İnsanlar parkta gezemiyor, plaja gidemiyor ama AVM’ler açık.
Ülkeler batma noktasına geldi, işsizlik salgından hızlı yayıldı, açlık baş gösterdi.
Medya virüsle ilgili öylesine bir korku atmosferi yarattı ki, insanlar Bill Gates’in çipli aşılarına razı durumda.
Hoş razı olmasa bile neticede aşılanmazsa pek çok temel hakkından mahrum bırakılma tehlikesi ile karşı karşıya. Seyahat, eğitim ve çalışmak gibi.
Haydi ben yanıldım diyelim.
Hiçbir komplo olmasa bile doğru dürüst denenmemiş bir aşının yan etkilerinin getireceği zararlardan 8 milyar insan etkilenecek.
Yeni hazırlanan bir belgesel şu ara çok önemli bilgiler ve şok edici iddialar içeriyor.
Dev ilaç firmalarının sahibi ya da ortağı olan medya ve sosyal medya platformlarında sürekli engellenen belgeselin adı: Plandemic.
Plan ve Pandemic kelimelerinin birleşimi yani.
Tüm bu olanların planlı işler olduğunu anlatan bir başlık bu.
Zaten belgesel öyle sıradan bir iddia taşımıyor.
2020 yazında gösterime girmesi planlanan belgeselin ana unsurlarından biri, Dr. Judy Mikovits.
Mikovits, tam olarak bu alanda çalışmış ve ifşalarından dolayı büyük ilaç firmaları işle bağlantılı Amerikan sağlık sistemi tarafından dışlanmış, hatta hapse atılmış bir bilim kadını.
Kanser ve virüs çalışmalarında bulunmuş bir biyo kimya uzmanı olan Dr. Mikovits, hayvan fetüslerinden geliştirilen bazı aşıların sağlığa zararlı olduğu iddialarıyla tanınmış ve özellikle de AIDS konusunda önemli soruları gündeme getirmiş bir kişi.
İnternete girip araştırdığınızda Science ve Wikipedia’da “komplo teorisyeni” veya bilimsel çalışmalarda yolsuzluk yapmış aşı karşıtı hurafeci olarak niteleniyor.
Oysa aşı karşıtı olmadığını kendisi söylüyor ve kitabının yanı sıra bilimsel makaleleri pek de öyle şarlatan biri olmadığını ortaya koyuyor.
2 yayımlanmış kitabı var.
2014’te yayımlanmış ilk kitabı uzun bir başlık taşıyor: Plague: One Scientist’s Intrepid Search for the Truth About Human Retroviruses and Chronic Fatigue Syndrome (CFS), Autism, and Other Diseases. (Salgın: Bir Bilim Adamının İnsan Retrovirüsleri ve Kronik Yorgunluk Sendromu (CFS), Otizm ve Diğer Hastalıklar Hakkında Gerçeği Araştırması.)
Bu kitabın hazırlanış sürecinde evi basılmış, sahte delillerle hapse atılmış.
Bu kitapta insan retrovirüsleri için hazırlanan aşılarda hayvanlardan (fare) alınan dokuların kullanılmasının daha ağır yan etkilere yol açtığı iddiasını ortaya koyuyor.
Son kitabı ise yeni çıktı.
Plague of Corruption: Restoring Faith in the Promise of Science. (Yolsuzluk salgını: Bilimin Vaatlerine olan inancı yeniden inşa etmek)
Plandemic belgeselinde bu son kitaptan oldukça yararlanılmış.
İşte o belgeselin yeni yayınlanan 25 dakikalık bölümünde konuşan Mikovits, başta ABD’nin pandemi yöneticisi Anthony Fauci hakkında olmak üzere çok önemli iddialarda bulunuyor.
Belgeselin ilk kısmı, “çok büyük kamusal zarara yol açacağı” iddiasıyla Youtube ve Facebook’tan kaldırıldı.
Ben henüz internetten tamamen kaldırılmadan izleyebildim.
Mikovits 25 dakikalık ilk bölümde şu iddiaları ortaya koyuyor:
1 Coronavirüs, Fort Detrick’teki biyolojik silah laboratuvarında geliştirildi. Yaratıldı demiyorum ama manipüle edildi. Bu virüs ailesi hayvanların kullanıldığı testlerle laboratuvarda manipüle edildi ve buradan (Wuhan’a) yayıldı, bilinçli olarak veya kazaen. Bunun doğal yollarla yarasalardan filan bulaşabilecek evrimi geçirmesi için 800 yıl gerekli. Sars virüsü çıktığından sadece 15 yıl sonra bu virüsün oluşması kesinlikle doğal değildir. Belgeselde ayrıca Wuhan’daki laboratuvarla Anthony Fauci ilişkisi de belgelenmiş. Fauci Koronavirüs araştırmaları için Wuhan’a 3.7 milyon dolarlık ödenek çıkarttı. Dr. Mikovits, 1999’da Fort Detrick’te çalıştığını ve işinin Ebola virüsüne insan hücrelerine zarar vermeden yaşamayı öğretmek olduğunu anlatıyor.
2 Aşı çare değil. Mikovits RNA temelli virüslere aşı değil ilaçla müdahale edilmesinden yana. Ancak iddiası o ki, Fauci ve Bill Gates’in başını çektiği Big Pharma aşı için bastırıyor. Mikovits ve belgesel yapımcıları aslında bu belgeselde sokaktaki insandan çok bilim ve tıp dünyasını hedef alıp onlara sesleniyor. Gerçeğin araştırılmasının ideal olduğu bilim ve tıpta, artık kim fon veriyor ve ne istiyorsa onun üzerinde çalışıldığı ileri sürülüyor. Belgesel bu kesime bir çağrıda bulunuyor; “artık dışlanma ve parasız kalma korkusunu bırakıp, öne çıkın ve gerçekleri, bildiklerinizi açıklayın” diyor. Mikovits’in önemli bir iddiası da İtalya’daki ölümlere ilişkin. Domuz gribi olmuş yaşlılarda ölüm oranının çok yüksek olduğunu söyleyen Mikovits, bunun H1N1 aşısında mevcut coronavirüs familyasıyla ilişkili olduğunu vurguluyor.
3 ABD’deki ölüm vakalarının çoğu covid19 değil. Doktorlara ölen hastalar için covid raporu hazırlanması için baskı yapılıyor. Belgeselde onlarca doktorun kendi ağzından bu anlatılıyor. Bunun için de devlet tarafından özel hastanelere hasta başına 40 bin dolara varan devlet yardımı yapıldığı ve bunun da insanları durumun vahametine ikna edip Bill Gates çipli aşısına razı etmek için yapıldığı belirtiliyor. Fauci’nin (FDACDC vs.) hidrokloroksin gibi işe yarayan ilaçları yasakladığı, hatta bu ilaçları yazan doktorların lisanslarını iptal etmekle tehdit edildiği de ortaya konuyor. Mikovits, planın herkesi enfekte edip ilaçları yasaklayıp herkesi aşılamak olduğunu iddia ediyor. Bu arada doktorlar, karantina ve izolasyonun insanların bağışıklık sistemini düşürdüğünü ve virüse karşı daha savunmasız hale getirdiğini de anlatıyor. İnsan bağışıklığı günlük virüs ve bakterilerle temas ile güçleniyor. Elinizi sürekli yıkadığınızda veya her yeri dezenfekte ettiğinizde kendinizi daha savunmasız hale getiriyorsunuz iddiası var. Doğa, plaj ve denizin de faydalı organizmalarla dolu olduğu, yasaklanmasının ancak bağışıklığı düşüreceği anlatılıyor.
Belgesel önemli bilgi ve belgelere dayanıyor. Hurafeci, Trumpçı veya Evanjelist bir yaklaşım gözlenmiyor. Verilen mesaj şu: ortada büyük bir kandırmaca var ve bunu ortaya çıkaracak olan da yine bilim ve tıp dünyası. Oradaki dürüst namuslu araştırmacı ve doktorlar yeni kahramanlarımız olacak.
Belgeselin ilk bölümü Fauci’nin 2017’deki kehanet içeren pandemi vaadiyle bitiyor.
Kaldırılmadan izlemenizi öneririm. İngilizce bilenler için bu önerim tabii.
KAYNAKLAR: