Kovid19 virüsünü takip ediyorsanız sürekli evrimleşip, ortama uyum sağlamaya çalıştığını anlarsınız. Sanki düşünüp hareket ediyormuş gibi gelişiyor ve değişiyor. En son varyant olarak anlatılan OMİKRON isimli evrimleşen şeklinin, çok bulaşıcı olduğundan bahsediliyor. Gerçekten de daha Güney Afrika’da ortaya çıktığı daha yeni duyduğumuzda, dünyanın dört bir yanından oralarda da OMİKRON varyantına rastlandığı bilgileri gelmeye başladı. OMİKRON varyantının çok bulaşıcı ama öldürücü olmayabileceği varsayımları bilim dünyasından açıklanıyor.

***

Bu ne demek biliyor musunuz? İnsanlığı yenemeyeceğini anlayan virüs şekil değiştirerek, ileride insanlık boş bulunduğu, zayıfladığında tekrar ortaya ölümcül şekilde çıkmak üzere saklanma pozisyonu almaya başladığının haberidir.   

Niyetim zaten bütün gün dinlemek zorunda kaldığımız pandemi haberlerini buradan tekrar etmek değil. Çok önemli değişimlerin yaşandığı dönemde neoliberal virüslerin davranış biçimlerine güncel örnek vermek idi.

***

Bu yaz başı tüm dünya ve Türkiye, pandemi devam etmesine rağmen normalleşme sürecine giriş yaptı. Beklenti her şeyin 2020 Mart ayı öncesine dönmesi şeklinde idi. Ancak beklenti olmadı. Pandemi, zaten çok büyük sorunlar altında olan dünya ekonomisinin temel direklerini çok zorlamış, çatırdamalar başlamıştı. Tedarik zinciri kırılması deyimi çok kez kullanıldı. Navlun (nakliye) fiyatları çok fazla arttı. Öyle ki kiralanan konteynerlerin kira bedeli içindeki maldan daha fazla tutmaya başladı. Birden talep artışı yukarıda saydığım nedenlerle birleşince, bunu birde AmerikanÇin ticari ilişkilerinde kopma, Amerika’nın Avrupa’nın iç işlerine müdahale ederek, Rusya’dan doğalgaz alımına tepki göstermesi ve engellemeye yönelik çabalarda eklenince zaten hassas olan dengeler dağılmaya başladı. Hesapsız para basmayı anlatmıyorum, zaten biliyorsunuz.

***

Yeni açıklanan verilere göre Avro Bölgesi ÜFE (üretici fiyat endeksi) ekim ayı yüzde 21.9, Almanya ekim ayı ÜFE yüzde 18.4, İtalya ekim ayı ÜFE yüzde 20.4 gibi yakın zamana kadar aklımızın ucuna dahi gelmeyecek rakamlar telaffuz edilmeye başlandı. Bu listeyi daha da uzatabiliriz. 2022 yılı büyük istikrarsızlıklara gebe.

İşin daha da ilginci Atlantik sisteminin bunu düzeltmeye yönelik yapabildiği atılımlar sadece “parasal genişlemeyi azaltalım”, “faizleri arttıralım”, “kamu harcamalarını arttıralım” türünden işin temeline inemeyen müdahalelerden oluşması. Yani Atlantik ve dolar sisteminin bu krize verecek can alıcı bir yanıtı, hamlesi bulunmuyor. Sadece seyredebiliyorlar.

***

Bizde ise krize can alıcı müdahaleler başladı. Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı diğer ortağı lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı konuşmalar, çok önemli bir değişim döneminin başladığını işaret eden açıklamalar içeriyor. Değişen ekonomi bürokrasisi liderliği doğru mesajlar veriyor. Nureddin Nebati ve Şahap Kavcıoğlu yakın ve önemli kısmı doğru uygulamalar savunuyor. “YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT” temel sloganı esas itibariyle doğruları içeriyor.

***

Bunların gerçek olduğunu ve doğru yola girildiğini başka nereden anlıyoruz; “Perinçek kazandı.” Cumhurbaşkanının Teori Dergisinde yayınlanan 10 Kasım konuşmasının “Perinçek’in dergisine başyazar olarak konuğu oldu” türünden, eleştiri değil, aksine mağlup olmanın psikolojik dışavurumunu yansıtan sözlerin sıkça duyulmasından anlıyoruz.

İşte bu noktada neo liberal virüsler, göreceksiniz yavaş yavaş evrimleşerek sızma teşebbüslerinde bulunacaklardır. Türkiye’nin zayıfladığı bir yerde, tekrar ortaya çıkıp ölümcül hastalıklarını yaymak için mücadeleye kaldıkları yerden devam etmek isteyeceklerdir.

 Bunlara dikkat edelim. Şekil ve isim değiştirerek aramıza tekrar katılmaya çalışacaklardır.

 TÜRKİYE’Yİ ÇOK GÜZEL GÜNLER BEKLİYOR.         .


Hakan Topkurulu/Aydınlık