Hürriyet yazarı Nedim Şener İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in sosyal medya üzerinden yapılan linç girişimleri açıklamasına karşılık İYİ Partili bazı isimlerin sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımları hatırlatan bir yazı kaleme aldı.
Nedim Şener: Ahlaksız İP'li

Hürriyet yazarı Nedim Şener'in "Meral Hanım'ın 'İYİ kasap' kıyması" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

LİNÇ MİLLİ DUYGUMUZ

4 Ocak 2017 günü Posta gazetesindeki köşemde ‘Milli Duygu: Linç’ başlıklı yazım şu satırlarla başlıyordu:

“Milli spor: Güreş

Milli yemek: Kuru fasulye

Milli içki: Rakı

Milli içecek: Ayran

Milli duygu: Linç

Siyasi görüşler değişse de Türkiye’de yaşayan herkesin milli duygusu: Linç.

Farklı düşünen herkes sosyal medya üzerinden birbirine küfür ediyor. Hatta öldürmeye varan tehditler savruluyor. İktidar da şikâyetçi bundan, muhalifler de. En tuhafı, durumdan şikâyetçi olan kesimlerin de bu kampanyaları yapması. Çünkü ortak düşüncede birleşilemeyen Türkiye’de ‘milli duygumuz’ linç oldu...” 

O yazım şu cümleyle bitiyordu: “Sosyal medya hesapları üzerinden kitlesel linç, sokakta şiddete dönüşüyor. Bunun mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Yoksa linci tetikleyen bu milli duygunun sonu, bizi milli felakete götürecek.”

HER FANİ LİNCİ TADACAKTIR

Bırakın kontrol altına alınmayı, sosyal medyada organize olan gruplar daha da azgınlaştı.

Umutsuzluğumu bahsettiğim yazımda Kuran’ı Kerim’deki “Her fani bir gün mutlaka ölümü tadacaktır” ayetinden esinlenerek, linçten kaçış olmadığını anlatmak için “Her fani bir gün mutlaka linci tadacaktır” ifadesini kullanmıştım.

İşte o günleri yaşıyoruz.

İlginç olan ise tehdit edenler tehditten, hakaret edenler hakaretten, linç edenler linçten şikâyet ediyor. Bunları, herhangi bir parti ya da grup ayrımı yapmadan söylüyorum.

AKŞENER’İN DİKKATİNE!

Meral Akşener bu durumdan açıkça şikâyet etmese belki böyle bir yazı yazma ihtiyacı duymazdım. Akşener’in durumu anlaması için partililerin yürüttüğü bir linç kampanyasını örnek vereceğim.

Aklı başında, sağduyulu ve olgun kişileri dışında tutuyorum ama Meral Hanım’ın, kendi milletvekillerinin, il başkanlarının, ilçe başkanlarının ve parti üyelerinin neler yaptığından habersiz olduğu açık.

O yüzden söylediği gibi, “takip etmekte zorlandığı” için ben kendisine yardımcı olacağım.

AHLAKSIZ İP’Lİ

Hatırlayacaksınız, Sözcü yazarı Rahmi Turan’ın, “Saray’a giden CHP’li” yazısından sonra televizyonlarda yaptığım konuşmalardan dolayı Akşener’in basın danışmanı Twitter hesabından ahlaksızca bir iftira attı. Ben de ona “İP’nin soytarısı” başlığıyla cevap verdim. Sosyal medyadaki çetesi “soytarı” lafına değil de “İYİ Parti” adını “İP” diye kısaltmam karşısında sosyal medya linci başlattı. CHP’nin sosyal medya trol grubunu yürütenlerden Kemal Özkiraz ve İP’nin sosyal medya trol grubunu yönlendiren Levent Özeren elbirliği ile akılları sıra hakaret ederek Twitter’ın gündemine taşıdılar. Özeren’i sadece 15 Temmuz darbecilerine verdiği destekten hatırlıyordum. Yaptıkları ahlaksızlıkla da bayağı övündüler. Basına yansıyan haberlere göre bu tiplerin kısa süre önce tutuklanan sosyal medyadaki başka kriminal hesaplarla ilişkileri varmış, şaşırmadım. Detayı fazla yer tutacak, Meral Hanım ayrıntıyı ilgililerden öğrenebilir. Bu tipler benim için önemli değil, hukuk önünde hesaplaşacağız nasıl olsa.

AHLAKSIZ MİLLETVEKİLİ

Asıl seviyesizlik, ahlaksızlık İP’nin Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ten geldi. Twitter hesabından, “İp ne?” diye sorunca, kendisine, “İP ne diye soruyor, AKP gibi, CHP gibi, MHP gibi parti kısaltması” diye cevap verdim.

Ben gerçekten yaptığım kısaltma olan “İP”nin anlamını sorduğunu sandığımdan bu cevabı yazdım. Ama Yasin Öztürk’ün içindeki ahlaksız kişilik ve kötülük bir sonraki tweet’inde ortaya çıktı ve soru işaretini cümlesinin başına koyarak, “? Var diye soru sorduğumu sandın. Şimdi direkt söylüyorum ip ne, Ağababalarına bile İYİ demeyi öğrettik, sana da bir gün İyi demeyi s... s... öğreteceğiz” yazdı.

Meğer derdi soru sormak değil, cinsiyetçi küfürmüş.

Belki parti içi eğitimlerde İYİ Parti demeyi s... s... öğretiyorlar ama Yasin Öztürk’ün hatası beni o partililerle karıştırmasıydı.

Şu notu da ekleyeyim: Kurulduğu günden beni Adalet ve Kalkınma Partisi’ne “AKP” kısaltmasını kullanıyorum. Ekranda bir kez Mehmet Metiner’in “Partimizin adı AK Parti” hatırlatması dışında ne bir uyarı, ne bir tehdit, ne bir hakaret duydum. İYİ Parti’nin resmi kısaltmasının aynı olması da sadece o partilileri bağlar. O yüzden, AKP, CHP, HDP, SP gibi o da İP’dir benim için.

İPSİZ KOL BACAK KIRMALI TEHDİT

Milletvekili sıfatı taşıyan terbiye yoksunundan sonra, partinin illerdeki ve ilçelerdeki yöneticileri de küfür, hakaret ve tehdide başladı. En gülüncü ise İP’nin İstanbul Yönetim Kurulu üyesi ipsiz Murat Köse isimli korkaktan geldi. Twitter hesabından, “Bak Nedim biz, sopayla insanların kafasını gözünü patlatmayı tasvip etmiyoruz. Lakin bu yöntemi savunanlardan çok küçük bir kısım da olsa, bizim partiye gelenler oldu. Tamamı öte tarafta kalmış değil yani. Yarın öbür gün, kolunu bacağını kırıp eline verirler. Uyarmadı deme!” ifadelerini kullandı. Kendisine adresini vermesi halinde geleceğimi söyledim ama o birkaç kez hesap uzantısını değiştirip izini kaybettireceğini düşündü.

Elbette, hem bunlarla ve burada bahsetmediğim o İP’li ipsiz trol çetesiyle hukuk önünde hesaplaşmamız devam edecek. Ama şu bilinmeli ki, “İYİ kasap” dükkânında da insanlar kıyma ediliyor.

Demek ki neymiş Meral Hanım, partinin adını “İYİ” koymakla iyi olunmuyormuş. “İYİ” olmak için iyi insanlarla çalışmak gerekir. Nitekim öyle insanlar da o partide mevcut.

Hakaretten, tehditten şikâyet ediyorsanız, temizliğe önce içinizdeki pislikleri temizleyerek başlayın.

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET