Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıkmak yerine: Ülkem için üzgünüm ülke beni kaybetti, ne haliniz varsa görün, ülkeyi terk ediyorum,
Kazım Karabekir: Bu ülkede 3 şey olmayacaksın falan filan, beter olun, ne kurtuluşu ne savaşı,
İsmet Paşa: Savaşmak mı ne savaşı ülkem için üzgünüm, ne İnönü'sü ne alaka!
Mahmut Esat Bozkurt: Ne adaleti, ne eğitimi ya adalet mi kaldı, nereye eğitiyorsun bu kadar cahili yüzde 60'ı cahil ve aptal, hayır düzeltiyorum yüzde 90'ı...
İroni tabii ki böyle demediler,
Tüm olumsuzlukları, olası büyük zorlukları bilerek vazifeye atıldılar,
vazifeye atılmak için içinde bulundukları durumun imkan ve şeraitini düşünmediler,
Birinci vazifelerini başardılar ve gençliğe emanet ettiler,
Asla mazeret üretmediler, yakınmadılar, ağlamadılar, milletlerini asla aşağılamadıkları gibi zekidir, çalışkandır diyerek yücelttiler, başkasını suçlamadılar, kendilerini Türk milletinden üstün görmediler, tam aksine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi: Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir. dediler.
Ordu Yok! diyenlere, Kurulur! dediler. Para Yok! diyenlere Bulunur! dediler. Düşman çok! diyenlere Yenilir! dedi. Ve dediklerini yaptılar,
Türk kahvesi bulamadılar, bulduğunu da tercihten ötürü değil, yokluktan ötürü şekersiz içtiler,
Türk milleti çıplak ayakla, yırtık pırtık giysilerle ama inançla, ruhla, istiklal için ölümü göze alarak zaman zaman çıplak elle , fakru zaruret içinde harap ve bitap durumda olsa da onuru için, namusu için, vatanı için dövüştü.
Biliyorum ki bu tür yenildik, bittik, mahvolduk mesajı içeren üretimler Türk milleti ve devletine karşı psikolojik savaş için hazırlanmış çalışmalar;
Ülkem için değil; vatan bilinci oluşmamış, vatanseverliği gelişmemiş, bireyci, bencil tipler için üzgünüm biliyorum ki onlar azınlıkta,
vazgeçenler değil, mücadele edenler tarihe geçti ve geçecek, Amerikan mandacıları kaybedecek, Mustafa Kemal'in askerleri kazanacak!