"Meşhurdur, bir hastalığı keşfetmek, onu yarı tedavi etmek demektir. Osmanlı tarihi diyor ki, Türk halkı camiası mukadderatına sahip olmadığı, onun iktisadi ve toplumsal yapısı devletin siyasetine istikamet çizmediği içindir ki Türkiye çöktü. Türkiye uzun zaman şahıs idaresindeydi.Son zamanlarda kabul edilen meşrutiyet sistemi gereği sınıf idaresi oldu. Dünya tarihinin tecrübeleriyle sabittir ki, esasen bunların hiçbiri camiayı mesut edememiştir. Bütün insanlık hergün vaziyet ve idaresinden şikayetçi kalmıştır. Günümüz hukukunun manasına da muhalif düşen bu biçim idarelerde bilhassa emek daima çalınmış, o, nasibine hiçbir zaman nail olamamıştır.Esasen çağımız devletleri teşkilatında en büyük noksan emeğe layık olduğu mevkii ve hakkı temin edememesidir. Bir camiada emek milli varlığın özüdür .Bunun layık olduğu derecede hakkı verilmeyen bir devlette ne hakla milli idare söz konusu olabilir? Milli emeğin ve emek etkenlerinin devletin mukadderatına hakim olmadıkları yerde soyanlar ve soyulanlar vardır, esaret vardır; milliyet ve millet hakimiyeti yoktur.Böyle bir devletin mahiyeti hakikatte devam edip giden bir zulüm olduğu gibi , hayatı da pek az yılla sınırlıdır. Milli atasözüdür: Haramın evi olmaz.Türkiye bundan böyle ne bir şahıs ne de bir sınıf idaresi olamaz.Bu onun bugünkü manasıyla tezat teşkil eder."
...
(Kasım 1921)
İzmir Mebusu
Mahmut Esat