Sempozyuma katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar burada bir konuşma yaptı.
Bakan Akar, konuşmada, sivil toplum kuruluşlarının ülkelerin demokratikleşme sürecinde ve toplum hayatında özel bir yeri olduğunu belirtti.
15 Temmuz Derneğinin de şehit yakınları ve gazilerle dayanışmak, 15 Temmuz ruhunu gelecek nesillere doğru şekilde aktarmak ve yaşatmak için önemli bir toplumsal sorumluluk üstlendiğini ifade eden Akar, derneğin demokrasi hayatına önemli katkılar sağladığını bildirdi.
Dünyanın büyük ve hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunu, değişen bu yapıda ülkeler arasındaki mücadele yöntemlerinin de sabit kalmayıp sürekli değiştiğini dile getiren Akar, "Nitekim günümüzde mücadele ve çatışmalar, konvansiyonel yapıdan uzaklaşarak asimetrik bir şekil almıştır. Bunların en başında da vekalet olarak terör gelmektedir. Artık dünya gündeminde doğrudan doğruya ülkeler arası rekabet geride kalmakta, devlet dışı aktörlerin, etkilerini giderek yükselttiği yeni bir mücadele alanı oluşmaktadır." diye konuştu.
Terör örgütlerinin, devlet dışı aktörler olarak vekaleten yürüttükleri mücadele alanının en önemli unsuru haline geldiğini belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
Bu örgütler aynı zamanda, yeni dünya düzenindeki etkilerini artırmak için mevcut şartlara da kendilerini uyarlamış ve evrimleşmiştir. İşte bu evrimleşmiş terörizme Türkiye, maalesef 15 Temmuz günü bizzat şahit, tanık olmuştur.
Ülkemizin yüz yüze kaldığı en önemli güvenlik ve toplumsal sorunlarından biri olan FETÖ, yeni nesil terörün ilk örneği olarak 15 Temmuz hain darbe girişiminde karşımıza çıkmıştır. Kutsal değer ve referanslarla devlet ve insan hayatının her alanına sirayet eden FETÖ’nün hain militanları, 15 Temmuz’da milletimize, devletimize, TSK’ya ve demokrasimize karşı tarihimizde görülmemiş bir ihanete, kalleşliğe kalkışmıştır. Şanlı tarihi boyunca karşılaştığı zorlukları, kederde ve kıvançta bir ve beraber olarak aşan asil milletimiz, bu hıyanet karşısında Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek siyasi liderliğinde yediden yetmişe bütün fertleriyle tek vücut olmuş, demokratik değerler uğruna destansı bir mücadele vermiştir.
Asil milletimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve emniyet güçlerimizin vatansever evlatlarıyla birlikte tek yumruk, tek yürek olarak bu alçakların hain darbe girişimini akamete uğratmıştır. Milletimiz bu kahramanlığıyla egemenliğin kayıtsız şartsız kendisine ait olduğunu, milli iradeye kimsenin tahakküm edemeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.
''EN AÇIK GÖSTERGE''
Bu mücadeleyi Türkiye ve dünya demokrasi tarihinde önemli bir milat olarak nitelendiren Akar, "Engin feraset sahibi milletimiz, 15 Temmuz’da ordusuyla arasını açmak isteyenlere itibar etmemiş, terör örgütünün hain planına engel olmuş ve ordusuna sahip çıkmıştır. Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını, milli ve manevi değerlerini canı pahasına koruyan ve mensubu olmaktan gurur duyduğumuz asil milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
Birlik ve beraberlik, egemenlik ve bağımsızlığın timsali olan kahramanların fedakarlıklarının asla unutulmayacağını vurgulayan Akar, şu ifadeleri kullandı:
TSK, kendisini zayıflatmayı ve yıpratmayı amaç edinen hain, alçak FETÖ mensuplarından temizlendikçe çok daha güçlenmekte, görev ve sorumluluklarını büyük bir başarıyla yerine getirmektedir. FETÖ ile mücadele kapsamında bugüne kadar toplam 23 bin 364 kişi Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilmiştir. Elde edilen yeni bilgi, belge ve verilerle bir bütün halinde mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz.
Bu kararlı mücadelenin nereye varırsa oraya kadar gideceğinden kimsenin şüphesi olmasın. TSK’nın şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bundan herkes emin olsun. 15 Temmuz sonrası yurt içi ve sınır ötesinde düzenlenen harekatlarda ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen başarılar, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesidir.
