Ahmet Davutoğlu’nun Karar’ında köşe karalayan Elif Çakır, bugünkü yazısında Türkiye’nin 2002’den daha kötü durumda iddia ederek dünya gerçeklerini gizlemeye çalıştı. 

Kabataş provokasyonuna imza attı, başörtüsünü çıkardı

Başı kapalı olduğu dönemde Gezi Parkı kalkışması döneminde Kabataş yalanını ortaya atarak büyük bir provokasyona imza atan Elif Çakır, yıllarca başında bulunduğu başörtüsünü Davutoğlu’nun Kararı’na geçtikten sonra çıkardı. 

‘Provokasyon’ tecrübesini Karar’da sürdürüyor

Kabataş’ta kazandığı ‘provokasyon’ tecrübesini Karar’daki köşesinde sürdüren Elif Çakır, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranını diline doladı.  

Bu satırları yazmadan önce Kabataş provokasyonunu temizleseydin!

“Görünen köy kılavuz ister mi?” başlıklı bir yazı kaleme alan Elif Çakır, “Bugün Türkiye 2002 Türkiye’sinden daha kötü bir konumda. Sayın Erdoğan Kasım 2002’de iktidarı devraldığında enflasyon oranı yüzde 31.77 idi, bugün, ki, o da, TÜİK’in ince, kalın ayarlamalarla, altın makas düzeltmeleriyle açıkladığı enflasyon oranı yüzde 36.08.

2002 sonunda ülkemizin dış borcu 124, 9 milyar dolarken bugün 435,1 milyar dolar. Her üç vatandaşımızdan biri işsiz durumda. Sayın Erdoğan Beştepe’nin penceresinden kafasını uzatsa göreceği manzara ekmek kuyrukları olacak.

AK Partili belediyeler halka un dağıtma aşamasına gelmiş durumda.” iddiasında bulundu. 

Dünyadaki yüzde 2530’luk enflasyonu görmüyor, kurnazlık yapıyor

Türkiye’nin 2002’den daha kötü olduğunu iddia eden Elif Çakır, bütün dünyanın koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik sıkıntıların yaşandığını görmemezlikten gelerek okuyucusunu yanıltmayı tercih etti. ABD ve bütün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bir yandan salgınla mücadele ederken diğer yandan yüzde 2530 oranında yaşanan enflasyon rakamlarını gizleyen Elif Çakır, aklınca kurnazlık yaparak hükümeti hedef aldı. 

Elif Çakır’ın Karar’da karaladığı köşeden kısa bir kesit şöyle:

“Hadi biz yine de AK Parti tabanının bile inanmadığı, güven duymadığı TÜİK’in verisini baz alarak soralım: Enflasyonu yüzde 36.08’e kim çıkarttı?

Hadi söyleyin ‘enflasyon canavarı’ deyin, enflasyon canavarının ne olduğunu anlatın, enflasyonun canavara dönüşmesinin sebeplerini anlatın, ‘karşılıksız basılan paralar’ deyin, ‘cayır cayır karşılıksız basılan paraların neticesidir enflasyon’ deyin, ‘enflasyonu azdırmak hırsızlıktır, devletin halkın cebinden çaldığı paralardır’ deyin, ‘enflasyonu hortlatmak halkımızın hortumlanmasıdır’ deyin, ‘bu durum’ diyerek geçiştirmeyin.

Vatandaşlarınızı enflasyon canavarıyla karşılaşmasından sadece üzgünüz müsünüz?

Bu mudur yani?

Üzgün olmak!”