bulaşma): Hem market alışverişi sırasında hem de buzdolabı raflarınızda yiyecek saklarken kümes hayvanları, çiğ et, deniz ürünleri gibi kontamine riski yüksek yiyecekleri diğer yiyeceklerden uzak uzak tutmak, çapraz bulaşmayı önleyecektir.
  • Donmuş gıdayı oda sıcaklığında veya sıcak suda çözdürmeye çalışmak.
  • Donmuş gıdayı çözdürdükten sonra tekrar buzluğa geri koymak.
  • Yumurtayı buzdolabına koymadan önce yıkamak: Yumurta rafa kaldırılmadan önce yıkandığında üzerindeki gözenekler genişler ve zehirlenmeye neden olan salmonella bakterileri kabuktan içeri daha kolay nüfuz eder.”

KUSMA VE İSHAL GÖRÜLEBİLİR 

Dyt. Yıldırım, çiğ et ve kümes hayvanları, çiğ yumurta, çiğ kabuklu deniz ürünleri, pastörize edilmemiş süt, az pişmiş dilimlenmiş etler, pastörize olmayan yumuşak peynirler ve önceden paketlenmiş hazırlama ve saklama koşullarını bilmediğiniz sandviç gibi yemeye hazır yiyeceklerin zehirlenmede başı çeken gıdalar olarak göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Gıda zehirlenmesinin en yaygın belirtilerinin görme ve konuşma bozukluğu, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ishal olduğunun altını çizen Diyetisyen Duygu Yıldırım, belirtilerin ortaya çıkması için geçen sürenin enfeksiyonun kaynağına bağlı olarak 30 dakikadan 8 haftaya kadar değişebileceğini söyledi.

ZEHİRLENME SONRASI ÇAY VE KAHVE TÜKETMEYİN 

Gıda zehirlenmeniz varsa, dehidratasyona uğramamak için yeterli miktarda su tüketmenin çok önemli olduğunu dile getiren Dyt. Yıldırım, “Elektrolitleri yüksek spor içecekleri düzelmeye yardımcı olabilir. Örneğin; karpuz suyu, Hindistan cevizi suyu gibi hem potasyum hem de fosfor gibi minerallerden zengin olan meyve suları tercih edilebilir. Meyve suyu gibi enerjisi yüksek içecekler hızlı karbonhidrat ihtiyacınıza ve yorgunluğa yardımcı olabilir. Sindirim sistemini olumsuz etkileyebilecek çay, kahve, yeşil çay gibi kafein kaynaklarından kaçının. Papatya, nane ve karahindiba gibi yatıştırıcı bitkiler içeren kafeinsiz çaylar, mide rahatsızlığını yatıştırmaya yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.

YAĞ ORANI DÜŞÜK BESİNLERİ TERCİH EDİN 

İshal ve kusma geçene kadar hafif ve yağ oranı düşük, sindirimi kolay besinleri tercih etmemiz gerektiğini söyleyen Dyt. Yıldırım, “Tuzlu kraker, kızarmış ekmek, muz, pilav (yağsız), yulaf ezmesi, haşlanmış patates, haşlanmış sebzeler, zencefilli çay veya soda, seyreltilmiş meyve suları, spor içecekleri zehirlenme durumunda tercih edebileceğiniz yiyecek ve içeceklerdir” dedi.

Zehirlenme sonrasında kendimizi daha iyi hissettiğimizi düşünsek de belli bir süre bazı besinlerden uzak durmanız gerektiğini söyleyen Dyt. Yıldırım, “Hastalık süresince özellikle süt ve peynirler, yağlı gıdalar, kızarmış yiyecekler, çok baharatlı yiyecekler, şeker oranı yüksek gıdalar ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.