Bu süreçte TSK personelinin olağanüstü gayretle çalışarak verilen her türlü görevi yerine getirdiğini, en küçük bir zafiyet yaşanmaması için büyük fedakarlık ve kahramanlıklar gösterdiğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
Hain darbe girişimi sonrası Kara Kuvvetlerimiz, bugüne kadar 176 büyük çaplı operasyon icra etmiştir. Suriye ve Irak’ta gerçekleştirilen 10 büyük harekat ile büyük bir alan terör örgütlerinden temizlenmiş, güvenli bölgeler haline getirilmiştir. 2016 yılından itibaren Kara Kuvvetleri Komutanlığınca planlanan ve katılım sağlanan tatbikat faaliyetleri her yıl bir önceki yıllara göre önemli bir artış göstererek son 5 yılda 500’e yakın ulusal ve uluslararası çapta eğitim, tatbikat faaliyeti büyük bir başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Kara Kuvvetlerimizin muharip imkan ve kabiliyetlerinin artırılması maksadıyla komando tugay sayımız 17’ye yükseltilmiştir. Deniz Kuvvetlerimizin ise harekat eğitim faaliyetleri, son beş yılda yüzde 50’den fazla artış göstermiş, deniz seyir süresi, sadece 2020 yılı içerisinde tüm zamanların en yüksek seviyesine, 200 bin saate ulaşmıştır. Dünyadaki en büyük orduların dahi kesintisiz 150 günlük seyir sürelerini büyük başarı olarak kabul ettiği bir ortamda TCG Giresun gemimiz, 182 günlük kesintisiz seyir süresine ulaşarak bu alanda önemli bir başarı elde etmiştir.
TERÖRLE MÜCADELE OPERASYONLARI
Hava Kuvvetleri Komutanlığının da pilot eksikliğine rağmen faaliyetlerini başarıyla yerine getirdiğini belirten Akar, "Hava Kuvvetlerimizin semalarımızın korunmasında ve terörle mücadele harekatlarında son beş yıldaki harekat uçuşu sayısı büyük oranda artmıştır. Tüm bunların yanı sıra Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz daha birçok faaliyeti de başarıyla icra ederek her zamankinden çok daha güçlü ve kararlı olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Netice itibarıyla bu süreçte TSK’nın etkin, caydırıcı, saygın niteliklerini artırmak için personel temininden eğitimine, yeni askerlik sisteminden teşkilat yapısına kadar reform niteliğindeki birçok yenilik ve uygulama hayata geçirilmiş, böylece TSK, nitelik ve nicelik olarak sürekli bir gelişim kaydetmiştir." ifadelerini kullandı.
TSK'nın, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve en yoğun mücadelesini verdiğini, faaliyetlerine etkin bir şekilde devam ettiğini dile getiren Akar, "Kahraman ordumuz, vatanımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın ve 84 milyon vatandaşımızın güvenliğini için başta FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere her türlü risk, tehdit ve tehlikeye karşı ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışıyla azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir.” diye konuştu.
Irak’ın kuzeyindeki Pençe serisi operasyonların artan bir şiddet ve tempoda, Iraklılarla koordineli bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Akar, şu açıklamalarda bulundu:
Bizim mücadelemiz terörledir, teröristledir. Irak’ın kuzeyinde yuvalanan ve ülkemize 40 yıldır tehdit oluşturan teröristleri etkisiz hale getirmekten başka düşüncemiz yok. İnşallah bu mücadelenin sonunda terör belasından ülkemizi kurtaracağız, bunda azimli ve kararlıyız. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Terörü bitirmekte, halkımızı terör belasından kurtarmakta kararlıyız.
Şu hususun altını çizmek isterim ki PKK eşittir YPG. Özellikle dış basında PKK ve YPG ayrı, farklı gösterilmeye çalışılmaktadır. YPG ve PKK’nın bir farkı olmadığını herkesin çok iyi bilmesi lazım. ‘YPG ile PKK farklıdır’ demek bizim aklımızla alay etmek demektir. DEAŞ da aynı şekilde azılı bir terör örgütüdür. Bunların birbirinden farkı yoktur. Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadık, yapmıyoruz. PKK, Kürt kardeşlerimizi, DEAŞ da Müslümanları temsil edemez. Bunun bütün dünya tarafından bilinmesi lazım.
Bakan Akar, bazı savunma ve güvenlik konularına da değinerek sözlerini, "TSK, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle, asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biliyoruz ki en büyük takdir güvenilmek, en büyük başarı da bu güvene layık olmaktır. Sizlerin bizlere olan güveni ve desteği sürdükçe, inşallah başaramayacağımız hiçbir şey, aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur." ifadeleriyle tamamladı.
Konuşmasının sonunda Akar'a 15 Temmuz şehidi Prof. Dr. İlhan Varank'ın ablası, Ayşe Arslantürk tarafından dernek tarafından hazırlanan "251 Mektup" adlı eser hediye edildi.