Adnan Oktar suç örgütüne yönelik başlayan ‘güncel yapılanma’ davası, Uluslararası Barolar Birliği’ni rahatsız etti. Davada sanık olan avukatların yargılanmasında ihlal olduğunu ileri süren kuruluş, Oktar ve diğer örgüt üyelerinin 2018’den beri keyfi olarak tutuklu olduğunu iddia etti

Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü (IBAHRI), Adnan Oktar suç örgütü üyelerinin yargılanmasından “endişe” duyduğunu açıkladı. IBAHRI, 28 Mayıs’taki resmi açıklamasında Adnan Oktar'ın altı avukatı ve 200'den fazla örgüt üyesinin yargılamasında ihlal olduğunu ileri sürdü. Davada hem Türk hem de uluslararası hukukun ihlal edildiğini iddia eden kuruluş açıklamasında, “Sayın Oktar ve yardımcılarını temsil eden avukatların da 2018 yılından bu yana Türkiye polisi tarafından kasıtlı ve tekrarlanan adli taciz, korkutma ve keyfi gözaltı uygulamalarının hedefi olduğu bildiriliyor.” ifadelerini kullandı.

Oktar’ı kurtarmak için uluslararası girişim  Resim : 1

SUÇLAMALAR DAYANAKSIZMIŞ

Uluslararası Barolar Birliği, “güncel yapılanma” davasındaki suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek şunları kaydetti:

“Raporlar, avukatlara yönelik suçlamaların açık bir hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve avukatların hukuk müşavirine erişimlerinin engellendiğini ima ediyor. Eğer doğruysa, avukatlara yönelik insan hakları ihlalleri eski müvekkillerine karşı işlenenlerle tutarlıdır.

“Avukatlara yönelik mevcut suçlamaların hukuki dayanağı belirsiz görünüyor ve temel usule ilişkin güvencelerin ihlal edildiğine dair kanıtlar, avukatların meşru çalışmaları sırasında mevzuatın, kovuşturma için endişe verici şekilde kötüye kullanılmasını teşkil ediyor. Türkiye Cumhuriyet Başsavcılığı'na göre, altı avukata yöneltilen suçlamaların gerekçesi, avukatların Adnan Oktar davasında yer alan müvekkillerine hukuka aykırı baskı uyguladığı yönündeki bir takım suiistimal iddialarına dayanıyor. Savcılık, avukatların sanıklara 'emir ve talimat' ilettiklerini, 'suç örgütünün devamlılığını sağlamayı hedefleyerek mali olanaklarını kontrol ettiklerini' de iddia etti.”

Açıklamada, Adnan Oktar’ın avukatlarına erişimin kısıtlandığı iddia edildi. Ancak Oktar’ın Erzurum Cezaevi’ndeyken 83 farklı avukatla 527 kez görüştüğü, ayrıca 30 günlük bir süre içerisinde de 21 kadın avukatla 238 kez görüştüğü tespit edilmişti.

‘ADLİ TACİZE UĞRUYORLAR’

IBAHRI Eş Başkanı Anne Ramberg, Adnan Oktar'ın avukatlarının kasıtlı olarak “adli tacize” uğradığını iddia ederek şunları dile getirdi:

“Adnan Oktar'ın avukatlarının, avukatlık mesleğini icra ettikleri meşru süreçte sürekli olarak adli tacize uğramaları, gözaltına alınmaları ve haklarında cezai kovuşturma başlatılması, Türkiye'nin Anayasa, Türk Avukatlık Kanunu ve uluslararası hukuk belgeleri kapsamındaki yükümlülüklerinin kasıtlı ihlalidir. IBAHRI, temel yasal hakların bu şekilde ihlal edilmesini şiddetle kınamaktadır. Gözdağının derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunuyor ve Türkiye'deki mahkemeleri bu dava süresince ve sonrasında hukukun üstünlüğünü korumaya davet ediyoruz.”

DAVA KORKU KÜLTÜRÜ YARATMAK İÇİNMİŞ

IBAHRI Eş Başkanı Mark Stephens da şunları söyledi:

“Bu dava etrafında bir korku kültürü yaratma ve sanıkları uygun ve yeterli yasal savunmadan yoksun bırakma girişimleri içler acısıdır. Avukatlara yönelik devam eden ceza yargılamaları ile ilgili IBAHRI, sanıklara adil bir yargılama süreci sunulmasını ve tüm avukatların, adaletin herkes için erişilebilir olmasını sağlamak üzere, ulusal ve uluslararası insan hakları standartlarına uygun olarak, sindirme, taciz veya müdahale korkusu olmadan meşru mesleki faaliyetlerini yürütebilmelerini talep etmektedir.”

‘GÜNCEL YAPILANMA’ DAVASI

Uluslararası Barolar Birliği’nin hedef aldığı ‘güncel yapılanma’ davası, 22 Mayıs 2024’te başlamıştı.
20 sanığın bulunduğu, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın iddianamesinde örgütün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu belirtilmişti.

Öte yandan Adnan Oktar örgütüne yönelik “örgüt” davası da 21 Mayıs 2024’te başlamıştı. Bu davada da 71 sanık yer alırken 42 sanığın firari olduğu belirtilmişti.