Çiğdem Çimen yazdı

   Türkiye Büyük Millet Meclisi, 17 Nisan 1940 günü Köy Enstitüleri Yasası’nı kabul etti. İki yıl sonra 19 Haziran 1942 günü Köy Okulları ve Köy Enstitüleri Teşkilat Yasası çıkarıldı. 194243 öğretim yılında, Köy Enstitüleri’ne öğretmen, bölge okullarına yönetici gezici başöğretmen, ilköğretim müfettişi ve kesim müfettişi yetiştirmek amacıyla Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.

    194046 yılları arasında binlerce öğretmen yetişti. Köy çocukları, çağdaş eğitim ile tanıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Köy Enstitüleri’nin çalışmaları ile yakından ilgilendi. Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’u, çalışmalar hakkında bilgi almak için Çankaya Köşkü’ne çağırırdı. Eğitim ve kültür alanında meydan savaşı, Köy Enstitüleri ile verilmekteydi. Yücel ve Tonguç da eğitim ordusunun iki komutanıydı.

      1945 yılında Toprak Kanunu çıkarıldı. Dönemin Tarım Bakanı Prof. Şevket Raşit Hatipoğlu’nun hazırladığı yasaya, komisyonda Adnan Menderes karşı çıktı. Dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu, bu tasarı ile topraksız köylülere toprak verileceğini anlatmaya çalıştı. Yasa tasarısı üç ay gibi bir süre komisyonlarda bekletildi. 17. Madde tartışılmaya başlandı.

    Tartışma konusu olan Madde 17: ‘’ Topraksız veya az topraklı olan ortakçılar, kiracılar veya tarım işçileri tarım işçileri tarafından işlenmekte bulunan arazi, o bölgede 39 uncu madde gereğince dağıtmaya esas tutulan miktarın kendi seçtiği yerde üç katı sahibine bırakılmak şartıyla yukarda yazılı çiftçi ve işçilere dağıtılmak üzere kamulaştırabilir. Sahibine bırakılacak olan arazi 50 dönümden aşağı olamaz. Bu madde hükmünün uygulanmasında 15 ve 16. maddelerin hükmü işlemez. Geçici mevsim işçisi olup olmadığını Tarım Bakanlığı belli ederi.

    Tartışmalar devam ediyordu. İnönü, ‘Toprak reformu istemeyen benim partimden değildir’ diye tepki gösterdi. CHP içinden yasaya karşı muhalif sesler vardı. Toprak ağaları adeta ürkmüştü. Bu çevreler Köy Enstitüleri’ne şüpheli gözlerle bakıyordu. Çünkü Köy Enstitüleri’nin toprak kanunu ile yürümesi planlanmıştı. Bu kanun ile köy birlikleri, köylülerle ortak işletmeler, kooperatifler ve Köy Enstitüleri birlikte işlev kazanacaktı.

      Köy Enstitüleri’ne gözlerini dikenler artmıştı. Çifteler Köy Enstitüsü ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde komünistlik ihbarları yaşandı. Yetiştirdiği nice öğretmenler ile okuma yazma çığırı açan, silahsız bir devrimi gerçekleştiren Köy Enstitüleri ‘ne yönelik şu gelişmeler yaşandı:

     1946 yılında gerçekleşen hükümet değişikliğiyle Hasan Ali Yücel yerine Milli Eğitim Bakanlığı’na Reşat Şemsettin Sirer getirildi. Yeni bakan, İsmail Hakkı Tonguç ve arkadaşlarını görevden aldı.

     1947 yılında Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatıldı.

     Köy Enstitüleri’ne ve eğitmenlere verilen araziler geri alındı.

     Demokrat Parti döneminde kısa süreliğine Milli Eğitim Bakanlığı’na Avni Başman getirildi. Daha sonra göreve Tevfik İleri getirildi. İleri döneminde Köy Enstitülü birçok öğretmen hakkında asılsız suçlamalarla soruşturmalar açıldı.

     27 Ocak 1954 tarihinde çıkarılan bir yasa ile Köy Enstitüleri kapatıldı.

    Köy Enstitüleri’ne yönelik asılsız suçlamalar gibi Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’de saldırılara maruz kalmıştı. O dönemlerde IrkçılıkTurancılık davası (Hasan Ali YücelKenan Öner) görülmüştü. Bakan Yücel, önce 1947’de bakanlıktan ayrıldı daha sonra da CHP’den ayrıldı. Partinin yayın organı olarak bilinen Ulus Gazetesi’ndeki yazılarına son verdi. Ölümsüzlüğe intikal ettiği 26 Şubat 1961 tarihine kadar evinde yazıp çizdi.

     27 Mayıs İhtilalinden sonra Ankara konser salonunda, önemli bir karşılaşma oldu.. İsmet İnönü ve Hasan Ali Yücel, Köy Enstitülü yıllarından ardından görüşmüştü. Bu görüşme anında İnönü’nün ‘’Yücel seni unuttuk.’ sözü ise çok manidardır. Sanki İnönü, Yücel ve Tonguç’u enstitüler kapandıktan sonra hiç arayıp sormamış gibi düşünmemek elde değil.

    Bugün ise Yücel’in unutulmadığını görmekteyiz. Nasıl unutulur ki; Türk milli eğitimine bu denli katkıda bulunan, dünya klasiklerini Türkçe ’ye kazandıran Hasan Ali Yücel. Bakanlığa geldiğinde 6700 ilkokul vardı. Bu sayı 13.665’e yükseldi. 14 lise, 40 ortaokul açıldı. Sayısı 11 olan kız enstitüsü 37’ye, 9 olan erkek sanat enstitüsü sayısı 75’e, ticaret lisesi sayısı da 3’ten 11’e çıkarıldı. Mühendis mektebi, üniversite oldu. Fen ve tıp fakülteleri açıldı. Ankara Üniversitesi, Köy Enstitüleri kuruldu. Üniversitelere özerlik de son katkısı olmuştu. Onun kadar Türk Milli Eğitimine katkıda bulunan Milli Eğitim Bakanı göreve gelmedi desek hiç abartmış olmayız.

 İLK KURŞUN

Kaynaklar: Uğur Mumcu 40’LARIN Cadı Kazanı

                   www.meb.gov.tr

                   resmigazete.gov.tr