Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e yönelik suikast girişiminde adı geçen İyi Parti Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın sorularına sinirlendi. Perinçek’in açıklamasıyla ortaya çıkan olayın kısaca öyküsü şöyle: Perinçek, önce bir televizyon kanalında kendisine yönelik suikast tertibi içinde yer alan bir kişinin bugün İyi Parti milletvekili olduğunu açıkladı. Daha sonra, bu kişinin kim olduğu kamuoyunda tartışma konusu oldu. Perinçek, eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’in el yazısıyla verdiği suikast konusuyla ilgili notu açıkladı. İbrahim Şahin, 2006 yılında Perinçek’i ziyaret etmişti. Ziyarette Perinçek’in kendisine yönelik suikastı sorması üzerine bir kağıda kendi el yazısıyla suikastı gerçekleştirecek kişinin adının Müsavat Dervişoğlu olduğunu yazmıştı. Notta ayrıca Dervişoğlu’nun adının altına MİT’in kadrolu elemanı yazıyordu. Notta bir de daire içine alınmış 2000 tarihi ile yine parantez içinde “20.” “Dere Döviz” yazıyordu. 

Bu not, Ergenekon davası belgeleri arasında da yer almıştı. Doğu Perinçek, 21 Mart 2008’de Ankara’da gözaltına alınırken, İstanbul’daki ikameti de aranmış ve aramada bu not da polisler tarafından götürülmüştü. Perinçek, bu notun ne olduğunu soran sorguculara da yukarıda ayrıntılarını verdiğimiz olayı anlatmıştı. 

Bu bilgi, 2008 yılında basında haber olmuştu. Daha sonraki yıllarda da birkaç kez daha basında haber oldu. Bu haberler üzerine Dervişoğlu hiçbir hukuki girişimde bulunmadığı gibi herhangi bir açıklama da yapmadı. 

SORULARIMIZA SİNİRLENDİ

Perinçek’in açıkladıklarını Müsavat Dervişoğlu’na diğer basın mensuplarının önünde sorduk ve yanıtlarını istedik. Aşağıda, Aydınlık’tan Fikret Akfırat ve Ulusal Kanal’dan Ufuk Akkaya ile Erdem Özdemir’in, Dervişoğlu’na yönelttiği sorular ve yanıtların tam metnini bulacaksınız. 

Dervişoğlu’nun öncelikle bu konuyla ilgili sorulara hazırlık yaptığını saptayarak başlayalım. Sorularımız üzerine, İbrahim Şahin’in el yazısı notunun üstüne “MÜSAVAT DERVİŞOĞLU’NA SUİKASTIN BELGESİ” diye bir bilgisayar yazısı ekleyerek, Perinçek’in açıkladığı notun hiçbir yerinde suikasttan bahsedilmediği yönünde savunma yapmaya çalıştı. Ama Fikret Akfırat’ın, Şahin’in suikast sorusu üzerine bu notu yazdığını anlatmak istemesi üzerine Dervişoğlu sinirlendi. Daha önce diğer basın mensuplarına dönerek, sorulara gayet açık bir şekilde yanıt verdiğini söyleyen Dervişoğlu, bu kez “provokatör olarak muamele görürsünüz” diyerek Akfırat’ı hedef aldı. Sorulara doğrudan yanıt vermek yerine Aydınlık’a ve Doğu Perinçek’e yönelik iftiracılık, binlerce ülkücünün katili olmak gibi suçlamalarla saldırmaya çalıştı. 

İbrahim Şahin ile arkadaşlık ilişkisini yalanlamayan Dervişoğlu, Şahin’in tanıklığını ise “akli dengesi bozuk” diyerek savuşturdu. 

MÜSAVAT DERVİŞOĞLU'NU SİNİRLENDİREN SORULAR

UFUK AKKAYA: Bu soru fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederim.

MÜSAVAT DERVİŞOĞLU: Rica ederim.

