Mehmet Özmen: Sayın Öztürk Yılmaz ile ihraç sürecini konuşacağız. Öztürk Yılmaz'ın yeni partisi de yolda diye biliyorum. Hep sormak istediğim soru vardı. "FETÖ yöntemleriyle ihraç etmek alçaklık" diye bir söyleminiz var. Böyle bir şey var mı?
Yılmaz: Beni iftiralarla ihraç etttiler, açıklamalarımı ve söylemlerimi yansıtmadılar. Parti tabanında duyarlı bir kesim var ama yönetim bambaşka bir yönetim, benim çok büyük itirazlarım oldu. Ardahan'da seçimi kaybetmem için her türlü yolu denediler, tabi avuçlarını yaladılar. İl yönetimi ve diğerlerine bulaşmadan ayrı bir ekip oluşturup sandıktan çıktım. FETÖ'ye karşı açık bir şekilde tavır alınması gerektiğini belirtim. Bu gibi nedenlerden ötürü partiden ihraç edildim.
Mehmet Özmen: Türk siyasetinde FETÖ'nün rolü biliniyor. FETÖ yayın organlarının kapatılması sırasında sayın Kılıçdaroğlu ve bazı CHP'li isimler FETÖ yayın organlarına sahip çıktı. FETÖ kasetiyle Sayın Deniz Baykal istifa etti ve yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirildi. CHP'yi FETÖ mü yönetiyor sorusuna ne cevap veriyorsunuz.?
Yılmaz: Bu partiye geliş yöntemi yanlış tabi, bu bir Amerikan projesi, FETÖ her partiye ilişmiş, AK Parti ile FETÖ çatışınca, FETÖ muhalefete iyice girdi. FETÖ ne derse yaptılar, biz vicdanımızla hareket ediyor. Atatürk'ün kurduğu partinin FETÖ ile anılması doğru değil.
Bizim hergangi bir düşmanımız yok düşüncesi farklı olabilir. Ötekileştirme yapmıyorum. Ben CHP'de üzerime düşeni yaptım. FETÖ yapılanması CHP'de odak noktasına ulaşmış durumda, Atatürk mezardan kalkıp gelse bunların kı.... tekmeyi basardı. Ben iki dönemdir milletvekiliyim bu yaşananları görmüyor muyum?, öyle bir noktaya gelmiş ki Kılıçdaroğlu'nun arkasına Öcalan fotosu koysanız savunacak bir kesim var. Ben FETÖ'nün ve diğerlerinin çaldığı müzikle oynamam. Ben Türkiye'ye zarar gelmesini istemem, beni ihraç etsen ne olur, etmesen ne olur, ben Musul'dan çıkmış adamım, ben insanların gönlünü kazanacağım, sen de oturduğun koltuğu 404'le yapışmış gibi bırakmıyorsun. Sen seni oraya getirenlerin iradesine sahip çıkma peşindesin. Benim söylediğimde bir yanlış var mı? 9 seçim kaybetmiş insan demokrasiye nasıl sahip çıkabilir.
Mehmet Özmen: CHP'de bir medyada konuşan kişiler bile baskı yapılıp partiden atılabiliyor. Kılıçdaroğlu hapisdeki medyacılar için ses çıkarıyor ama, bir medya kuruluşuna çıktı diye insanları ihraç ediyorlar, buna ne diyorsunuz?
Yılmaz: Bu yapı yeni CHP'dir başkalarının CHP'sidir. Atatürk'ün kurduğu parti değildir. Ben halkın iradesiyle giderim. Kılıçdaroğlu orda olduğu sürece Erdoğan hep orada olacaktır. Kimse bu adama güvenmiyor. İki seçim kaybetse yüz olsa gider insanda ama 9 seçimdir kaybediyor. Bu yapıya karşı çıktığım için CHP'den ihraç edildim.
Mehmet Özmen: CHP'ye küskün müsünüz?
Yılmaz: Yönetim yeni CHP'dir. Benim siyaseten bir yol ayrımım var, tabanla bir sorunum asla olamaz, ancak yönetimle aynı safta duramam.
Mehmet Özmen: Muhalefet yerli ve milli olsun? diye bir düşence var. Bu bakımdan siz nasıl bir düşünce içindesiniz ve ne tür bir parti kuracaksınız?
Yılmaz: Toplum bir arayış içende, toplum artık yeni bir sayfa açmak istiyor. Şimdi bu sayfa nasıl açılacak? Nefret söylemi mi yoksa çağa uygun bir söylem mi? Ben her ortamda bulundum, yabancı siyasetçilerden de edindiğim izlenime göre, dış dünyayı bilmeyen bir lider bü süreci yönetemez. Yüzyılın gereklerini iyi okumak gerekir. Koronavirüsten 45 ay önce ben manifestoya şunları koydum. Kağıt ve metal para kalkacak dedim. İkinci olarak esnek mesaiye değindim. Eski mesai kavramı ile gidilemez. Uzaktan eğitim başlayacak! Çünkü çocukları haftanın her gün okula götürmek masrafları olacak. Tohum ve gıda ile ilgili radikal ve çarpıcı önerilerde bulunduk. Sonra enerjiye değindik. Yeni yöntemler ortaya çıkacak, ilacı kontrol edeceğiz, gıdayı ve enerjiyi kontrol edeceğiz. Biz bu programı okuduğumuzda bazı arkadaşlar dijital paraya karşı çıkıp bu nedemek dedi. Esnek ve evden eğitime vurgu yaptık. Bugün hepsi de ortaya çıktı. Biz yeni bir hazırlık yapıyoruz. Devleti yönetecek bir kadro ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Toplum çatışmadan bıktı. Şimdi bir seçim olsa kararsızlar birinci çıkar.
Mehmet Özmen: Partiniz de CHP'li isimler de var mı?
Yılmaz: Parti'yi 23 Nisan'da kurma planım vardı ama koronavirüs çıkınca ortaya bunu yapamadık. Partiyi kurduğunuz gün araziye inmeniz gerekiyor. Heralde artık 15 Haziran'a doğu bu virüs bitecek, biz de hazırlıklara başlayacağız. İsim vermek istemiyorum ama her kesimden insanı partide bulundurmak istiyorum. Hukuk önünde herkesi eşit kılalım, medyayı özgür yapalım diyen her insanı aramızda görmek isitiyorum. Yüzde 50 kadın kotası koymak istiyoruz.
Mehmet Özmen: Partiniz adı belli mi?
Yılmaz: Akılımızda belli başlı isimler var ancak biz ismi partiyi kurduğumuz gün söyleyeceğiz.
Mehmet Özmen: Dış politikayla ilgili neler söylersiniz?
Yılmaz: ABD Dışişleri Bakanı koronavirüse rağmen İsrail'e gidip Batı Şeria'nın ilhakını konuşuyor. Bölge olmak bir ülkenin toprak bütünlüğüne aykırı bir şey değil PKK orada bölge kuruyor. Sen de yarın birgün bir seçim yaptırırsın birlik olmak istiyorlarsa olurlar, olmak istemiyorlarsa da olmazlar. Kıbrıs'ta müzakereye oturuyoruz. Ortada daha sonuç yokken herifler müzakerelerde istediğini alıyor. Sahil şeridinin yüzde 54'ü KKTC'ye aittir ben Ruma ne hak vereceğim. Ne barışından söz ediyorsunuz siz. Orada bir referanduma gidilip müzakere süreceni izin verilmelidir. Bugün Abhazya'da, Kırım'da müzakere eden var mı? Sen burada çözüm filan üretmeye devam etmeyeceksin, KKTC'yi kurmuşsun işte olay budur.
Mehmet Özmen: AB hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yılmaz: Avrupa'nın zihin yapısında Türkiye yok. Yunanistan ve GKRY olmasa birlikte Türkiye'ye zaten yok diyeceklerdi. Bunlar Türkiye'yi bir süreçte tutmak istiyorlar. Sen öyle kıyamete kadar beni bekletmede tutamazsın. Bu olmuyorsa para kazanmaya ve ticaretimize bakacağız. Türkiye AB'nin potansiyelinden fazla bir potansiyeli vardır. Yeterki kartları doğru oynayıp diplomasiyi kullanalım.
Mehmet Özmen: HDP ile ittifak yapacak mısınız?
Yılmaz: Kesinlikle yapmayacağız.
Mehmet Özmen: CHP'de bölünme var mı?
Yılmaz: CHP tabanı aynı benim gibi düşünüyor. Şimdi genel merkezdeki zatı muhteremler tabanla aynı düşüncede değil, korkutma ve mahalle baskısı uyguluyorlar. İktidar ve muhalefetin refleksleri aynı, bundan sonra nefret söylemiyle hareket edilmez. Bu insanlar nasıl olur da nefretleriyle Türkiye'ye faydalı olur. Biz Türkiye'de fayada görmedik. Ben de diyorum ki Türkiye'de yeni bir sayfa açılsın başkalarının uşağı olmayan fırıldak olmayan insanlar açsın diyorum. Biz toplumu barıştırmak istiyoruz.