Otomotiv işçilerinin, başta sağlık çalışanları olmak üzere, ülkenin her bir yanından gelen talepler neticesinde gönüllü üretime geçtiğini anlatan OSD Başkanı Yenigün, bu sayede siperlik, tulum, Aerosol box gibi ürünlerin hayatlarına girdiğini söyledi.

RECEP ERÇİN

Koronavirüsün en çok etkilediği sektörlerden biri de otomotiv oldu. Sektör kötü giden iki yılın ardından 2020'de toparlanma beklerken pandemi kriziyle yeniden daralma sürecine girdi. Yıllık iki milyon araç üretim kapasitesine sahip Türk otomotiv sanayisin dev oyuncularının hemen hepsi kontak kapattı. Şirketler bazında farklı tarihler olmakla birlikte, tesislerin mayıs ayı başında açılması planlanıyor. Otomotiv editörleriyle telekonferans yötemiyle bir sohbet toplantısı düzenleyen Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, sektördeki gelişmeleri aktardı. 

GÜNLÜK ÜÇ BİN SİPERLİK

Araç üretiminin durduğu şu günlerde otomotiv firmaları sağlık kurumları için çalışıyor. Bir soru üzerinde hangi faaliyetlerin yürütüldüğüne ilişkin bilgi veren Yenigün, bunun planlanmış bir şey olmadığını, çalışanlardan gelen talep üzerine bu üretimlerin yapıldığını anlattı. "Bizim yönetici olarak yaptığımız sadece onların önünü açmak" diyen Yenigün, "Tedarikçilerle birlikte ne yapılabilir, ortaya çıkardılar. Ve hiç tahmin etmediğim şeyler çıktı. Benim öngörüm, maske yapabilirdik, tulum yapabilirdik. Ancak siperlik diye bir şey çıkardılar. Ben de ilk defa gördüm hayatımda. Şu anda birçok imalatçımız bizlerin yaptığı dizayn ya da tarifin üzerine kalıplar yaptılar. Yanlış bilmiyorsam günlük siperlik üretim kapasitesi, otomotiv tarafında üç bin falandır" bilgisini verdi. 

KOLTUKÇU, TULUM ÜRETİYOR

Aynı şekilde koltuk üreticilerinin de tulum üretmeye başladığını söyleyen OSD Başkanı Yenigün, şu örnekleri verdi: "Bunun ötesinde şirketlerin sağlık merkezleri belirleyici oldu. Duydunuz mu bilmiyorum ama 'Aerosol box' diye bir şey varmış. Ben de ilk defa öğrendim. Yatan bir hastanın üzerine konan bir kutu, şeffaf olmak durumunda, doktor ile hastayı fiziki olarak ayırıyor ve hastayı entübe ederken, ağızına hortum takarken bütün sıçramaları engelliyor. Doktor yandan geliyor, korumalı elbisesi ile geliyor ve yukarıdan da bakıyor. Bizim arkadaşlar bir de inovasyon yapmışlar; onun tam görme noktasına cep telefonu için bir mıknatıs koymuşlar, telefonu koyuyorlar, onu bir büyüteç olarak kullanıp hastanın ağızının içini tam olarak görebiliyorlar. İnanılmaz şeyler. Hepsi o andaki ihtiyaçlar karşısında zihni açık arkadaşların ürettiği projeler. Mesela, bir firmamız; sürüntü denilen test yöntemi var, insanların ağzına burnuna, ağızının içine bir şey sürüyorlar ve test pozitif mi, değil mi, belirleniyor… Onun için büyük bir telefon kabini gibi bir şey üretti. Hasta içine giriyor, doktor deliklerden korumalı ellerini sokup orada hastayı muayene ediyor. Bunları yapıyor üreticilerimiz. Anlatmakla bitmez. Zihni açık olan insanların yürekleri de geniş olduğu zaman, imkân da verildiği zaman neler yapıldığının en büyük göstergesi."

LOJİSTİK DE GÖNÜLLÜ TAŞIYOR

Şirketlerde listelerin bulunduğunu, kendi aralarında kurdukları bir koordinasyon ile ülkenin her bir yanından gelen taleplerin karşılanmaya çalışıldığını kaydeden OSD Başkanı Yenigün, sağlık için çalışan bu organizasyonu şu cümlelerle özetledi: "OSD’de de bir tane Kovid Koordinasyon Kurulu var. Arkadaşlar fikirleri getiriyorlar. İhtiyaç olan yerler, ne yapılabilir, ne yapılamaz, sonra bir de bunun dağıtım kısmı var. İmalatçı kalıpları maliyetine yapıyor. Üretimciler her şeyi maliyetine yapıyorlar. Bizim gibi büyük şirketler bunun finansmanını sağlıyor. Dağıtımı var bir de, biz yapamayız tabii. Dağıtımda da, Hepsiburada bu şeylerin dağıtımını yapıyor. Birçok lojistik firması, hemen hemen hepsi, gönüllü olarak bunların dağıtımına girmiş durumdalar. Sanayinin lojistik şirketleri de dahil, Borusan, Ceva vs… Dolayısıyla bunları o şehirlerin hastanelerine götürüp teslim ediyorlar. Yani, tam birlik beraberlik ruhu içerisinde maddiyat düşünmeden tamamen iyilik, yardım amaçlı yapılan aktiviteler. Bu sıkıntının bize öğrettiği en önemli şeylerden biri diyebilirim. Çok mutlu oluyorum bunları gördüğüm zaman." 