U. A. : Son dönemde Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile karşılıklı açıklamalarınız oldu. Bu konuda sorularım olacak.

M. D. : Memnuniyetle

U. A. : Ulusal Kanal’dan UFUK AKKAYA ismim.

M. D. : Şeref verdiniz hoş geldiniz.

U. A. : Efendim şimdi sayın Perinçek’in ekranlarda gösterdiği, ben yanıma aldım. Bu bir Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in pusulası. Bu pusulada sizin MİT’in kadrolu elamanı olduğunuz belirtiliyor. Şimdi burada kadrolu ifadesi dikkat çekiyor. O bakımdan peş peşe bazı sorularım olacak. Siz hem Milliyetçi Hareket Partisi’ne hem de İyi Parti’ye MİT’in görevlendirmesi ile mi görevle girdiniz? Bu bir. Peki bunu nasıl değerlendiriyorsunuz tabi ki.

M. D. : Sıra ile mi gidelim yoksa hepsini soracak mısın?

U. A. : Siz nasıl arzu ederseniz.

M. D. : Ben böyle cevaplayayım.

U. A. : Olur.

M. D. : Kameralar da duysun.

U. A. : Olur hay hay. Tabi

M. D. : Soruyu soran arkadaşımız bu iddianın sahibi Doğu Perinçek’e yakın bir kanala mensup. Sizi de burada ağırlamaktan bahtiyarız. Bu medeni duruşunuz için de teşekkür ediyorum. Ayrıca ben tarihle sadece sözleşenlerden değilim, aynı zamanda yüzleşenlerdenim. O sebeple böyle soruları cevaplamaktan da mutluluk duyuyorum. Elinizde gösterdiğiniz belge orijinal bir belgedir. Ergenekon Dosyasında vardır. Gösterirseniz kameralar oraya da dönebilir.

U. A. : Aynı, aynı..

M. D. : Bu mudur? Budur. Bunun üstü nedir? Bunun üstü savcılık tarafından mı yazılmıştır? Hayır. Emniyet tarafından mı yazılmıştır? Hayır. Mahkeme tarafından mı bir kayıt düşülmüştür? Hayır. Bu kaydı düşen bu belgeyi tanzim eden. Bu belgenin orijinalinin bu tarafında (yazının alt tarafındaki el yazsını gösteriyor) suikasta dair herhangi bir emare yok. Ama bunun üstüne bunu yazarsanız (kâğıdın üst tarafındaki yazıyı gösteriyor) bu bir suikast belgesi oluyor. Bu sahte tanzim edilmiş bir belge. Önce belgeyi gösterdiğiniz için söylüyorum. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Gelelim Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kadrolu üyesi olup olmadığıma ya da kadrolu bir mensubu olup olmadığıma. Milliyetçi Hareket Partisi’nde görev yaparken de İyi Parti’de görev yaparken de Milli İstihbarat Teşkilatıyla en küçük bir bağım olmamıştır. Bir organik bağım olmadığı gibi bir irtibatım da söz konusu değildir ama Milli İstihbarat Teşkilatı, Türkiye’nin şerefli bir kuruluşudur. O şerefli kuruluşta görev yapan şerefli insanlar vardır, o şerefe ben nail olmamışımdır. Bu konuyla alakalı sorunuzu cevaplamış olayım. Bu bir. İkinci sorunuzu alayım.

U. A. : Efendim, Dere Döviz ifadesi var burada yine İbrahim Şahin’in sayın. O dönemde tabi ki üst düzey görevlerde bulunmuş ve Polis Özel Harekât Dairesi’nin de başkanlığını yapmış birisi. Bu Dere Döviz nedir? Sizin bağlantınız nedir?

