Tolga Gürler yazdı...
Sağda solda gezi türü bir ayaklanmadan söz ediliyor. Kimi odaklar desteklerken, kimi ise ezeriz, bastırırız, gömeriz türünden tehdit naraları atıyor. Bu tutum ve davranış şekli yıllardır NATO'nun ülkemizde yazdığı kurgudur. Açgözlü batının gözü her dönem doğunun zenginliklerinde olmuştur. Bu yüzden batı emperyalizmi sürekli olarak iç huzuru bozmaya yönelik ajan faaliyetlerinde bulunmuştur. Ülkemiz yine böyle bir saldırının eşiğine gelmiştir.
Kurgu önce korku yaratmak, uzaktan uzağa ajanların birbirine seslenişleri ile başlayıp, sonrasında da bir kıvılcım ile toplumu çatıştırarak ülkede yangın çıkarmaktır. Bu durumda çatışma durumunu ortadan kaldıracak caydırıcı yollar, bunun sonrasında devlet aklı ile yurttaşı kucaklayacak uzlaşma yolları aranmalıdır. Kan dökmek daha büyük sorunlar doğurur. Zor oyunu her dönem bozmuştur.
Bazı dönemlerde atılan bazı adımlar ulus bütünlüğü adına hayati önem taşır. Devletin irade ortaya koyup görevlendirdiği bir heyet ile gerekirse her grubun içine girip, her yapı ile temas kurup konuşulması gerekenleri dile getirmesi lazım gelebilir. Korkmak, üşenmek, boşvermek, önemsememek, küçük görmek olmaz... Her kişi, her etnisite, her mezhep ve inanış Türk çatısı altında, ulusal çizgileri ihlal etmediği sürece yaşama hakkına sahiptir. Bunu topluma küçük yaşlardaki çocuklardan başlayarak aşılamak gerek. Özellikle kadınlara bu konuda çok iş düşüyor. Boşa atacak tek saniyemiz yok. Buna karşın kimse bir şey yapmıyor, yalnızca konuşuyoruz. Eyleme geçmek gerek...
Zaman psikolojik (ruhbilimsel) savaş zamanı. Zamanda yaşamayan zihniyet toplumu çamura sürükler.
NATO yıllarca ülkemizde savaş ve iç kargaşa istedi. Bilim insanlarımızı ve aydın yazarlarımızı katletti. Bu katliamlarda Feto örgütü militanları görev yaptı. Feto örgütü şimdiki iktidarı büyüttü ve besledi. AKP'yi istediği noktaya getirdi. İlk adımları Türk askerinin, ulusunun gözünde saygınlığını yok etme girişimi oldu. Kozmik odanın deşifre edilmesi, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk davalarıyla iftira ve sahte delillerle Türk subayını pasifize etmeye çalıştılar.
ABD yıllarca Asya'da örgütlediği fetoyu koruma altına tutmaya devam etti. FETÖ'nün TSK, Emniyet, MİT ve yargıdaki ayakları Türk devleti tarafından kırılırken, siyasi ayakta gerekli adımlar atıl(a)madı. Çünkü beraber yürümüşlerdi. Siyasi ayakla mücadele sadece muhalefete sızan FETÖ unsurlarıyla mücadele ile sınırlı olmaz. Muhalefete geçseler dahi Babacan ve Davutoğlu gibi isimlere dokunulamıyor, bakanlık, başbakanlık yaptıkları dönemde atadıkları kim varsa FETÖ'cü çıktığı ortadayken, çünkü FETÖ'nün bir ucu onlara dokunduğunda onları oralara getirenlere de zarar verebilir. Buna güvenen Babacan , Davutoğlu aba altından sopa göstermeye devam ediyor. Tehdide boyun eğen bir mücadelede FETÖ'nün siyasi ayağı tam olarak ortaya konamaz. Fethullah Terör Örgütü şimdi bu iki isim üstünde çalışmalarını sürdürürken kışkırtıcı ajanlarını hdp, Chp, İp içine sızdırarak, hatta akp ve mhp içinde de bunlara karşılık verecek kışkırtmayı büyütecek görevliler yerleştirerek yangın çıkarmaya çalışmaktadır. İktidar cephesi her ne kadar FETÖ ilişkili olanları partisinde etkisiz görevlere sürmüş veya görevden almışsa da, kriptoların varlığı kendini göstermektedir. Türkiye'nin yeni bir aldatılma, kandırılmaya tahammülü kalmamıştır. Umarız devlet aklı galip gelir. Bu süreç doğru yönetilebilirse Türkiye kazanır. Çatışma topraklarımızda olursa kaybederiz. Bunu hiçbirimiz istemeyiz. Kimse evinde yangın istemez değil mi? Bu yüzden tehdidi evin dışına atmalı ya da bir an önce derdest etmeli. Bu tehdit Batı'nın beslediği gerici ve bölücü unsurlardır. Ulusumuzu bu unsurlardan temizlemek boynumuzun borcudur. Bu temizliğin tek yolu ise zihin savaşıdır...
7 yaşımızda tanıştığımız ulusal andımızı kaldırmalarının nedenini şimdi sanırım daha iyi anladınız. Saygılar...
İLK KURŞUN