ÜRETİM YÜZDE 6 AZALDI

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), sektörün birinci çeyrek verilerini açıkladı. Mart ayında toplam üretim, 103 bin 350 adet seviyesinde kaldı. Üç aylık verilere bakıldığında, OcakMart döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 azalarak 341 bin 136 adet, otomobil üretimi ise yüzde 2 azalarak 235 bin 199 adet oldu. Otomobil ihracatı yüzde 9 oranında azalarak 191 bin 608 adet olurken, ticari araç ihracatı ise yüzde 23 oranında azaldı. Türkiye otomotiv sanayisi, ilk çeyrekte toplam 7 milyar dolarlık ihracat yaptı. OcakMart döneminde ihracat yüzde 14 geriledi. 

ÜRETİMİ DURDURAN ÜÇ NEDEN 

Bazı tesislerin mayıs ayı başında açılacağı söylense de bunu öngörmek için sektörün neden durduğuna bakılması gerektiğine işaret eden OSD Başkanı Yenigün, birinci nedenin çalışanların sağlığını korumak için alınan sosyal mesafe önlemi olduğunu kaydetti. İkinci nedenin Çin'den Avrupa'ya kadar uzanan geniş tedarik sisteminin karantina önlemleri yüzünden aksaması olduğunu anlatan Yenigün, "Üçüncü neden de biliyorsunuz pazar çöktü. İnsanlar can derdinde, araç almayı bıraktılar. Bildiğim kadarıyla Avrupa’daki büyük pazarların içinde açık tek pazar Almanya. Diğerleri tamamen kapalı. Durum böyle olunca ürettiğinizi satacak yeriniz de stoklayacak yeriniz de yok" dedi. 

Yüzde birlik üretim artışı hedefini değiştirmediklerini belirten Yenigün, ne zaman çalışmaya başlanılacağı konusunda ise, "Mayıs ayı geldiğinde artık hepimiz ufak ufak başlarız diyoruz biz, bütün şirketlerimiz ve bayilerimiz olarak. Ama bir gösterge lazım, o göstergeyi tam okumamız lazım. Onlar da şu anda maalesef mevcut değil" diyerek durumun belirsizliğine dikkat çekti. 

KÇÖ YÜZDEN 300'E ÇIKARILMALI

Kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) uygulamasının zamanında devreye alındığını ve kapsamının da geniş tutulduğunu kaydeden OSD Başkanı, "Tabi beklentimiz daha farklı bir kısa çalışma ödeneği yönündeydi. Biliyorsunuz orada kurallar var, gayet bürokratik bir sistem çalışıyor. Eleştirebilirsiniz de… Ama bence öyle büyük bir kapsamla açıkladı ki devlet bunu; çok da eleştirilecek bir şey bulamıyorum. Beklentimiz neydi? Asgari ücretin yüzde 150’si diye bir sınır koyuldu. Biz ise gerek OSD gerekse diğer STK’lar olarak yaptığımız başvurularda bunun; asgari ücretin yüzde 300’ü olarak uygulanmasını talep etmiştik. Şu an için bence bu bir problem değil. Çünkü şu an en önemli şey, 'otomotivdeki çalışan aileyi' bozmamamız" ifadelerini kullandı.

'TARİH ESNEK OLMALI'

Otomotivdeki çalışanların çok değerli, çok iyi eğitim almış insanlar olduğunu anlatan OSD Başkanı, "Ben senle artık çalışmıyorum, şu anda maaşını veremiyorum, üç ay sonra bakarız' diyecek bir sektörde değiliz biz. Ben her akşam, benim şirkette saat 17:00’de Zoom üzerinden 3 3 bin 500 kişiyle canlı bağlantı yapıyorum. Çünkü arkadaşların bilgiye ihtiyacı var" dedi. Devletin, kısa çalışma ödeneği kapsamında işvere üstünü tamamlama imkanı verdiğini de anımsatan OSD Başkanı, verilen desteklerin tarihinin esnek olmasını talep etti. 

VİRAÜS KAPAN FİLTRELER!

Bir soru üzerine pandemi ile birlikte otomotiv sektöründe ne tür inovasyonların görülebileceğini de aktarak OSD Başkanı, şunları söyledi: "Şöyle söyleyeyim, araç paylaşım sistemi bundan sonra olmayacak gibi bir yorum yapmak çok doğru değil. Bir tereddüt yaratacak ama şöyle düşünün lütfen, her sistemde, her ekonomide bir karşı dengeleyici girişim oluyor. Eğer bugün bir aracın başkası tarafından kullanılıyor olması o arkadaşlarımızı, o müşterilerimizi tereddüte götürecekse o eğilimi kaybetmekten ziyade bizim teknolojik olarak onun üstesinden gelmemiz lazım. Yani her kullanımdan sonra ultravioleden geçirilmiş arabalardan bahsediyorum. Anlatabiliyor muyum? Kendini nötr hale getiren bir teknoloji üretilemez mi? Elbette üretilebilir. İlklerden bahsettim. Kendi içinde virüs partiküllerini de yakalayabilecek küçüklükte, artı, onu da imha edebilecek kapasitede filtreler yapılabilir." 

Aydınlık