M. D. : Dere Döviz benim..

U. A. : Dere Döviz’in kara para akladığı ve kirli ilişkiler içerisinde bulunan bir yer olduğu belirtiliyor.

M. D. : Dere Döviz’in…

U. A. : Sizin bağlantınız nedir?

M. D. : Dere Döviz ile alakalı olarak böyle bir iddia yoktur. Eğer öyle bir iddia yeni gündeme gelmiş ise bu da bir iftiradır. Ticareti ile hiç ilişkim bulunmayan, vefat etmiş kayınpederime ait bir döviz bürosudur Dere Döviz. Önünde 2 bin yazıyor.

U. A. : Evet o 2 bin nedir acaba?

M. D. : İşte o ben onun için diyorum bu belgeyi köpürtünce ben şey oluyorum.

U. A. : 2 bin bir rakam mı? Sayı mı?

M. D. : 2 bin yok. 2 bin yazıyor. Alınmış (daire işareti yapıyor) önünde 20 var. Dere Döviz var. İşte burada suikast falan yok. Ama bu Döviz Bürosu’nun sahibine 2002 yılının başına silahlı suikastta bulunuldu. Bu belgenin tanzim edildiği tarih 2000’den 2006 olduğu söyleniyor. O suikasttan sonra geçekleşmiş. Bakın siz diyorsunuz ya hani bu belgenin aslı bu üstüne bunu eklemişler. Ben şöyle bir şey yapsaydım (eline yeni bir kağıt alıyor) o belgenin üstüne Müsavat Dervişoğlu’na Suikastın Belgesi yazsaydım. Bu bana karşı yapılacak bir suikastın belgesi mi olacaktı. İşte…

FİKRET AKFIRAT: Ama orada İbrahim Şahin’in bu bilgiyi verdiğini söylüyor.

M. D. : Olabilir, şöyle bir şey. Bakın bir şey söylüyorum. Suikast demiyor. Burada bakın suikast, bak ne güzel cevap veriyoruz. Burada suikast deniyor mu? Keşke sizin yerinize buraya Doğu Bey gelseydi. Bu belge ya da İbrahim Şahin şayet bana gelseydi ve Doğu Perinçek size suikast yapacaktı deseydi ben önce savcılığa giderdim. Doğu bey bu evrakı niye arşivine götürdü? Doğu Bey, Doğu Beyin geçmişi çok mu durgun? Doğu Bey’in gazete dediği gazetelerden, gazetelerin manşetlerinden ülkücüler hedef gösterilerek şehit ettirildi. Doğu Bey çok mu masum?

F. A. : Efendim ben Aydınlık Gazetesi’nden geldim.

M. D. : Ben de yok ben de cevap veriyorum. Ben söylüyorum size.

F. A. : Bu iddialarınızı ben kabul etmiyorum.

M. D. : İbrahim Şahin vardı başında…

F. A. : İbrahim Şahin sizin arkadaşınız değil mi?

M. D. : İbrahim Şahin ile bizim yaylalarımız bile bir.

F. A. : Tamam güzel. İbrahim Şahin geliyor diyor ki “Doğu Perinçek’e…”

M. D. : Deyip demediğini bilmiyorum. Bakın ben. Bakın ben izah ediyorum size.

F. A. : Tamam. Ben de…

M. D. : Yahu bakın. Bakın karşılık şey değil soracaksın cevap vereceğim. Sen soruyorsun ben cevap veriyorum.  

F. A. : Ben söyleyeyim onu sonra cevap verin o zaman İbrahim Şahin..

M. D. : Ben soruya cevap vereyim siz ikiniz aynı gazeteden değil misiniz?

F. A. : O Ulusal Kanal’dan. Aynı yayın grubundanız.

M. D. : Dinle aynı yerden. Dur o zaman. Bunu dinle sonra ben sana anlatıyorum. Ben İbrahim Şahin ile Doğu Bey görüştü mü görüşmediğini bilmiyorum.

F. A. : Sordunuz mu İbrahim Şahin’e?

M. D. : Yav. Dinle. Sormadım. Sormam ben istihbaratçı değilim. Çok meraklı değilim bu işlere. Şimdi bu konuşma yapılmış. Doğu Bey kendisine suikast yapılacağını İbrahim Şahin’den duymuş ise direkt savcılığa gitmesi lazım. Ben Doğu Bey’e onun için “Fabrikatör” diyorum. Savcılığa gitmiyor, bunu arşivine koyuyor. Ergenekon Operasyonu sırasında da Doğu Perinçek’e bu belge soruluyor. Senin elinde altında “MİT’in kadrolu elemanı” yazan Müsavvat Dervişoğlu yazan bu belgenin ne işi var diyor. Doğu Bey buna makul bir cevap bulamayınca fabrikatörlük yapıyor uyduruyor onu anlatmaya çalışıyorum.

F. A. : Şimdi ben izah ediyim size…

M. D. : Arkadaşın sorusunu bitiriyim sana geleceğim.

F. A. : Ben ama burada bir açıklık getireyim. Şimdi İbrahim Şahin…

M. D. : Bana cevap vermeyeceksin. Bana soru soracaksın. Evet.

F. A. : Evet soru soracağım.

M. D. : Sorun.

F. A. : Rahatsız olacak bir şey yok.

M. D. : Ben niye rahatsız olayım canım, sen. Benim hiç o konularda çiğ yemedim karnım ağrımadı. Ben kimseyi şehit etmedim. Ben kimseye suikast yaptırmadım. Çok rahatım ben.

F. A. : Tamam çok güzel. Ben de memnun olurum bundan.

M. D. : Sağolun.

F. A. : Böyle bir şey olmasından.

M. D. : Evet.

F. A. : İbrahim Şahin’in içinde olduğu bir tertipten bahsediliyor. Bunun ile ilgili suç duyuruları yapıldı Doğu Perinçek tarafından, İşçi Partisi tarafından.

M. D. : Bunları bilmiyorum.

F. A. : Daha sonra 2006 yılında “siz benimle ilgili bir yayın yaptınız” diyerek geliyor İbrahim Şahin.

M. D. : Evet.

F. A. : Size suikastı yapacak kişi Müsavat Dervişoğlu’ydu diyor.

M. D. : Bunu bilmiyorum.

F. A. : Sonra Alaattin Çakıcı.

M. D. : Ya bu bunları bırakın. Bana soru sorun siz.

F. A. : Soru soruyorum.

M. D. : Beyefendi. Bakın şimdi.

F. A. : Peki tamam soru soruyorum.

M. D. : Bana soru sorun. Benim ile ilgili tarafını sorun.

F. A. : Peki tamam soru soruyorum.

M. D. : Ben o şahıslar ile ilgili bir şey söyleyemem.

F. A. : Tamam. Alaattin Çakıcı da suikast ile ilgili bazı bilgiler veriyor. Diyor ki Eymür, ülkücüleri kullanarak Doğu Perinçek’e suikast yapacaktı hatta benim bir…

M. D. : Sene kaçmış?

F. A. : 1998

M. D. : Evet 1998. Bu 1998 yılında ben neredeymişim?

F. A. : Şimdi efendim ben sorumu tamamlayayım.

M. D. : Tamamla.

F. A. : Yok ben bununla sizi bağlantılandıracak bir şey söylemiyorum.

M. D. : Abi bitir de çünkü benim televizyon.. Bak şimdi bunlar canlı yayın dönüyor. Ben senin şöhretini artırmak için…

F. A. : Benim şöhretimi artırmaya ihtiyacım yok.

M. D. : Çabuk. Çabuk abiciğim. Hadi.

F. A. : Tamam. Ben size olayı, boşlukları tamamlıyorum, doldurmaya çalışıyorum.

M. D. : Abi boşlukları doldurma sorunu sor bana.

F. A. : Ya soruyu sorabilmek için bu altyapıyı…

M. D. : Ben senin hayat hikayeni dinleyemem ki kardeşim.

F. A. : Ama siz izin verirseniz söyleyeceğim.

M. D. : Söyle çabuk ama yani benim işim var.

F. A. : İbrahim Şahin gelip diyor ki sizin eski arkadaşınız. Arkadaşınız olan, şimdi de dediniz ki yaylalarımız bile beraber, İbrahim Şahin geliyor, diyor ki bu suikast işinde Müsavat Dervişoğlu vardır.

M. D. : Bunu ben cevaplayamam diyorum, bana niye soruyorsunuz,

F. A. : Siz bunu yalanlamıyorsunuz efendim. Bu doğru değil demiyorsunuz.

M. D. : Niye demiyorum, bu külliyen yalandır. İbrahim Şahin denen kişinin Doğu Perinçek'e sana suikast yaptıracak kişi Müsavat dediğine inanmıyorum. Şundan inanmıyorum. Doğu bey iki kişiyi işaret gösteriyor. Bunlardan bir tanesinden 2009 yılında hiç bahsetmedi, Muzaffer Tekin. Bu yeni mesele değil. 2009'da kendisine gelenin Muzaffer Tekin olduğundan hiç bahsetmedi Doğu Bey. Onu yeni çıkardı. Çünkü Doğu Bey'in geleneği, ölüleri şahit göstermeye elverişlidir. Doğu Perinçek'i savunmaya istiyorsan, hukuk mezunuysan, mahkemeye vereceğim, adaletle savunursun.

Dinle bi... Bak insicamımı bozuyorsun, Burası televizyon tartışma programı değil. Burası İyi Parti'nin basın toplantı salonu. Nezaketsizlik yapmayın, iftira atıyorsunuz, hiç olmazsa terbiyesizlik yapmayın. Dinleyin anlatıyorum izah ediyorum.

F. A. : Terbiyesiz demeyin, soru soruyoruz, kızmayın.

M. D. : Yahu konuşma da cevap vereyim. Konuşma cevap vereyim. Bak provokatör muamelesi görürsün. Ayıp ediyorsun. Ben net olarak söylüyorum sana. O zaman Muzaffer Tekin'den bahsetmiyor. İbrahim Şahin de biliyorsunuz geçirmiş olduğu trafik kazasından ötürü akli muvazenesinde bozukluk olduğu ve hafızasını yitirdiği için Cumhurbaşkanı Necdet Sezer tarafından affedilmişti. Şimdi İbrahim Şahin'e gider sorarlar, bunu Doğu Perinçek'e sen mi söyledin diye. Buna ben bir cevap veremem. Sorunun muhatabı değilim.

Ama ben Doğu Perinçek'le ilgili olarak bu belge sahtedir, üretimdir. Ben kendisini fabrikatör zannediyordum meğer merdiven altı imalatçıymış. Tamamen kendilerinin uydurduğu bir belge ve diyologdur. Daha açık ne söyleyebilirim.

U. A. : Efendim geçmiş dediniz ya, geçmişten bir olayı sormak istiyorum. Ergenekon ve Balyoz tertiplerini yaşadı Türkiye ve Doğu Bey'in de Ergenekon, Balyoz tertiplerindeki bu davaların yıkılış sürecindeki önderliği kamuoyunun...

M. D. : Ben bunu kabul etmiyorum. O duruşmaları takip ettim. Bir önderliği filan yok.

U. A. : Kamuoyunun bildiği bir durum.

M. D. : Kamuoyu bu konuyla ilgili birşey bildiği yok. Eğer Doğu Bey'in geçmişiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapacaksa onu devrimci arkadaşlara sorun benden daha iyi anlatır.

U. A. : Meral Hanım'la ilgili bir şey soracağım. Meral Hanımın geçmişiyle ilgili bir şey soracağım. Meral Hanım bu Ergenekon Balyoz tertibinin kuvveti olan Fetullahçı Örgütü, emniyet teşkilatına yerleştirmiş bir kişi olarak biliniyor.

M. D. : Bu bir kuru iftiradır. Doğu Perinçek'in hastalığı. Çalışanlarına da nüfus etmiş maalesef. Bu söylediklerinizin bir karşılığı yok. Siz buraya soru sormaya değil şöhret olmaya gelmişsiniz. Sorunuz var mı?

U. A. : 1996 senesinde ise Akşener Amerika'nın namına Türk Ordusunun içerisine bir kulak yerleştirdi mesela.

M. D. : Evet

U. A. : Bu kulak yerleştirme işini biliyor musunuz? Siz de bu işin içerisinde miydiniz?

M. D. : Ya ben nerden işin içerisinde olayım. Ben size diyorum ki; ben Milli İstihbarat Teşkilatında olduğumu iddia ediyorsunuz. Bu iddiada bulunanların şerefi ve haysiyeti varsa bunu ispatlar. Ben size onu söylüyorum. O dönemde kulak yerleştirdi iddiasında bulunduğunuz şahsiyetlerden bir tanesi Emniyet Genel Müdürüydü. Ak Parti'den milletvekilidir. Bir diğeri de yandaş medyada köşe yazarlığı yapıyor.

U. A. : Efendim son sorum yakın tarihle ilgili.

M. D. : Arkadaşlar bakın şahit olun İyi Parti kendisinin gazeteciler tarafından yani hem de iftira atan bir adama bağlı gazeteciler tarafından sorgulanmaya kalkışılmasına bile rıza gösteriyor.

F. A. : Biz bunu red ediyoruz.

U. A. : Biz bunu kabul etmiyoruz. Bunlar olgular.

M. D. : Bunlar yalan, bunlar dokuma, bu doğrudan doğruya iftira. Benim suikast ile ilgili sorulara cevap vermemin nedeni, siz bunu alıp başka bir yere taşıyacaksınız. İyi Parti ile yedi düvel uğraştı. İyi Parti Türk demokrasi hayatının Kurtuluş Savaşını veren bir siyasi kurumdur. Rahatça soru sorabilirsiniz. Buyrun.

U. A. : Efendim 15 Temmuz gecesi çıktı dedi ki "Bu bir Amerikancı Fetullahçı darbedir" dedi. İlk diyen lider. O gece sayın Akşener nerede ne yapıyordu? O gece siz ne yapıyordunuz neredeydiniz efendim?

M. D. : Benim o gece attığım bir tivit var. "Şartlar ne olursa olsun demokrasiye, demokrasinin erdemine sonuna kadar sahip çıkacağım "dedim. Sayın genel başkanımızın da herhalde 11.43 olacak benzer bir tiviti var. Sayın Genel Başkanımız evindeydi, biz darbenin olacağını bilmiyorduk ki. Ben de Bodrum'da tatildeydim. Nerde olacaktık. Size adres vermeye korkuyorum. Arkama suikastçı yollarsınız diye.

F. A. : Biz bunu reddediyoruz.

U. A. : Biz bunu reddediyoruz.

ERDEM ÖZDEMİR: Az önce ifadelerinizin içerisinde sayın Doğu Perinçek'e "Fabrikatör" ifadesini kullandınız. Fabrikatör ifadesinin patenti Mehmet Eymür.

M. D. : Değildir.

E. Ö. : Mehmet Eymür'ün "Analiz" adlı kitabında geçer. Sizin Mehmet Eymür'le ilişkiniz nedir?

M. D. : Benim Mehmet Eymür'le ilişkimin olmasına gerek yok. Siz ideolojik bir kökten geliyorsunuz anladığım kadarıyla. Benim de ideolojik kökten geldiğimi biliyorsunuz. Fabrikatör ne demek?

