ABD’nin yaptırım gücü karşısında harekat durduruldu. Ancak, unutmayın siperler kazıldı cepheler kuruldu tahkimatlar yapıldı, bu daha başlangıç, Orta Doğu topraklarında olduğumuzu unutmayın. Artık önümüzdeki günler bir başlayacak bir duracak bu harekatları bolca göreceğiz.

Türkiye yedi kat yalnızlığa düşmenin korkusunu içerde ekonomisiyle askeri gücüyle dirayetiyle aşana kadar bu harekatlar kesin sonuç vermeyecek, Suriye’nin kuzeyinde satranç tahtası ve oyuncuları son kozlarını söylemedi, ancak Türkiye, içerde dışarda siyasi kararlılığıyla kurulmakta olan PKK devletini çöle mahkum edebilir, bu ateşli ve cesur harekatın sonuçlarını iç politikasını ön hazırlıklarını diplomasisini pekiştirerek uzun vadede alabilir.

Gönül isterdi ki elimiz kızgın iken girdiğimiz cephede biraz daha sert sonuçlar alınabilseydi. Ancak köpeklerinin daha fazla dayak yemesine dayanamayan Amerika’nın bölgede varlığını ağırlığını kaybetmekte olduğu da bir gerçek.

Jeopolitik’i ve Jeokültür’ü bizim kuşağa öğreten Immanuel Wallersteın’dır, artık sınırlarımızın toprak güvenliğimizin kaderimiz coğrafyanın nöbetindeyiz, yaptırımlar masaya konulunca reisimiz hem ümmetsiz kaldı hem geri vitese taktı, gittikçe Allah korusun daha saldırgan olacağımız anlaşılıyor, bu sertlik yani bu sınır güvenliği artık asla ‘yumuşama’ kaldırmayacak şekilde en temel dış politikamıza ve ‘kaderimize dayatılıyor.

İKİ TARZI SİYASET

Çok haklı güvenlik endişesiyle bir harekata kalkıştık ve muazzam yalnızlığımızı gördünüz, bu ‘ah’ Türk Milleti’nin içinde bir yaradır, artık iç siyaset bu keskin duygusallığın gölgesinde şekillenecek.

Şöyle, Türkiye’de iki tarzı siyaset kalmıştır, biri açılımcı, diğeri açılıma karşı.

Savaş ve büyük felaket ve büyük yenilgiler ve milletin kendini ‘çaresiz’ hissettiği böyle günlerde ağır vatansever duygular zirve noktasına ulaşır ve siyasete sert şeklini verir, toprak bütünlüğünden yana mısın değil misin, artık siyasetin vazgeçilmez ölçüsü haline gelir.

Açılımcı siyasetlerin Türkiye’de hiç şansı kalmamıştır.

Yeni CHP’nin, HDP oyları ve açılımı deklare ettiği bu siyasi iklimde iflas ettiği çok açıktır. Çünkü harekat iç ve dış düşmanlar karşısında Türk Milleti’nin yüreğini toplu şekilde attırmış, yani, Yeni CHP bu milli heyecana katılmamış Türk Milleti’nin ‘kaderine’ ortak olmamış, aksine milli düşmanların dilini kullanıp soylu geçmişini HDP kumpasına alet etmiştir.

HDP oyları ve ittifakı kurucu parti CHP’ye kısa vadede bir kaç büyük şehir belediyesinde seçim zaferi kazandırmış ama öngördüğümüz beklenen şekliyle uzun vadede ‘infilak’ ettirmiştir.

Yani Barış Pınarı Harekatı başlangıcı ve sonuçları toplamı Yeni CHP için hezimet olmuştur.

Yeni CHP kendi elleriyle hazırladığı acı ve hepimiz için kahredici sonuç: Türkiye’de tek parti AKP kalmıştır ve asıl büyük felaket an itibariyle ‘alternatifsizdir’, çünkü yeni CHP tam açılımı konuşurken (hırsıza) ay çıktı ve milli düşmanlarla işbirliği ayan beyan görüldü suç üstü yakalandı.

Çünkü hangi parti olursa olsun milletinin toprak bütünlüğü ve egemenliği ve jeopolitik kaderinin karşısına çıkamaz.

Bunca vatansever aday varken şaibeli açılımcı Dersim’e hayranım Demirtaş’ı destekliyorum laflarını ağzından düşürmeyerek siyaset yapanların önünü açarsanız ve bugün Barış Pınarı Harekatı’nda Türkiye’yi köşeye sıkıştıran yaptırım uygulayan düşmanların dilini hem partide hem Halk TV’de kullanırsanız hem ulus devletin varlığını ve hem de kendi varlığınızı imha edersiniz.

Küreselci IMF’ci şirketçi Almancı Fransızcı Amerikancı tezler yeni CHP’yi ülke gerçeklerine karşı inşa etmiş ve Barış Pınarı Harekatı gibi hayati bir sahnede bu büyük kader anında Yeni CHP’yi gerçekle yüzleştirip sahnenin dışına atmıştır.

YENİ CHP AKP’Lİ OLDU!

Kardeşlerim, Yeni CHP’nin vatanseverleri tasfiye edip vatansever aday göstermemesini en çok eleştiren karşısına dikilen ve açılım politikalarına çok sert yazılar yazan Nihat Genç’tir.

Yeni CHP’nin bu intihar girişimine karşı ta ilk gününden beri kim göğsünü siper ettiyse Yeni CHP’liler tarafından kovuldu dışlandı linç edildi ve hepsinden öte, AKP’li olmakla suçlandı.

Oysa AKP’li olan yeni CHP’ydi, AKP’nin Habur günlerinde yarım kalan açılım politikalarını bir vazifeyle üstlenmişlerdi.

Ve Sezgin Tanrıkululu Mehmet Bekaroğlulu ve HDP hedeflerine odaklanmış yeni tüzük çalışmalarıyla yeni CHP’ye eleştirilerimiz karşısında yalnız kaldık, yemediğimiz dayak kalmadı, sorularımıza cevap veren de çıkmadı, en yakın arkadaşlarımız İmamoğlu reklamlarıyla sarhoş olup bizimle dalgasını geçti.

Sözcü, ODA TV, Halk TV, Cumhuriyet Gazetesi, demokratik ittifak başlığı altında yeni CHP’yi ve şaibeli açılımcı adaylarını kahramanlaştırarak akıllarınca oy hesapları yapıp ‘iktidar’ hayali kurdular. Türk Milleti’nin milli karakteriyle CHP’nin asil ruhuyla oynadılar, twitlerine nicklerine trollerine reklamcılarına anketçilerine yaygaralarına çok güvendiler.

ANKETÇİLER TARİH DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

Oysa tarihi değiştiren reklamcılar anketçiler troller değil dürüst ve güvenilir insanlardır, tarihi değiştiren maaşlanmış sürüler değil varlığını sarhoş eden yüce heyecanlarından asla vazgeçmeyenlerdir. Tarihi değiştiren o anketçinin bu adayın kuyruğuna takılan değil insan evladına kutsal bir heyecanla saygı duyup bağımsız kişiliğinden zırnık taviz vermeden yürüyenlerdir.

ODA TV’de on uzun yıl Türk tarihinin en trajik günlerinde dünyada hiç bir yazara nasip olmayacak kadar uzun ve seri yazılar yazarak ülkemin toprak bütünlüğü egemenliği konusunda kavga verdim. Ve ODA TV’de bir gün en yakın arkadaşlarımın şeksiz şüphesiz İmamoğlu’na hayran bayram desteklerini görünce bağımsız yazarlığımın sırtından hançerlendiği paniğine kapıldım ve İmamoğlu’nun propaganda makinesine gönüllü dişli olmuş en yakın arkadaşlarımın hiçbirine selam vermeden ayrıldım.

Ne için? Toprak bütünlüğü ve egemenlik hakları tartışılmaz, masaya getirilmez, federasyon mu eyalet mi ortadan ikiye mi ülkeyi bölmek meclise hiç getirilmez, dediğim için. Bu şaibeli adayınızın arkasında kimler var, kim tezgahladı, birikimi tecrübesi milli endişeleri var mı yok mu sorduğum için, tezgaha kanki dayanışmasına değil siyasette açık mert konuşmaya inandığım için.

Türk Milleti’nin coğrafi kaderine karşı milli sorumluluklarımız var, dediğimiz için tıpış tıpış kimsenin peşinden yürümeyeceğiz dediğimiz için, cumhuriyetimizin bağımsızlığı ve egemenliği ve bize mirası toprak bütünlüğü vazgeçilmezdir, dediğimiz için.

Aksine dış güçlerin açılım tezgahlarına en hararetli şekilde en çok bizler karşı durmalıyız, dediğimiz için.

Ve bu endişeleri benden çok daha derin ve yürekten taşıyan yazar çizer aydın arkadaşlarımızla çareler arayıp bu siteyi kurmamız şart oldu.

İMAMOĞLU NEREDEYDİ?

Şimdi, yeni yetişen gençliğe ibreti alem olsun, Yeni CHP’nin ve İmamoğlu’nun peşine takılan meselesi olmayan küçük adamları bir harekatla silikleşip tarihten düşmelerine bugün şahit olsunlar.

Size söylüyorum, ezik, kendine güvensiz, becerisi şahsiyeti kimliği olmayan, girdiği kabın şeklini alan yüzsüz insanlar, size sesleniyorum, Türk Milleti ordusuyla bir savaşa girdi ve çıktı, Yeni CHP ve anlı şanlı Cumhurbaşkanı adayınız İmamoğlu, Türk Milleti’nin bu savaşında neredeydi, ne dedi, mavi mi kırmızı mı hangi kuvvetlerin yanındaydılar?

Reklam anket propaganda intihara koşup Türk Milleti’nin karşısına geçip partiyi imha etmiş mahvolmuşsunuz, reklamlar bitip gerçek savaşlar başlayınca oyuncak kahramanlarınızın pili bitiverdi, işte bakın savaş başladığından beri Fox TV sanki hiç savaş yokmuş gibi börtü böcek ve twit haberleri yapıyor.

Dürüstçe yüzünüze söyledim karşınıza geçip gazete ve internet sitelerinize meydan okuyup sorular sordum, sizin memleket diye bir meseleniz yok, tezgah peşindesiniz, savaş dahi sizi endişelendirmedi, bari seçimler gelse de anketreklam biraz kendinize gelseniz dermişim.

Buyrun, harekatın en büyük mağlubu, Yeni CHP ve onun İzmir ve İstanbul adayları, her şey güzel oldu dizayn edilmiş kafalar dengi dengini buldu, savaş karşısında ne acı çektiler ne endişelendiler karışık kafaları ve silik şahsiyetleriyle tarihe geçtiler.

Sessizlik içinde pusuda bekleyip bu sinsilikleriyle acaba hangi hülyalarıyla güya siyasetin ‘ganimet’ini yağmalayacaklardı.

Reklam ve anketçiler ve goygoycular çekilince evhamlı sinsi ürperen karakterleri ortaya çıktı.

Oysa vatansever cesur insanlar neşeyle ordularının yanındadır, kaynayan kanlarıyla milletin kaderine ortaktır.

Şimdi, gün itibariyle ‘açılım’ına hazırlandığınız siyaset affedilmez tartışılmaz şekliyle MİLLİ DÜŞMAN haline gelmiştir, artık bu düşmana ucundan dokunanın ne mecliste ne seçimde zırnık şansı kalmamıştır.

Yüz bulup insan içine çıkamadığınız kıstırıldığınız bu yerden bakalım nasıl bir reklam propaganda makinesi tekniğiyle çıkacaksanız, bir fikrim var, uçuş’uyla aklınızı başınızdan alan İmamoğlu’nuz, Kaş’ın Babadağı’ndan paraşütle atlıyabilir, ne güzel haber olur.


veryansintv.com