Temmuz ayında Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Sn. Zafer Sönmez ile İstanbul’da olmamam nedeni ile görüntülü konuşma ile sohbet etmiştik. Ancak, İstanbul’a geldiğimde kendisini ziyaret edeceğime dair söz verdim. Cuma günü saat 16.30 için randevulaştık.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da binada bulunmasına rağmen tüm nezaketi ve tevazusu ile bana ciddi bir zaman ayırdı.
“Sümerbank’ın Kurucu İlk Genel Müdürü Bir Aydınlıkçı” adlı yazımda bahsettiğim kitabı aşağıdaki imza ile bana armağan etti.
Bu imza ile yazılan “Sayın Hakan Bey’e Keyifli Okumalar Dileğiyle. GİRİŞİMCİ DEVLETİN İLK ÖRNEĞİ SÜMERBANK” yazısı TÜRKİYE VARLIK FONU'NUN kurulma amacını ve ZAFER SÖNMEZ’in görev ve sorumluluğunu tam olarak açıklıyordu.
Bu kinayeyi yapmadan geçemeyeceğim.
“TABİ ANLAYANA, ANLAMAK İSTEYENE”
“MESELE ÜZÜM YEMEK DEĞİL, BAĞCIYI DÖVMEK”
ÜÇ ÖNCELİK
Göreve gelirken öncelikleri belirlediklerini söyledi;
1Cari açık
2Tasarruf (yatırımlar için kaynak yaratmak)
3Yerli kaynakları değerlendirmek.
Cari açığın kapanması için ilk hedef, çok doğru bir tespit ile “enerji ve petrokimya yatırımları”: AfşinElbistan’da planlanan ve yerli kömür kullanarak yapılması planlanan Termik Santral ve Adana’da planlanan petrokimya ve rafineri tesisi.
Yatırımlara kaynak yaratmak için Prof. Dr. Erişah Arıcan hocamız da toplantının bu kısmında burada idi, ilginç bir tasarruf kaynağını harekete geçirmekten bahsetti. Kamuya ait sigorta şirketlerinin birleştirilmesi ile yaratılacak sinerji, çok ciddi bir kaynağı, yatırımları finanse etmek için kullanılabilecek.
Yerli kaynaklar ise doğal olarak üzerine oturduğumuz maden potansiyelimizin ortaya çıkarılıp değerlendirilmesi. Türkiye Varlık Fonu bunu Etibank aracılığı ile BOR madeninde ciddi bir yatırım değerine dönüştürmeye başladı.
FATİH'TEN ATATÜRK'E
Zafer Sönmez, konuşmamızın önemli kısmında milli kaynaklarımız, milli politikalar, tüm milletçe gibi kavramların üzerine basarak konuştu. Emperyalizm kelimesini kullanmadı ama sürekli bağımsızlıktan bahsetti.
Sohbetimizde Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk’ten gelen damara vurgu yaptık. Tanzimat’tan bu yana kendini dışarıya bağlayan bir kesimin hala faaliyet içerisinde bulunduğunu konuştuk.
Sayesinde çok keyifli ve öğretici bir gün geçirdim.
Kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum.
Not: Bu ziyareti düzenleyen Sn. Kurumsal İletişim Direktörü Esra Eğilmez ile Özel Kalem Müdürü, aynı zamanda meslektaşım olduğunu da öğrendiğim Sn. Bekir Göbülükoğlu’na da çok teşekkür ederim.
Hakan Topkurulu
Aydınlık