E. Ö. : Size Sormalı efendim.

M. D. : Ben fabrikatör diyince hepiniz hopluyorsunuz çünkü "Fabrikatör"ün ne olduğunu biliyorsunuz. Açın bakın. Ben diyorum ki size uluslararası istihbarat örgütlerinin taktığı bir lakaptır bu. Bu öyle yazıyor şeyde. Google'a da girin "Fabrikatör" yazın. Yalancı çıkar, genel anlamıyla "general manası" yalancı, iftiracıdır. İngilizceye muttalisiniz. "Fabric" kumaş demektir. Fabricator kumaş dokuyucu demektir. Yani yalan dokuyan, iftira dokuyan adam demektir. Doğu Perinçek gazete çıkarmış, ülkücüleri hedef göstermiştir. Cinayet dokumuştur.

E. Ö. : Bir belgeniz var mı bunla ilgili?

M. D. : Var tabi bir sürü gösteririm. Aydınlık gazetesinde hedef gösterilen bir sürü adam gösteririm size. Bekaa'ya gitmiştir Doğu Perinçek ihanet dokumuştur. En sonunda bana geldi. Bu bir reel siyaset olmayabilir. Bir siyasi suikast hedefleniyor. Başka bir iş var bu işin arkasında onun için ben açık açık cevap veriyorum. Burda da geliyor itibar cellatlığı dokuyor.

F. A. : Son sorumu soracağım.

M. D. : Çabuk abi çabuk. Ben senin genel başkanına cevap vermekten imtina ediyorum şimdi sana saygımdan burada gelmişsiniz … Evet…

F. A. : Bütün bu iddialara biz Ulusal Kanal’da, açık davetimiz size Ulusal Kanal'da çıkıp istediğiniz gazeteciler, başka gazeteciler de olabilir, her şeyi konuşalım. Susurluk dönemini, İbrahim Şahin'i...

M. D. : Ben size bir şey söyleyeyim. Ben babadan siyasetçi bir adamım. Siyasetçinin özel hayatı bile olmaz. Ama siyasetçinin özel hayatı yatak odasının eşiğinde başlar. Ben bütün bir ömrümü açık ve şeffaf bir biçimde yaşadım. Hayatımda kusurlarım ve kabahatlerim şayet varsa da onlarla ilgili olarak özeleştiri yapma kabiliyetine sahip bir adamım. Ayrıca bu benim hayata karşı sorumluluğumdur. Ama iftiraya, ya diyorum size şu belgeyi hazırlasam, Müsavat Dervişoğlu'na suikast belgesi desem, ondan sonrada çıksam desem ki bunu bana Muzaffer Tekin getirdi, Doğu Perinçek bana suikast yapacakmış desem bu ahlaklı bir davranış mıdır? Bu evrak bile sahte. Sahte evrakla kamuoyunu yönlendirmeye çalışan bir adamın doğrularına nasıl itibar edeceğim.

Davetiniz benim için hoştur. Ben davet etmeden siz buraya geldiniz. İcabet edilip edilmeyeceği cevabımı bildireceğim. İftiradan vazgeçecek yalnız. Fabrikatörlükten vazgeçecek. 

Ben Doğu Perinçek'le defalarca televizyona çıktım. Doğu Perinçek'le Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde beni defalarca aradı telefonla görüştüm. Doğu Perinçek kendisine benim böyle bir şey yapma ihtimalim şayet söz konusu olmuş olsaydı, bu soruları bana yönlendirirdi, sorardı. Böyle bir diyaloğum var benim Doğu Perinçek'in kendisiyle. 

İbrahim Şahin bunu bana getirdi diyor 2006'da. Ergenekon davasında da Doğu Perinçek çıkıyor İbrahim Şahin'e diyor ki "Siz MOSSAD ve CIA'nın emriyle PKK'ya silah götürüyordunuz. Mahkeme'de İbrahim Şahin fenalık geçiriyor, ifadesi yarım kalıyor biliyor musun onu? Bu iftira bana değil ona da atılmış bir iftiradır.