Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkarak dünyada hayatı durduran yeni tip koronavirüs (Kovid19) 'de de muhaliflerin algı operasyonu yaptıkları yeni bir konu haline geldi. Pandeminin ilk haftasından itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi, para basılması gibi çağrılar yaparak virüsle mücadeleyi sulandırmaya çalıştılar. Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, "Ödleri patlıyor" başlıklı bugünkü yazısında muhalefetin bu tavrını eleştirdi.


Tuna, yazısında, "Lakin, bekledikleri olmadığı gibi Türkiye pandemi koşullarında vatandaşına para dağıttı. Hiçbir gıda maddesinin de yokluğunu yaşatmadı. Muhalif güruhun önerdiği gibi para da basılmadı. Şayet basılsaydı, "Bir çuval parayla bir ekmek alabiliyoruz!" diye "duyar kasacaklar," kışın da "Isınmak için para yakıyoruz!" diyeceklerdi." ifadelerine yer verdi.


İşte Salih Tuna'nın bugünkü yazısı;

Pandeminin ilk haftasından itibaren muhalif güruh "Sokağa çıkma yasağı ilan edilsin!" diye tutturmuştu.

Bir de "Hükümet para bassın dağıtsın" talebinde bulunmuşlardı.

Vaka sayısı artınca da hepten coşmuşlardı.

Ölü sayısı açıklanmıyor diyeninden tutun da ölüler bilinmeyen yerlerde açılan toplu mezarlıklara gömülüyor diyenine kadar gırla gitti.

İşin garibi aynı ağızlardan "Hükümet IMF'den yardım almak için ölü sayısının artmasını istiyor" lakırdıları sudur etti.

İçlerinde en sevimlisi  eski Milletvekili Barış Yarkadaş'tı. Geliştirdiği bilimsel bir yönteme göre test sayısını 444 ile çarpıp vaka sayısına kolaylıkla ulaşmak mümkündü. Ne ki, sevimli dostumuz bir canlı yayında talihsizlik yaşamış, 40 milyon enfekte yurttaşımız olduğu savını kanıtlamak için 444'le çarpacak test sayısı bulamamıştı.

Bir başka CHP milletvekili de Türkiye'nin İngiltere'den ABD'ye kadar sağlık malzemesi yardımında bulunduğu bir dönemde "Uganda bile Türkiye'den iyi" deyiverdi...

Pandemiden umdukları randımanı alamayınca "Tüm yurtta sokağa çıkma yasağı ilan edilsin, yeter artık!" söylemini tekrar terennüm etmeye başladılar.

Haftalar boyu fasılasız sokağa çıkma yasağı uygulanacak, Türkiye adeta kontak kapatacak, en temel ihtiyaç maddelerinde sıkıntı yaşayacak, memurunun maaşını bile ödeyemeyecek, nihayetinde IMF kapılarında diz çökecekti.

Böylece "Sosyete Faik" de otel odalarında IMF ile gizli gizli görüşmek zorunda kalmayacaktı.

Hülasa, Türkiye teslim olacak, bunlar da iktidar olacaktı.

Lakin, bekledikleri olmadığı gibi Türkiye pandemi koşullarında vatandaşına para dağıttı. Hiçbir gıda maddesinin de yokluğunu yaşatmadı.

Muhalif güruhun önerdiği gibi para da basılmadı. Şayet basılsaydı, "Bir çuval parayla bir ekmek alabiliyoruz!" diye "duyar kasacaklar," kışın da "Isınmak için para yakıyoruz!" diyeceklerdi.


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN