Millet Bahçesi projesine ilişkin konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medyadaki tartışmalarla tehditleri şaşkınlıkla izlediğini söyledi.
Bugüne kadar kimsenin tehditlerine pabuç bırakmadıklarını ve bundan sonra da bırakmayacaklarını vurgulayan Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir çalışmaya karşı çıkılmaz"
"Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir muhalefet partilerinin böyle bir çalışmaya karşı çıktığını, böyle bir tartışmanın parçası olduğunu göremezsiniz. Dünya başkenti İstanbul’un kalbine, herkesin örnek göstereceği ve İstanbul’a gelen bütün ziyaretçilerin uğrak yeri olacak büyük bir yeşil bir alanı, yeşil koridoru yapacaksınız ondan sonra bir de muhalefetin tehditleriyle, yalanlarıyla, iftiralarıyla uğraşacaksınız.
"Tek tek anlatıyorum iyi anlasınlar..."
Hakikaten, bunu bana birisi anlatsın arkadaşlar. Muhtemelen talimatları aldılar. Onlar aldığı talimatları yerine getirsin, biz dünyanın en büyük yeşil alanını İstanbul’a, Allah’ın izniyle kazandıracağız. Şimdi gelelim konumuza. Tek tek anlatıyorum ki, arkadaşlar, iyi anlasın.
"Beklenti ve hedefleri karşılayamamaya başladı"
Atatürk havalimanımız, 1900'lerin başında Türkiye’de ilk hava ulaşımının başlatıldığı yerdir. 1953 yılında uluslararası hava trafiğine açılmıştır. Fakat ulaşımda; uçak kullanımının yoğunlaşması nedeniyle hem uçak hem de yolcu kapasitesini fazlasıyla aşmış, Türkiye’nin beklentilerini ve hedeflerini karşılayamaz duruma gelmişti.
"Gürültü ve hava kirlliliği vardı"
Şehircilik açısından bakıldığında, daha önce İstanbul’un uzak bir bölgesinde yer alan Atatürk Havalimanı bugün; Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy ve Küçükçekmece gibi nüfusu milyonları aşan insanımızın yaşadığı bir bölgenin tam merkezinde yer alıyor. Bu anlamda nüfusla birlikte, burada yaşayan İstanbullular için de pek çok sorunu beraberinde getiriyordu. Hem çevresel hem de sağlık açısından; çevrede yaşayan insanımız uçaklardan kaynaklanan bir gürültü ve hava kirliliğiyle karşı karşıya kalıyordu.
"Yoğun bir trafiğe sebep oluyordu"
Yine ulaşım noktasında da bölgede çok yoğun bir trafiğe sebep oluyor, bu trafiğin getirdiği kirlilikle yine vatandaşlarımız karşı karşıya kalıyordu. İşte çevre, şehircilik, ulaşım ve kapasite yetersizliğine bağlı birçok sorun nedeniyle Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu büyük Türkiye ve büyük İstanbul vizyonuyla; dünyaya örnek ve model olan İstanbul havalimanımız yapıldı. Ve hamdolsun bugün hem yolcu hem de uçak sayısında Avrupa rekorları kırıyor.
"Trafik azaldı, hava kirliliği yok oldu, ulaşım rahatladı"
Peki, dünyada bizimki gibi kapatılan ve dönüştürülen havalimanları yok mu? Bakın Almanya Berlin’de Tempelhof Havaalanı vardı. 2008’de kapatıldı. Almanya’nın en çok kullanılan havaalanlarından bir tanesiydi. Çok eskiydi. Kapasitesini doldurmuştu. Alman devleti bir karar aldı. Burayı kapatarak yeni bir yaşam alanına dönüştürdü. Bugün de almanlar oraya gidip piknik yapıyor, uçurtma uçuruyor, bisiklet sürüyor, spor yapıyor. Uçaklardan kaynaklanan gürültü kirliliği, egzoz gazı kirliliği tamamen ortadan kalkmış, çevresinde trafik sorunu kalmamış, etrafında oturan vatandaşlar mutlu, oradaki işletmeler mutlu. Hem milyonlarca metrekarelik yeni bir yaşam alanı oluşturulmuş hem de Berlin’de vatandaşlar çok daha modern ve büyük bir havalimanına kavuştular. İşte aynısı burada da oldu. Artık trafik yüzde 3040 azaldı. Hava kirliliği yok. Ulaşım büyük oranda rahatladı.
"Daha önceki katliamlarını görmezler"
Şimdi bugün, Atatürk Havalimanı'nın yanına giden sözde çevrecilerin, maskeli doğaseverlerin, bizim çağın ve insanımızın temel ihtiyaçlarına göre tasarladığımız bu dev projeye; elle tutulur hiçbir mesnede dayanmaksızın iftira attıklarını, itiraz ettiklerini görüyoruz. Bunların daha önce kendi belediyelerinde yaşanan çevre katliamlarına, kesilen ağaçlara sesleri çıkmaz, gözleri görmez. Mevzu Haliç’in temizlenmesi olduğunda, dünyanın en teknolojik atıksu arıtma tesisleri iptal edilirken, yapraklardan alkış beklerler.
"CHP zihniyeti mevzu kendi belediyeleri olunca 3 maymunu oynar"
En güzel sahillerimizi, koylarımızı kaçak yapılarla dolduranlara karşı kulakları sağırdır. Çıkıp bu dev çevre projesine; felaket, israf, rezalet diyerek karşı çıkan; etrafına maskeli çevrecileri toplayan, millet nezdinde sicili tescil edilmiş CHP zihniyeti ve yandaşları; nedense mesele kendi belediyeleri olunca 3 maymunu oynarlar. Görmezler, duymazlar, konuşmazlar. Hadi bizim açıklamalarımızı bir yana bırakalım. Kendi genel başkanınız bile sizin bugün yapacağınız eylemi boşa çıkaracak bir açıklama yapıp 'burayı bir kültür ve peyzaj projesi' yapacağını açıkladı. Ya genel başkanınıza itimat etmiyorsunuz ya da burada meseleniz başka.
"Mesele millet bahçesi değil, mesele her hayra engel olma"
Açık söylüyorum. Dün Gezi’de nasıl mesele çevre değilse, ağaç değilse bugün de mesele millet bahçesi değildir. Kaldı ki dün Gezi’de güya ağaç kesilmesine karşı çıkanlar, bugün ne gariptir ki; Atatürk Havalimanı’ndaki millet bahçesine yüz binlerce ağaç dikilmesine karşı çıkıyorlar. Milletimiz şunu iyi bilmelidir. Burada mesele, her hayra engel olmayı vazife bilmiş, parti programına bile 'istemezük' zihniyetini işlemiş olan, halktan ve halkçılıktan, çevrecilik ve doğaseverlikten uzak CHP’nin o klasik, çarpık tavrıdır.
"Bu millet proje ister, vizyon ister"
Değerli arkadaşlar biz hep söylüyoruz, kendilerine ve temsil ettikleri kararmış zihniyete de cevap olsun. Hala anlayamadınız. Bu millet, bu 16 milyon İstanbullu hizmet bekler, iş bekler, proje bekler. İstanbul’u yönetmek proje ister, yatırım ister, vizyon ister, aşk ister. İstanbul’da çakılmış bir tek çivisi, dikilmiş bir tek fidanı, ekilmiş bir tek çimeni, gençlerimiz çocuklarımız için yapılmış bir tek parkı, kadınlarımız yaşlılarımız için inşa edilmiş bir tek yeşil alanı olmayanlar; vadettiği her konuda sıfır çekenler; bize çevrecilikten, bize doğa hassasiyetinden söz edemez.
"Yönettikleri hiçbir belediyede yeşil yatırım görmedim"
İşte milletimizi şahit tutuyorum. Bunların çevre ve doğa hassasiyetinin simgesi olabilecek tek bir yeşil yatırımlarını gördünüz mü? Ben ülkemizin 81 şehrini toplamda 400 kez gezmiş, binlerce yeşil yatırım başlatmış biri olarak; bu ülkede yönettikleri hiçbir belediyede, hiçbir şehirde bunu görmedim, rastlamadım. Bizim iki büyük şahidimiz var. Biri eserlerimiz, diğeri milletimiz. Hamdolsun bizim bugüne kadar açtığımız millet bahçelerini milyonlarca vatandaşımız ziyaret etti, ediyor. İşte şu anda Ankara’da, başkent millet bahçemizdeyiz. Burası her gün insanımızın dinlendiği, eğlendiği, spor yaptığı, ailesiyle huzur içinde vakit geçirdiği bir yer olmuştur. Milyonlarca Ankaralının buluşma mekânı olmuştur.
"Havalimanı üzerinden yine Atatürk istismarına sarıldılar"
Milliyetçilik mi? İşte millet burada. Milletimizin milyonlarca ferdi burada. Halkçılık mı? İşte halk burada. Çocuklarımız burada, annelerimiz, babalarımız burada. Devrimciyiz diye geziyorlar. Devrimcilik mi? İşte şehrin en değerli yerini millete armağan etme hassasiyeti burada. Atatürkçülük mü? İşte onun hayali olan, Türkiye’nin muasır medeniyet hedefinin en güzel sembolleri haline gelen millet bahçeleri, yüksek yaşam kalitesi, modern şehircilik, doğa koruma burada. Atatürk Havalimanı üzerinden yine o çok alışıldık 'Atatürk istismarına' sarılanların; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu aziz millet için çizdiği 'muasır medeniyetler' istikametini doğru anlamalarını istiyoruz.
"Sizlere rağmen durmayacağız"
Kendilerine bir hatırlatma mahiyetinde ifade etmek isterim. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal; 'Biz yaptıklarımızı asla yeterli göremeyiz. Çünkü daha büyük işler yapmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.' Biz 20 yıldır, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bu cennet vatanı; her karışına yaptığımız dev proje ve yatırımlarla; Mustafa Kemal’in 'Hayal ettiği o ülke haline getirdik.' Ama durmayacağız! Size rağmen, sizin köhnemiş zihniyetinize, karanlık anlayışınıza rağmen, sahte çevreciliğinize rağmen, tehditlerinize rağmen durmayacağız. Çünkü kâinatın tüm karanlığı bir araya gelse, Türkiye’nin aydınlık yarınlarını karartamaz, gölgeleyemez, köreltemez. Biz, bu ülkeyi her açıdan mamur kılacağız, şehirlerimizi dünya başkentleriyle yarışta en ön safa çıkaracağız, evelallah bu ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin de üstüne çıkacağız.
"Herhangi bir imara açmadan milletimizin hizmetine sunacağız"
Ben, 16 milyon İstanbullu kardeşimi ve 85 milyonluk büyük Türkiye Ailesi’ni bir kez daha müjdeliyorum. Biz, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yapacağımız Türkiye’nin en büyük millet bahçesini, günde 1 milyondan fazla insanın aynı anda vakit geçireceği; piknik yapacağı, spor yapacağı, yürüyüş yapacağı, kitap okuyacağı, dinleneceği, nefes alacağı bu eseri; ilk fidanlarıyla buluşturmak için gün sayıyoruz. Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapacağımız fidan dikim töreni için hazırlıklarımıza heyecanla devam ediyoruz. İstanbul’un en değerli arazisini herhangi bir imara açmadan, ticari ya da konut alanı yapmadan milletin hizmetine sunuyoruz. İnşallah tamamlandığında dünyanın en büyük yeşil alanlarından biri olacak millet bahçemiz, 132 bin 500 ağacıyla İstanbul’un merkezinde 5 milyon 61 bin metrekarelik yeşil bir koridora dönüşecek, İstanbul’un akciğeri olacak.
"Müzelerimiz olacak, sportif faaliyet alanları yer alacak"
7’den 70’e tüm vatandaşlarımızın vakit geçirebileceği bir alan olacak. İstanbullular ve İstanbul’a gelen misafirlerimiz buradan uzaklaşmadan doğayla buluşacak. Aileleriyle sağlıklı bir hafta sonu planı yapabilecekler. Yürüyüş yollarının, bisiklet yollarının keyfini çıkaracaklar. Bugün, cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu “81 ile 81 milyon metrekare millet bahçesi” vizyonuyla; Türkiye genelinde 450’ye yakın millet bahçesi yapıyoruz. Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizde ’de bir pistimiz millet bahçesine katılırken, diğer pistimiz acil durumlar için kullanılacak. Buradaki tüm peronlar ve binalar kalacak; oralarda ulusal ve uluslararası fuarlar düzenlenecek, bilim merkezimizde gençlerimiz deneyler yapacaklar, robotik çalışacaklar, yazılım üretecekler. Müzelerimiz olacak, sanatseverler buralarda eserlerini sergileyecekler. Her çeşit sportif faaliyet için alanlar yapacağız. Yaşlı bakım merkezimizde, annelerimize babalarımıza hizmet vereceğiz. Yani insanımızın her türlü ihtiyacına 7/24 cevap veren bir yaşam alanı olacak.
"Olası afet durumunda en merkezi toplanma alanı olacak"
Bakın 2018 yılında havalimanı ve çevresinde karbondioksit emisyonu 1 milyon tona çıkmışken, havalimanının taşınmasından sonra bu oran 75 bin ton seviyelerine düşmüş. Millet bahçemizle birlikte ağaçlarımız da filizlendiğinde bu oran çok daha aşağı seviyelere düşecek, bahçemiz iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadelemize güç katacak. Olası bir afet durumunda İstanbul’un en merkezi afet toplanma alanı, deprem toplanma alanı yine burası olacak. Hülasa bu mekân, İstanbul’un kalbi olacak. İstanbul, #85milyonunbahçesi’yle daha da güzelleşecek. Milletimize şimdiden hayırlı olsun."